Hayatım boyunca hep iş üretme ve çözüm odaklı çalışmış, verilen bir görevi veya aldığım bir işi en kısa sürede en doğru şekilde tamamlamayı yeğlemişimdir.
Başarının yegâne sırrı da aslında budur ve böyle olmalıdır.
Ancak, herhangi bir başarısızlık söz konusuysa sizin ne kadar başarılı olduğunuza, ya da iş çözme maharetinize değil, sorun çıkarıp çıkarmadığınıza bakılır.
Belki de bir başka açıdan bakıldığında bu da doğru olabilir.
Fakat; bir olaydaki ihmal kârsızlık, denetimsizlik affedilmemesi gekir ki, yaşanan Kartalkaya Faciası bir ihmali, bir denetimsizliği bıkarın bizlere göstermeyi onlarca canımızın bir çırpıda gözümüzün önünde yok olmasına yol açtı.
Bu tür olaylarda aslında rakamlara hiç bakmadım, bakmam da. Ama 78 canımızın, yarısı ki daha çocuk yaştaki vatandaşımızın yanarak, dumandan boğularak, zehirlenerek veya atlayarak hayatlarını kaybetmeleri hiç ama hiç affedilir değil.
Eskilerin tabiriyle artık kapıyı dayaklamak, artık feryat figan etmek bu 78 canımızı geriye getirecek mi?
Hayat bu kadar ucuz mu? Hayat bu kadar önemsiz mi?
Herhangi bir canlının bile hayattan koparılmasını istemezken; niye ve niçin bu kadar insanımızın yaşamlarını kaybetmesine yol açıldı?
Önlemlerin önceden alınması için neden ve niçin faciadan sonra yorum yapanlar, o zamanlarda neden bu konuların üzerinde durmadı?
Suçlu aramak, suçlu bulmak tabii gerekli. Ancak; günah keçisi ararcasına birbirini suçlamak, kendisinin suçunu bir başkasına atarak ortadan sıyrılmak her zamanki gibi neden tercih ediliyor?
Bir hatayı kabullenmek bu kadar mı zor? Ya da erdemli bir şekilde görevden affını istemek, başarısız olduğunu kabullenmek niye bizim ülkemizde bugüne kadar olmuyor veya olmayacak mı?
Bu olay bizlere bir kere daha göstermiştir ki; yetiştirmek için gözümüzden sakındığımız insanlarımız, artık bir ihmal, bir denetimsizlik nedeniyle bugün bizlerle beraber değil.
Çok sayıda değişik meslek grubundan insanımız belki de çok basit bir şekilde ortaya çıkan ama önlemeyen bir yangın sonrasında hayatlarından koparılmıştır.
Öte yandan; yitirilen onlarca can sonrasında ortaya atılan iddialar, birbirlerine atılan suçlamalar gün gelip unutulacak olmasına rağmen 78 vatandaşımızın ailesi hiçbir zaman bu anı akıllarından çıkaramayacaktır.
Bu faciada asıl düşündürücü diğer bir olay da kaç vatandaşımızın otelde olduğunun, kaçının kurtarıldığının da kamuoyuyla paylaşılmamasıdır.
Bu yazımız vesileyle Kartalkaya Faciası’nda hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet; kederli ailelerine de başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Faciadan yaralı kurtulan vatandaşlarımıza da geçmiş olsun dileklerimizi ileterek, bir daha bu tür kazaların ve olayların yaşanmaması dileğiyle hepimize sağlıklı ve mutlu günler temenni ediyorum.