Gerçekten bu nasıl bir iş. Biz ne ara bu hale geldik. Ordumuz sefere çıkmış, 34 şehit vermişiz, daha şehitlerimizin acısını hazmedemeden klavye hainleri iş başı yapıyor. Devletin şehit sayısını sakladığını iddia etme alçaklığını gösterebilir. Yine TBMM de grubu olan bir parti ülkemize karşı yapılan bin saldırıyı kınayan metne imza atmayabiliyor...
Konu çok, yazacak, ifade edecek tonlarca gündem var. Ancak bu hafta klavyenin başında defalarca yazdım, bir o kadar geri sildim. Ne yazsam, ne yapsam bilemedim. Bir şeyler hep içime oturdu, boğazımda düğümlendi, parmaklarım tuşlara basmadı. Meslek hayatım boyunca çok sayıda şehit cenazesine katıldım. Çokça şehit haberi yaptım. Özellikle 90´lı yıllarda bırakın ülkemiz sınırlarını ilimiz sınırları içinde dahi sürdürülen çok sayıda PKK operasyonunu takip ettim. Anadolu toprakları Bin yıldır Türk kanı sulanıyor. Bu topraklar hiç bir zaman şehitsiz olmadı. Gelin görün ki en son İdlib´de toprağa düşen 34 Şehidimiz bir başka içime oturdu. Bir başka etkiledi beni....
Şehitlerin acısı içimize çökmüşken bizi üzecek başka başka şeylerle karşılaştık.
Uzun uzun söz konusu savaşı yazabilirdim. Ama şehit haberlerinden sonra yaşadıklarımız o kadar canımı sıktı ki hissettikleri şuan yazma şansım yok. Şehit haberleri kadar canımı yakan üç konu..
BİR: Suriye ve Rusya koalisyonu Askerlerimize saldırdığı andan itibaren içimizdeki sosyal medya hainlerinin saçtığı zehir tahammül edilemez hale geldi. Neymiş, şehit sayısı 33´ten çok daha fazlaymış ve Devlet bunu saklıyormuş. Hatta şehitlerin çoğu enkaz altındaymış ve kimse onları oradan çıkaramıyormuş... Alçak sürüsü bu ülke ilk kez mi şehit veriyor. Bu devlet ne zaman mübarek şehitlerini saklama gereği duydu? Kaldı ki hangi çağda yaşıyorsunuz? Bu Askerlerin hepsinin Ailesi var. Devlet saklama gafletinde bulunsa dahi onlar çıkıp feryat etmez mi? Tüm olup bitenler adeta canlı yayın gibi Dünyanın gözü önünde cereyan ederken siz nasıl kendi devletinize bu iftirayı atıyorsunuz? Hadi bunlar bu kadar hain, bu kadar alçak. Sırf kendi hükumetine, kendi ordusuna muhalefet etmek için bunu yapıyor, ya bunlara inanlara ne demeli. Bu sosyal medya işine bir çözüm bulmak zorundayız...
İKİ: Şehit haberlerinden sonra TBMM de grubu bulanan partiler ortak bir deklerasyonla saldırıyı kınama kararı aldı. Ak Parti, MHP, CHP ve İyi Parti bu bildiriyi imzalarken, bu ülkenin ekmeğini yiyen, bu ülkenin hazinesinden yardım alan, maaş alan HDP imza koymadı. Bu nasıl olabiliyor. Dünyanın hiç bir ülkesinde buna müsade edilemez. Bir parti nasıl olur da kendi ülkesinin ordusuna yapılan bir saldırıyı kınamaz. Bu kadar demokrat bir anlayış fazla, bu HDP işine de bir ayar vermek zorundayız.
ÜÇ : Acı haberin ardından ordumuz tarihin her safhasında olduğu gibi misli ile mukavele etti. Bu olayı ve şehitlerimize atfettiğimiz kutsiyeti belirtmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan "Şehitler tepesi boş kalmayacak. Hiçbir şehidin kanı da yerde kalmayacak" dedi. Güya bu söze muhalefet etmek isteyen ve şehitler üzerinden oy devşirme telaşına düşen Ana muhalefet partisi lideri anlaşılmaz bir cevap verdi. Dedi ki; "Annelere söz veriyorum Millet ittifakının iktidarında şehitler tepesi boş kalak".
Bu söze ne denir ki. Şehitler tepesi nasıl boş kalacak? Türkiye her hangi bir ülkeye işgal amacı ile saldırdığı için mi şehit veriyor? Herkes biliyor ki tarih boyunca saldırı altındaydık yine öyleyiz. Ülkelerin her türlü argümanla yaptığı saldırı dışında son 50 yıl içinde önce Asala, sonra PKK, şimdi PKK, YPG, DEAŞ, FETÖ saldırılarına karşı ülkemizi savunuyoruz ve o nedenle şehit veriyoruz. Millet ittifakı iktidar olursa bu hain örgütler Türkiye´ye saldırmaktan vaz mı geçecek? Eğer öyleyse sizin onlarla berabersiniz anlamı çıkar. Yok değilse ne yapacaksınız da şehit vermeyeceğiz. Ülke savunmasından imtina mı edeceksiniz? Bu sözün meali ben size şehadeti değil esareti vaat ediyorum demektir. Bu ülkenin her hangi bir partisi böyle bir gelecek vadi ile seçim kazanamaz.
Türk devletlerinde ordu sefere çıkmış ise tartışma biter dua başlardı. Ancak bunların Ordudan da, seferden de, zaferden de, duadan da anladığı meğerse bu kadarmış... Kısacası içimizde o kadar çok hain yetiştirmişiz ki şehitlerimizin yasını tutmaya dahi izin vermiyorlar. Allah bu milletin ve ordumuzun yardımcısı olsun....
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?