Dünya bir yılı aşkın bir zamandır, biz ise yaklaşık on aydır corona denen illet bela ile mücadele ediyoruz. Zalim vürüs şuana kadar Dünyada 95 milyon ülkemizde de 2.4 milyon insanı enfekte etti. Dünyada 2 milyon bizde ise 24 bin insanın canını aldı. Yayılmaya ve öldürmeye hız kismeden devam sediyor.
Türkiye ilk vakanın görüldüğü 11 Mart 2020 tarihinden itibaren salgınla en iyi mücadele eden ülkeler arasında yer aldı. Gerek sosyal tedbirler gerekse sağlık sistemi tıkanmayan Dünyadaki ender ülkelerden birisi oldu. Bilim kurulları, il pandemi kurulları hemen hayata geçirildi. Hükümet siyasi riskleri alarak gerekli sınırlamaları, yasakları devreye aldı. Vatandaşın mağdur olmaması için vefa destek gurupları canla başla çalıştı. Virüsü kapan vatandaşların hastaneye ulaşmada, test ve tedavi hizmeti almada hiç bir eksiği olmadı. Filyasyon ekiplerinin temaslıları tespit etmesi ve izole etmesi Dünya sıtandartlarının üstünde gerçekleşti. Kredi yurtlar kurumu dahi pandemi ile mücadelede aktif rol aldı.
Türkiyenin bu başarısı Dünya sağlık örgütü tarafından taktir edilirken bir çok ülke açısından gıpte edilecek durum oluşturdu. ABD, İtalya, Fransa, İngiltere gibi Gelişmiş ülker dahi hastalarına bakamazken, ölenlerini gömecek mezar bulamazken bizim bu alanda hiç bir eksiğimiz olmadı. Doğal olarak bu başırıdan aslan payınıda Sağlık bakanı Fahrettin Koca aldı. Salgının en yaygın olduğu süreçlerde güven anketlerinde birinci çıktı. Bizlere çok şükür ki Devletimiz var, çok şükür ki güçlü bir sağlık imkanı ve ordumuz var dedirtti. Dünyanın dört bir tarafına gönderdiğimiz, hijyen malzemesi, maske ve solunum cihazları ile mazlum toplumların duasını aldırdı...
Ancak iki konuda sanıfta kaldı. Birincisi çok tartışıldı üzerine bolca siyasi muhalefet üretildi sipeküle edildi. Vaka sayılarının bir zaman açıklanmayarak sadece hasta sayılarının açıklanmasından bahsediyorum. Bakanlık bunu yapmamalıyıldı. Hadi yaptı bunun için haklı gerekçeleride vardı yaz mevsiminde iyice zora giren Turizm sektödrünü biraz rahatlatmak için bu yönütemi tercih etti bunu anlayabiliriz.
İkinci konuda ise gerçekten sınıfta kaldı o doğrudan pandeminin kaderini belirleyecek olan Aşılama konusu....
2020 Sona erip 2021 başlarken Dünya pandemi konusunda umutlandı. Aşı bulundu. Tünelin sonunda ki ışık gözüktü. Rusya, Almanya, İngiltere, ve Çin aşıyı bulduğunu açıkladı. Üç fazı tamamlayan aşılar sıra ile Dünya sağlık örgütünden ve ülkelerden acil kullanım onayı aldı. O andan itibaren Dünyanın tüm ülkeleri aşıyı ülkesine getirmenin yarışına girdi. Biz ise otamatik olarak süreci böylesine iyi yöneten sağlık bakanlığımızın aşıyı ilk uygulayacak ülkeler arasına bizi sokacağına inandık ama yanıldık.
Sağlık Bakanımız daha önce aşı konusunda bir çok kez açıklama yaparak Aralık ayında, 20 Milyon, Ocak ayında 10 Milyon Şubat ayında ise 20 Milyon olmak üzere Çinden 50 milylon Sinovak aşısının geleceğini Bu süreçte 4.5 milyonda Alman Biontek aşının geleceğini ve aralık ayı sonu itibari ile aşılamanın başyacağını açıklamıştı. Olmadı. İçinde bulunduğumuz Ocak ayında 30 milyon olması gereken aşı miktarımız 3 milyon sinovak aşısında kaldı. Aralık ayında başlaması beklenen aşılama işlemine Ocak ayının ortasında sadece Sağlık çalışanlarınından başlana bildi.
Üç milyonun dışında kalan aşıların ne zaman hangi adet ve takvimde geleceği konusunda ise tam bir sessizlik hakim kimse bilmiyor. Gelecek mi sorusuna Cumhurbaşkanı Erdoğan aşıyı yaptırdıktan sonra gelecek diye cevap verdi ama takvim vermedi. Çinle bir sıkıntı mı var ses yok. Başka aşılardan alma ihtimalimiz varmı bilinmiyor. Yani başarılarını alkışladığımız Sağlık bakanlığı tam bir açmaz içinde...
Bizde durum buyken Meksikadan Tayvana, Şiliden Filipinlere, ABD´den Afganistana, Hindistandan Kostarikaya, Rusyadan Gineye Dünyanın 50´den fazla ülkesi aşılamaya büyük bir hızla başladı. Afrikadaki üçüncü Dünya ülkeleride dahil olmak üzere 100´e yakın ülke Nüfusunun üzerinde aşı anlaşmasanı yapmış durumda. Aşı altı yapısı en iyi olan ve salgınla mücadelede ilk sıralarda yer alan Türkiye´nin aşı konusunda bu kadar gecikmesi hazin....
Sonbaharda da grip aşısında aynı belirsizlik yaşanmıştı. Daha önce Eczanelerde satılan grip aşılarının tamamına Bakanlık el koymuş ve risk gruplarına sıra ile uygulanacağı açıklanmıştı. Geçtiğimiz yılın iki katı temin edildiği belirtilen grip aşısını uzun süre bekledim. Sıra geçtiğimiz hafta geldi. Grip mevsimi geçtikten sonra. Artık o aşıyı yaptırmanın bir espirisi kalmadı. Benim gibi bir çok kişi artık o aşıyı yaptırmayacak ve aşılar elde kalacak. İnşallah Corona aşılarında da aynı sonu yaşamayız. İş işten geçtikten sonra aşıya ulaşmayız...
Aşı gibi önemli bir konuda Bakanlığın sessiz kalmaması lazım. Bir an önce durum ne açıklanmalı. Nisanda uygulanmaya başlamasını beklediğimiz yerli aşının hayata geçmesine kadar en fazla sayına insanı aşılama için olağan üstü gayret göstermesi şart. Yeterki aşı alınsın ve ülkeye gelsin. Türkiyenin aşılama başarısı yine Dünyayı gıpte ettirir. Bunu ilk günden 300 bin sağlık çalışınanı aşılayarak gösterdik.... Aksi taktirde Sağlık Bakanlığının on aydır yürütüğü başarılı mücadelenin bir anlamı kalmayacak. .....