USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

BEŞİNCİ KOL

06-04-2021

Hepimizin malumu bir süredir birileri etrafımızı dört koldan kuşatıyor. Suriye, Irak, Yunanistan topraklarına yerleşerek karadan, Mısır, İsrail, Güney Kıbrıs'taki uşakları eliyle denizden komşumuz oldular. Ancak dört kuldan kuşatmakla Türkiye’yi düşürmenin mümkün olmadığını da görüyorlar. Gücünü milletten alan bir ittifak ve o ittifakın gereğini yerine getirerek milletini teslim etmeyen bir Cumhurbaşkanı ve onun komutasında güçlü bir ordu var. Bu nedenle bizi kuşatanlar içerde beşinci kolu harekete geçirmekten başka çare görmedi. Bazen ekonomik operasyonlarla  bazen, bazen  ambargolarla diz çöktürmeye çalıştılar oda olmadı. Darbeyi deniler millet derslerini verdi. Tek çare içerden çökertmenin yollarını arıyorlar.

 

                Dört koldan bizi kuşatan ittifakın Başkanı daha seçilmeden ilan etmedi mi? "Biz Türkiye’yi dize getireceğiz, Erdoğan'ı devireceğiz ancak bunu darbe ile yapmayacağız. İçerdeki her türlü Muhalif unsuru destekleyerek yapacağız". Demedi mi? İşte onun seçilmesi ile içerdeki beşinci kol faaliyetlerinin uşakları heyecana kapıldı, öne geçme yarışına girdi.

 

                2019 Martında İstanbul seçimlerini kazanan bir zat var. Hani o günden itibaren gözünü Beştepe’ye diken ve iki yıldır yaptığı her hareketi orası için yapan zat. Kanal İstanbul üzerinden kirli kampanya yürütüyor. Son derece irrite eden bir sloganla. "YA Kanal Ya İstanbul" diye. Bu kampanyanın uzantısı olarak son bir ay içinde peş peşe aslı astarı olmayan konular üzerinden İktidara ve Onun emrindeki Mehmetçiğe operasyonlar çekiliyor.

 

                Önce Harp okullarına girişi düzenleyen yönetmelikteki İrtica sözcüğü üzerinden yaygara başladı. Oysaki o ibare 2001 Yılında yönetmeliğe yerleştirilen 28 Şubat kalıntısı bir maddeydi. Daha önce olmayan bir şeydi yani. Sonra Subayların eğitimindeki müfredattan Atatürk ilke ve inkılaplarının çıkarıldığı yalanı yayıldı. Sonra bir araya getirilen 126 emekli monşer Montrö üzerinden bir açıklama yayımladı. En sonunda da 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümüne 103 kala bir gece yarısı 103 Emekli Amiral darbe dili ile bir bildiri yayımladı.

 

                Tarz üslup hainlik derecesi ve maske hep aynı. 1961'den bugüne nasılsa öyle yapıldı. Milletin iradesini temsil eden iktidarı asılsız mesnetsiz suni gündemlerle itham edip, tehdit ettiler ve yine maske Atatürk’tü tabi.

 

                Amaç belli, dört koldan kuşatanların işini kolaylaştırmak için kaotik bir ortam oluşturmak. Sonunda iktidarı seçime zorlamak. Seçim sandığı konduğunda ise Kanal İstanbul’u yaptırmayan bir Kahraman edasında olan Mimamoğlunu Beştepeye çıkarmak. Ve mutlu son. Ülkeyi kuşatanların çıkarları doğrultusunda birlikte yönetmek..

 

                Peki biz bunu yer miyiz. Elbette biz yemeyiz, yemeyeceğimizi en son beş yıl önce gösterdik. Ama asla yemeyiz gibi bir iddiada bulunamıyorum ne yazık ki. Halen içimizde büyük bir oran var ki buna dünden razı, bu tabloyu hatta dört gözle bekleyenler var. İşte onlara fırsat vermemek için uyanık olmalı ve gereken yapılmalıdır.

 

                Bildiriden sonra şimdiye kadar hiç bir muhtıra ve darbe girişimine boyun eğmeyen iktidarın sert karşılık vereceği beklenen bir şeydi. Ben Muhalefet ne diyecek diye bekledim. Millet ittifakının büyük ortağının Alkışlamasıda süpriz olmazdı. Nitekim genel başkan oh olsun dercesine sessiz kalmayı tercih ederken altındakiler bildiriyi alkışladı. Olsun biz artık onları tanıyor ve öyle kabul ediyoruz. İttifakın en küçük ortakları ise; Bildiriyi yazdıranlara ve yazanlara hiç bir laf etmeden bildirinin oklarının döndüğü iktidarı eleştirme gaflet, delalet ve hıyanetinde yarıştı. Millet ittifakı içinde en sert tepkiyi İYİ Parti genel Başkanı Meral Akşener verdi, zevzeklik diyerek. Akşener’in yaptığı açıklamanın altına imza atarım. Ancak kendinden önce bildirinin altına tabip teymen olarak imza atıyorum diyen danışmanın yaptığı zevzekliğin hesabını sorması kaydı ile...

 

                Tablo buyken bu milleti, bu devleti kara ve mavi vatanı teslim etmemek için yapılması gereken Devlet Bahçelinin dediğini yapmaktır. Ne demişti Bahçeli? "Rütbeleri sökülsün, emeklilik hakları ellerinden alınsın, bulundukları ordu evlerinden çıkarılsınlar."  Aynen böyle olmalı. Bunu yapmazsak yol olur. Yaparsak hemen darbe heveslilerinin sonu gelmez belki ama bundan sonra buna niyetlenenler için ibret olur....

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?