Muhterem okuyucularım,
Ceneb-ı Allah’ın izni keremiyle 2018 yılı içinde mevcut olan mübarek Cuma günleri için yazacağımız sohbet yazılarıyla da beraber olacağız inşallah.
Bu senenin yazılarıma besmele ile başlamak ve bu vesile ile ilkyazımda besmelenin FAZİLETİNDEN bahsetmek istiyorum.
“Euzu billâhi mineşşeytani’r Racîm Bismillâhi’r Rahmani’r-Rahîm !” = Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım. Rahmân ve Râhîm olan Allah’ın adıyla!” şeklindeki Euzu Besmelenin veya sadece “Bismillâhi’r Rahmani’r-Rahîm !” şeklindeki besmelenin faziletleri saymakla bitmez. Bu sebeple insanoğlunun, her ne yaparsa, her neye başlarsa, her neye el atarsa, her ne tutum, davranış ve eylemde bulunursa mutlaka Euzu Besmele okuması şarttır. Bir adım atmaktan Kur’ân okumaya kadar her harekette dilimizden besmele eksik olmamalıdır.
Peygamberimiz (s.a.s.), “ Bir insan evine girdiğinde ve yemek yediğinde Allah’ın adını zikrederse, şeytan, avanelerine ‘burada size gecelemek ve yemek yoktur’ der. Şayet Eve girerken insan, Allah’ın adını anmazsa, şeytan, avanelerine ‘ Bu evde geceleyebilirsiniz’ der. Yemekte, kişi, Allah’ın adını zikretmezse, Şeytan, ‘ Bu evde size gecelemek ve yemek vardır’” der.”(Müslim, Eşribe, 103,II, 1598).
-Euzu besmele hayır getirir, huzur getirir, iyilik-güzellik getirir! Bu sebeple bazı âlimler “dünyadaki bütün zehirlerin panzehiri besmeledir” derler. Allah’ın adıyla bir işe başladığımızda, oluşacak bütün şer etkileri, menfi enerjiyi, kötülükleri etkisiz hale getirmiş oluruz.!
-Euzu Besmele okunduğunda şeytan uzak durur; kalbe vesvese veren şeytan uzak olur!
-Besmele çeken mü’min kendisini Allah’a emanet etmiş olur; Allah’ın emanetine terk etmiş olur! Dolayısıyla, besmele çekerek bir işe, bir davranışa başlayanın; bir karar verenin işi rast gider; olumlu ve bereketli sonuca kavuşur. İnançsız, besmelesiz başlanan her işin sonu yarımdır!
- Cenâb-ı Allah, bütün korkularımızı, her türlü endişelerimizi euzu besmele ile aşmamızı nasip ihsan eylesin inşallah!
“İNŞALLAH!” DEMENİN ÖNEMİ ve FAZİLETİ
İnsanın geleceğe dair düşüncelerini, tasavvurlarını, niyetlerini anlatırken daima İnşallah! demesi gerekir: Cenâb-ı Allah, bu konuda son derecede çarpıcı ve etkili bir şekilde ikazını ve tenbihatını şu ayetlerde yapmaktadır:
“Hiçbir şey hakkında da sakın ‘Ben bunu yarın muhakkak yaparım !’ deme.!”(Kehf, 18/23).
“Ancak ‘Allah dilerse yapacağım’ de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve ‘ Umarım Rabbim beni, bundan daha doğru olana ulaştırır’ de ! ”(Kehf, 16/24)
“Allah’ın izniyle”(inşallah) demiyor, bir istisna da yapmıyorlardı”(Kalem, 68/ 18)
Yukarıdaki ayetlerde Hak Tealâ’nın da ikaz ettiği; bu ikaza kulak asmayanları eleştirdiği gibi, insanoğlunun, Ben gelecekte şunu yapacağım, bunu yapacağım, oraya gideceğim, satın alacağım, işimi büyüteceğim, evleneceğim, çocuk sahibi olacağım v.s! gibi tasavvurlarını, düşüncelerini, niyetlerini, söylerken mutlaka “İnşallah!” veya “Allah’ın izniyle” demesi gerekir; aksi halde işi rast gitmez. Kendisinin Allah’ın iznine, yardımına ihtiyaç duymadığı anlamına gelir! Bu da, Allah Tealâ’nın çok içerlediği, hiç sevmediği kibirdir! Kibirlenmektir!
“…Dünyada kibirlenenlerin yeri ne kötüdür!”(Zümer,39/71-72)
Böyle bir davranışta bulunan kişinin işi rast gitmez; teşebbüsünde, eyleminde, kararında olumlu, başarılı ve bereketli bir sonuç alamaz.
O halde her adımda, her kararda, her teşebbüste, her tutum ve davranışta mutlaka “İnşallah!” veya “Allah’ın izniyle!” demek gereklidir, yararlıdır. Her şey bir tarafa, bu tek kelime, insana moral verir, işinin rast gideceğine, olumlu ve bereketli bir sonuca kavuşacağına inanç verir. “İnşallâh!” sözcüğü, yukarıda euzü besmele için söylediğimiz tüm olumlu moral güçlere kavuşulmasını sağlar! Moralı yüksek olan; Allah Tealâ’nın sayesinde başaracağına inanan; bu yüksek moral ve inançla işe sarılan kişi de zaten başarılı olur!