Kıymetli okurlarım bu haftaki yazımda Ney´e olan sevdamdan dilim döndüğünce bahsetmeye çalışacağım.
Daha çocuk yaşta başlamıştı bu sevda...
O zamanki tabirle neyin bize vermek istediği mesajı merak ediyordum. Küçük yaşta o mesaj dediğim şey ilerleyen zamanlarda anladım ki neyin içindeki sır olarak ifade ediliyormuş... Artık neyin içindeki o sırrı daha da merak etmeye başlamıştım. Bu kadar yürek yakmasının yanında huzur vermesinin bir hikmeti olduğunu daha küçük yaşta anlamıştım...
Ustalarımdan dinlediğim ve bazı kaynaklarda da rast geldiğim bir kıssayı sizinle de paylaşmak istiyorum;
´´Efendimiz (sav) miraç hadisesinden sonra bir sırra nail olur. Bir gün bu sırlar üzerine tefekkür ederken, Hz. Ali içeri girer; sizi çok düşünceli görüyorum. Acaba bir sorununuz mu var? diye sorar. Hz. Muhammed(sav); ´´yoktur ya Ali. Bana verilen sırları düşünüyorum.´´ buyurur. Hz. Aliyi bir merak kaplamıştı. Hz. Ali ´´bu sırların bir kısmına benimde vakıf olmam mümkün müdür?´´ diye sorar. Kaldıramazsın ya Ali der efendimiz(sav). Fakat Hz.Ali´nin gözlerindeki isteği görünce başlar anlatmaya;
Hz. Ali, işittiği şeylerden sonra içinde yoğun bir aşkınlık dalgalanır. Yerinde duramaz gibi olur ve efendimizden huzurundan çıkmak için müsade ister. Öylesine ağır gelmiştir ki o sırlar mekke sokaklarında dolaşıp herkese duyurmak gelir içinden. Ancak o zaman rahatlayacaktır. Lakin bunu yapamaz. Adı üzerinde, yüküne talip olduğu şey sırdır. Herkese açık değildir. Aklına bir fikir gelir. Mekkenin dışına çıkar ve kör bir kuyu bulur. Kuyuya haykırır içindeki bütün sırları. Sonunda sakinleşip rahatlar.
Kör kuyuya tesir etmiştir bu sırlar, dayanamaz coşar taşar birden. O taşan suyun olduğu bölgede sazlar biter. Oradan geçen bir çoban o sazlıktan bir kamış keser içini temizler delikler açar ve üfler. Fevkalade bir nida yükselir semaya. Çünkü o ilahi sırrı anlatır duyabilene...
Özellikle ney üflemeye yeni başlayan ve başlamak isteyen dostlar öncelikle kendilerine şu soruyu sormalarını tavsiye ediyorum; ben ney´im...
Ney olmamız için o sırra nail olacak bir nefese ve yüreğe ihtiyacımızın olduğunu unutmayalım.
Ney oldum demek bir bakıma yanmaktır. Yanmak sabır gerektirir. Neyin o sırrına ulaşmak sabır işidir...
Ney üflemek isteyen okurlarıma nacizane bir tavsiyem daha var; ney sizi bırakmak istese de sabredin ve siz onu bırakmayın. Hz. Ali nasıl ki ısrar ederek efendimiz(sav)den o sırlara vakıf olduysa siz de neyin içindeki o eşsiz güzelliğe vakıf olmak için bırakmayın...
Ney size ne söyler onu duyun!
Şemsi Tebriziye atfedilen bir kelamla sözlerime son vermek istiyorum;
´´Zorluklardan acılardan kaçma. Her ebe acı çekilmeden doğum olmayacağını bilir. Senin içinden de yepyeni bir sen ortaya çıkması için, acılara, zorluklara, karşına çıkabilecek engelelere hazır olman gerekir.´´
O vakit dostlar sabrın sonu ney´dir...?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?