Son dönemlerde dillere pelesenk olan bir ifade var: Anadolu İrfanı…
Neymiş bu Anadolu İrfanı peki… İşte efendim Anadolu insanının manevi ve vicdani yönden, insani ve ahlaki ölçüde durum ve olaylara karşı sergilediği tavır olarak genel bir tanımla özetlenebilir.
Anadolu İrfanı belki yüz yıllar öncesi için kabul edilebilir bir durumken bugün sizce böyle bir irfandan bahsetmek mümkün mü?
Son yıllarda dünya genelinde ve ülkemiz özelinde küresel salgınlar, ekonomik buhranlar yaşanırken bu buhranlar karşısında insanlardaki sosyolojik değişimleri incelemenizi öneririm. Özellikle Kovid salgınıyla başlayan süreçte fırsatçı ve stokçu tabirlerinin gündemimizde bir anda nasıl egemen olduğunu hatırlayalım.
Salgın sürecinde kişisel menfaatini toplumun menfaat ve çıkarı üzerinde tutan kişilerde acaba Anadolu İrfanı’ndan nasiplendiler mi?
Ülkede yaşanan ekonomik dar boğaz ve yüksek enflasyon herkesi mağdur etti hiç şüphesiz. Ancak bu koşullar altında en çok ezilen dar gelirli vatandaş oldu. Ballandıra ballandıra anlattıkları Anadolu İrfanı’ndan nasibini kimler aldı kimler alamadı?
Ya da çok fazla geçmişe gitmeden yaklaşık 4 ay önce yaşanan deprem felaketinden sonra bu fırsatçılar Anadolu İrfanı’nı unuttular mı? Dünya malının bazen dünyada bile kalmadığı gerçeğini göremediler mi?
Piyasada makul fiyatlarda kiralık ev bulmak artık imkansız neredeyse. Asgari ücretin 8 bin 500 lira olduğu bir ülkede 5-6-7 bin lira kirayı kim ödeyebilir? Ev sahiplerinin fırsatçılığı da Anadolu İrfanı’na dahil mi?
500 bin lira piyasa değeri olan aracını afaki bir fiyatla satışa koyanlar peki? Bunlar da fırsatçı olmuyor mu?
Bugün biz insani, vicdani ve ahlaki tüm değerlerimizi yitirdik. Yaratanın Eşref-i Mahlukat dediği insanoğlu eşref sıfatını kaybetmedi mi sizce de? Bu satırları okurken öz eleştiri yapıp iğneyi başkasına çuvaldızı kendimize batırabiliyor muyuz?
İnsanoğlu kendinde hiçbir zaman hata aramaz da görmez de maalesef. Başkalarını eleştirdiği noktadan kendi ofsaytta kalıyor hâlbuki. Toplumu şekillendiren, toplumu kenetleyen, toplumsal değer ve yargıları ahlaki ölçüde bir yaşayış biçimine dönüştüren Anadolu İrfanı’nı yitirdi insanoğlu.
Kişisel hırslar, çıkarlar, arzular ve aç gözlülük insani değerlerin önüne geçmekle kalmadı vicdan, ahlak ve manevi duyguları resmen yok etti. Toplumun çok büyük bir kesiminin inandığı herhangi bir din olmasına ve dinlerin bir şekilde vicdani ve ahlaki değerler sunmasına rağmen toplum çöküşte.
Ez cümle bugün insanız demeye utanır olduk…
