Aile, ana, baba ve çocukları tarafından oluşturulan bir topluluktur. Geniş aile ise, aynı yerde oturan ana-baba, çocuklar, torunlar, amcalar, dayılar, teyzeler, halalar ve yeğenler tarafından oluşturulan topluluktur. Medeni Kanuna göre evlenme sözleşmesi, ancak Devletçe, yasa ile yetkilendirilmiş bir görevli evlenme memur önünde imzalanabilir ve boşanma da ancak, yasada belirtilen sebeplerin varlığı halinde ve mahkeme kararıyla gerçekleştirilebilir. Aile kurarken eşler, iyi günde kötü günde birbirlerine sevgi, saygı duyacaklarına; anlayış ve hoşgörülü davranacaklarına daima birbirlerinin yanında yer alacaklarına; kişisel ve ailevî sorunların çözümünde destek olacaklarına söz verirler. Ancak zamanımızda eşlerin, evlenirken verdikleri bu tür sözleri çarçabuk unutmakta; en küçük anlaşmazlık halinde uyumsuz ve sabırsız davranmakta; sorunu mahkemeye taşımakta, boşanmaya kalkmaktadırlar.
Bu durumdan rahatsız ve huzursuz olan, Diyarbakır’daki bir boşanma hâkimi, 2016 yılında 2600, 2017 yılında ise 2900 çiftin boşanmak için dava açmış olduğunu belirterek evli çiftlere nasihat şeklinde bir yazı hazırlayıp mahkemenin kapısına asar. Bu yazıyı okuyan davacı çiftler davadan vazgeçip evliliklerini kurtarırlar. Bu yazının özeti şudur:
“Mutlu evliliğin bir şans, çaba, emek, sabır, özveri, uzlaşma ve önemsemenin ürünüdür. Mutlu evliliğin bazı evrensel sırları vardır. Sevgi, saygı, güven temel temel koşullardır. Karşındakini olduğu gibi kabullen ve değiştirmeye çalışma. Suçlamak yerine sorumluluk al. Haklı olmak yerine mutlu olmayı seç. Koşulsuz sev ve kabullen. Değişim için karşılık bekleme. Anlaşmazlıklar, fikir ayrılıkları, tartışmalar olabilir, önemli olan bunları dozunda tutup halledebilmektir. Bankada bir hesap açtığınızı düşünün. Bu hesaba ne kadar mutlu an yatırırsanız ilişkiniz o kadar mutlu ve uzun ömürlü olur. Amacınız, hesabınızı mutlulukla doldurmak olmalı. Birbirinize olan ilgisizliğinizin nedenini bulun. Sevgiliyle yaptıklarınızı tekrarlayın. Sevgiliyken yapılan küçük paylaşımların devam etmek, ilişkiyi ateşler. Eşinizin fikirlerine ve hayallerine değer verin. Kaliteli zaman geçirmek için olanaklar yaratın. Beklenmedik sürprizler yaratın. Ortak zevklerinize uygun paylaşımlar yaratın. Eşinizi sevin, beğenin, fark edin, takdir edin. Öfkelendiğinizde asla şiddete başvurmayın. Mola verin, ortamı terk edin, duş alın, uyuyun ve müzik dinleyin…” (Yenişafak Gazetesi, 2.12.2017, s.7)