Nergis
Çiçeklerin ser-efrâzı
Cümlesinden âlâ nergis
Bağın bahçenin şahbazı
Hüsnü yek dü bâlâ nergis
Sarıdır çiğdemin donu
Arzulamış ireyhanı
Bülbül sever gülistanı
Diler ki açıla nergis
Hoş severim erguvanı
Fesleğen canımın canı
Arzulamış yasemeni
Hasret dürür güle nergis
Derviş Ali’nin virdinde
Hayali kaldı derdinde
Yalınız düşmüş yurdunda
Sunulmuştur ele nergis
Derviş Ali *(15)
Gel
Hasretine artık dayanamıyom
Dağlara boz duman çöker çökmez gel
Baharda canlanır bizim buralar
Çiğdemler, nevruzlar kokar kokmaz gel
Bekir Güzeldağ *(16)
Yaz Ayları Gelince
Evvel bahar yaz ayları gelince
Kızılırmak kenarını sel alır
Mor menevşe bitip boynun eğince
Dost dostuna nergis sunar, gül alır
Er Mustafa *(17)
Güzel Sivas’ım
Lalesi, sümbülü, kokusu güzel,
Ağızlık, yemeni, çakısı güzel,
Halısı, kilimi, dokusu güzel,
İftiharla sergi serer Sivas’ım
Talip Kılıç *(18)
Sivas
Bahar gelir, güller açar yaz olur.
Gün dolanır, solar yaprak, güz olur,
Zemheride ayaz olur, buz olur
Çetin yoldur Seyfe Beli Sivas’ın.
Güz gelince ötmez olur bülbüller
Çiğdem, mor menekşe, lale sümbüller
Yavaş yavaş solar açılan güller
O zaman görünür keli Sivas’ın.
Kâhyâoğlu der ki dağlar içinde,
Pırıl pırıl sular çağlar içinde,
Mor menekşe, sümbül bağlar içinde,
Açınca gör gardaş gülü Sivas’ın.
Kâhyâoğlu. Ali Atar *(19)
Sivas’ta
Mereküm, Gardaşlar, Seyfebeli’ni
Çıkıp nazar ettim Sivas elini
Lale, sümbül, mor menevşe, gülünü,
Arı bulur, bala katar Sivas’ım.
Halil Topçu*(20)
Manilerde Çiçekler:
Karanfil ektim taşa
Bitmedi kaldı kışa
Kız seni alacaktım
Askerlik geldi başa
Gidene bak gidene
Boyu benzer fidana
Fidanı bir gül sandım
Koku salmaz odama
Haydi gidelim haydi
Çiçekli yaylalara
Sen de güzelim diye
Bakarsın aynalara
Misk-i gülüm kalburda
Çok iş vardır sabırda
İkimiz bir ölelim
Çift koysunlar tabuta
Gül nerde bülbül nerde
Gülün dalları yerde
Mevlâm bizi ayırmış
Her birimiz bir yerde
Bahçelerde tek lâle
Meylim düştü o yâre
Boynumda zincir olsa
Elim yetse tek yâre
Mendil aldım onbeşe
Yıkadım serdim taşa
Senin yârin gül ise
Benim yârim menekşe
Gül dalı pürlenir mi
Dibi gübürlenir mi
Yâri yakın olanın
Mendili kirlenir mi
Kapı önü sekili
Gül ü reyhan ekili
Dünyada güzeller çok
Gönlüm sende bekili
Çalı dibi meşeli
Uçları dört köşeli
Dünkü gülleri almış
Kokuyor menekşeli
Mektubum dört köşeli
İçinde gül döşeli
Her zaman ağlıyorum
Senden ayrı düşeli
Gülüm unutmam seni
Elde kurutmam seni
Aradan yıllar geçse
Gene unutmam seni
Karşıda gördüm seni
Gül iken derdim seni
Öpmeğe kıyamazken
Yâd ele verdim seni
Ocağa sürdüm çayı
Oğlan karanfil dalı
Gören maşallah desin
Kimin var böyle yâri
Karanfilin filizi
Kim bilir kalbimizi
Bütün dünya bir olsa
Ayıramaz ikimizi
Köprünün altı çiçek
Bu çiçek biçilecek
Asker abim gelince
Şerbetim içilecek
Bahçelerde şakayık
Ne sarhoşum ne ayık
Yedi türlü bahçe var
O da sana ilâyık
Bahçelerde sarmaşık
Kalbim sana dolaşık
Alacaksan al beni
Ben sana oldum aşık
Karanfil ocak değil
Üstü tomurcak değil
Seveceksen içten sev
Gönül oyuncak değil
Karanfil kurutmadım
Yâr seni unutmadım
Hatırını saydım da
Üstüne yâr tutmadım
Çubuk getir yakayım
Boynuna gül takayım
Yarin gelmiş diyene
Koçu kurban yıkayım
Altın kapta şekerim
Üstüne gül ekerim
Bu dünyanın kahrını
Senin için çekerim
Karanfil teni yârim
Ağlattın beni yârim
Dünya dolu yâr olsa
Severim seni yârim
A benim mor çiçeğim
Pek geldi göreceğim
Sanma ki ben vazgeçtim
Derdinden öleceğim
Gonca idim gül oldum
Boy attım sümbül oldum
Bir dil bilmez kuş idim
Okudum bülbül oldum
Karanfil oylum oylum
Geliyor sine boylum
Sine boylum gelişin
Şen olur benim göynüm
Karanfilin alından
Koparmazlar dalından
Güzeller cömert olur
Zekât verir malından
Bir ay doğar meşeden
Yârim çıktı köşeden
Rengini gülden almış
Kokusun menekşeden
Sünbül ağlar
Lâle yok sünbül ağlar
Bugün bir bağa girdim
Gül güler bülbül ağlar
Karanfilim deste yâr
Ettin beni hasta yâr
Kaşın kemane benzer
Ruhlerin gül deste yâr
Çiçeğin gözü vardır
Eğrisi düzü vardır
Değmesin bize nazar
Herkesin gözü vardır
Gül dibinde kor olur
Bülbül güle zar olur
Hasreti uzun süren
Dünyası zindan olur