George Orwel´in "Hayvan Çiftliği" kitabını eminim ki okuyanlarımız vardır. Tabi okumayanlarımızdan merak edip araştırmak isteyenlerimiz olacaktır.
Fakat sizler merak edip araştırmadan önce ben sizlere şöyle kabataslak bir şekilde bu kitabı ana hatlarıyla günümüzdeki hakikatler üzerinden anlatmak istiyorum.
Öncelikle bu eseri anlamak için sizlerden küçük bir çiftlik hayal etmenizi rica edeceğim. Hatta etrafı yabancı unsurların girmemesi için epeyce güvenlik yönünden korunaklı bir alanı düşünün.
Dışardan havalıymış gibi ama ne yazık ki içeriden leşten beter tezek kokusuyla beraber yığınlaşmış insanları hayal edin. Yani orada bir çiftlik var uzakta, çiftlik bizim çiftliğimizdir izleniminde bir yeri...
Evet, orada bir çiftlik var uzakta. Fakat acaba o çiftlik bizim midir?
Bu hususta sahiplenme içgüdüsünde bulunamayacağım. Hele ki çan kulelerinden ilim dağıtmaya çalışan, o çan kulelerindeki nizam ve ahlak bozucuları sahiplenmek kadar içler acısı bir durum göremiyorum.
Şöyle devam edeyim; Geoge Orwel´in eserinden yola çıkarak bir zamanlar o çiftlikteki bir kısım masum kuzuların habersizliğini fırsat bilen bir kısım sonradan gelme cinsi bozuklar çiftliği ele geçirmek istemişler. Bunun için ilk olarak kuzuları kurban etmekle işe koyuldular. Bu uğurda kuzuları kuzulara kırdırarak, etik olmayan ne varsa yapmaya çalıştılar.
Hal böyle iken kurbanlık bir kuzu bunu fark eder. Derhal bu sinsi merkeplere baş kaldırır. Baş kaldırır baş kaldırmasına fakat insanlığından ödün vermemişler ariyeten bu kurbanlık kuzular için kendi elleriyle bıçak bilerler.
İşte bu bilmeyenler, kazma kürek kuyu kazıp yalakalık edenler, biz bilmezük görmezük diyenlerdir. Ah bu çiftliğin zalim merkeplerden olma zavallı kurtları...
İlginçtir ki asır öyle bir asırdı ki kuzular bir yanda, zalim merkeplerle kurtları diğer yanda idi. Mevcudiyetleri orantısız bir güç, orantısız bir adaletten ibaretti.
Yaklaşık olarak kitap bunu anlatmaktadır. Sizce de George Orwel´in bu eserindeki düzensizliğin mazlum kişileri temaya alarak anlatması hayranlık uyandırıcı bir şey değil mi?
Bana göre öyle. Aslında Owel, Rusya´nın çetrefilli ahvaline gönderme yaparak ince bir düşünüş ile mükemmel bir benzetmeye imza atmış.
Bende Orwel´dan yola çıkarak bu şekilde günümüz portresini resmetmeye çalıştım. Hatta anlattığım bu hadiseye ancak bu kitap bu kadar güzel uyabilirdi.
Hem ayrıca kitabın sonlarına doğru, zalimlerin kurdukları tuzaklara karşılık, gücünde üstünde bir güç o çiftliğin cayır cayır yanmasına sebep olur. Çiftlik cayır cayır yanarken, olan kaş yapayım derken göz çıkaran diktalar. Ha ne olur; vicdan ölür, ahlak ve nizamı bozarak insan olmaktan çıkan hayvani nefisler doğurur.
Ve şundan eminim ki tahminlerimce bu karın ağrısı oluşturanların da sonlarının bu yönde olacağıdır.