Başlık her ne kadar politik bir konuyu ele alacakmışım gibi göz kırpsa da ben gönül ile alakalı güvenlik meselesini ele alacağım.
Ne bileyim, ya politik yazarların politikadan haberi yok ya da benim yazdıklarım gerçekten politika değil. Nedir peki politika? Politika kelimesinin anlamı bir yurdun maddi ve manevi olarak iyi duruma getirmek için değişkenlerin ne olduğunu belirlemek ve buna göre bir planlama yapmaktır. Siz bu tanım da tartışmak ya da kendi düşüncesini karşıdakine dikte etmek ya da koltuk için mücadele etmek gibi anlamlar çıkarabiliyor musunuz? Çıkara biliyorsanız o halde, günümüz politikacıların çoğunun siyaset yaptığını kabul etmemiz gerek.
Hadi neyse siyasetçiler okumuş cahillerdir de okumamış cahillerimiz de çok... Ne yazik ki ne konuştuğunu bilmeyen, bildiğini zannederek konuşan. Kendi çıkarları doğrultusunda siyaseti ele alan insanlar, bugün tuttukları partiyi yarın aforoz edenler...
Hoş, bu ülke de parti tutmak, takım tutmak gibi oldu ya, hakkımızda hayırlısı.
Yaşam standartların kötüleşmesinin sebebi, yanlış yönetim olarak görülüyor.
Yanlış yönetimin sebebi nedir?
Liyakatsizlik.
Peki insanlar neden liyakatsiz olur?
İnsanın gönlü doymadığında cebini doyurur da ondan.
Ya abi iyi diyorsun hoş diyorsun da, peki bir insanın gönlü nasıl dolar ya da bu insanların gönlü neden boş?
Hele şükür politik konuşmaya başladık...
Bakın arkadaşlar, gerçek siyasetin yapılması için hangi sebep silsilesini takip etmemiz gerektiği açıktır. Peki tahmin edin bakalım, sizce bizim ülke hangi sebep sırasında takılı kaldı?
Şartlar kötüleşir, kötü yönetim suçlanır. Kötü yönetim değişir, yerine elinde sihirli bir asa olan bir parti gelir ve hokus pokus ülkenin cebini değil gönlünü doldurmaya başlar ve her şey düzelir.
Siz inanıyor musunuz elinde sihirli asası olan birinin geleceğine?
Ben inanmıyorum.
Çünkü bu gerçeklikten uzak bir hayalperestlik.
Halk olarak bizim işimiz yönetimle olmamalı, çünkü halk olarak biz gönlümüzü doldurursak, gönlü dolu bireylerin yetişmesine el verir, destek verirsek, liyakatli bir sistem oluşacaktır. Liyakatli sistem, iyi yönetimle sonuçlanacaktır. İyi yönetim ise ülkenin refahını artıracaktır.
Bu sebep silsilesinde, bizler tersten gitmeye bayılırız.
Çünkü bize unutturdular, bizim bir gönlümüz olduğunu, onunda ihtiyaçlarını karşılamamız gerektiğini...
Bize hiç asıl sebepleri söylemediler, bir kaç açıklamanın bize yetmesi gerektiğine ikna ettiler.
Kötü şartlara sahipseniz, eleştirin!
Sadece eleştirin.
Hiç bir şekilde sahip olamayacağımız bu dünyada bizi, sahipsiz sahip ettiler.
Bizimde başımız önde, ne dedilerse yaptık. Çünkü insanoğlunun nefsi hiç bir tarih sayfalarında olmadığı kadar güvenlik içerisinde. Evet kabul ediyorum eskiden daha zor şartlar vardı ve hayatta kalmak daha zordu. Ama şu bir gerçek ki, insanoğlu, bu kadar güvenlik içinde olup da hiç bu kadar güvensizlik yaşamamıştır.
Saygısızlık, sevgisizlik ve cehalet hat safa da, nasıl güvende hissedelim? Nasıl bu güvensizlik ve değerlerimizce bitmiş olduğu bu dönemde, bir gönlümüzün olduğunu fark edelim?
O yüzden dedim ya bu bir güvenlik meselesi diye...
