Sağlıklı bir çocuk gelişiminin en önemli özelliklerinden biri dengeli bir benlik saygısıdır. Aslında bir çocuğun zorbalıklarla mücadelesi, baskı anında atacağı adımlar ve güçlükler karşısındaki tutumu onun sosyal, davranışsal ve duygusal durumuna göre farklılaşır. Diğer bir deyimle zorluklar karşısında vereceği tepkiler, onun duygu durumu ile birebir ilintilidir.
Doğru kurulmuş bir özgüven, zihinsel sağlığın koruyucusudur. Bu nedenle özgüven, aslında doğru şekilde aşılandığı zaman saygısızlık oluşturmaz. Olumlu bir sosyal davranışa katkıda bulunarak, olumsuz durumlar varlığında çocuklarımızı korur. Bugün sizlerle, çocukların özgüvenlerini bir tık daha ileriye götürmek için yapabileceklerimiz hakkında konuşacağız.
Sağlıklı bir özgüven neye benziyor? Önce bunu tanımlayalım.
Özgüven basit bir anlatımla, çocuğunuzun kendini nasıl gördüğüdür. Kendilerini nasıl düşündükleri ve kendilerini ne kadar yeterli gördükleri ile alakalıdır. Aynı zamanda ne kadar sevildikleri, anne- baba ya da öğretmenleri gibi hayatlarındaki önemli kişiler tarafından ne kadar destek gördükleri ve cesaretlendirildikleri ile birebir ilişkilidir. Bu arada yanlış anlaşılmasın, özgüven demek, bencillik demek değildir. Bunun yanında kibir ve narsizm anlamına da gelmez. Aksine, doğru şekilde özgüven oluşturulan bireyler naziktir, empati kurmayı başarır, görgü kurallarına uymayı seçer ve insanlara yardımcı olmaktan mutluluk duyarlar.
Her gün koşulsuz sevgiyi gösterin.
Onları ne kadar sevdiğinizi göstermek, çocuklarınızın kendilerini güvende hissetmelerine yardımcı olur ve onlara aidiyet duygusu verir. Bu da hayatı boyunca oluşturacakları tüm sağlıklı ve güçlü ilişkilerin temelini oluşturur.
Bu nedenle her fırsatta duygularınızı hissettirin. Bunun için özel bir zamanı ya da günü kollamayın. Birlikte, kaliteli zaman geçirin. Bu sayede çocuklarınız büyüdükçe bu temel üzerine arkadaş edinimi, arkadaşları ile bağ kurma ve sosyal alanda kendini doğru ifade etme gibi olumlu sonuçlara ulaşacaklardır.
Birlikte oynayın, eğlenin.
Onlarla oyun oynamak ve eğlenceli aktiviteler yapmak, sizin onlarla iken mutlu olduğunuzu ve onların da sizin yanınızda değerli hissetmeleri gerektiğini hissettiren bir aktivitedir. Bu sayede hem çocuklarınız hem de sizler de kendinizi iyi hissedersiniz.
Bu, onların sadece sosyalleşmelerine yardımcı olmaz, aynı zamanda anksiyete ve depresyona karşı da koruyucu etki sağlar.
Çocuğunuza sorumluluklar ve işler verin.
Yaşına ve yeteneğine uygun işler verilen çocuklar, bu sayede hem amaç yönünde adım atma eğitimi almış olurlar hem de başarı duyguları pekişir. Her zaman mükemmel sonuç elde edemeseniz de çabalarını takdir ettiğinizi hissettirin. Attıkları her olumlu adımda onları övün ve zamanla işlerin daha da başarılı şekilde yapılabileceği konusunda onlara güvence verin.
Ev işlerinde sorumluluk vermek aynı zamanda onlara yaşamları konusunda bir kontrol hissi verir. Bu sayede işler kontrol çıktığı ve tahmin edilemez bir şekle dönüştüğünde adım atma konusunda kendine güvenen ve zorluklara karşı duruş gösteren çocuklara sahip olursunuz.
Bağımsızlığı teşvik edin.
İlkokul yılları çocuklarda hızla artan bir bağımsızlaşma dönemidir. Orta okula geldiklerinde evde tek başlarına zaman geçirme, varsa küçük kardeşlerine yardım etme, okula kendi başlarına gidebilmeye başlarlar. Gittikçe daha çok bağımsızlaşan çocuğunuza, her adımda yardım etmeye çalışırsanız, onu zor durumda bırakırsınız. Bunun yerine bağımsızlığı teşvik ederek öğretmenleri ile kurmaları gereken iletişimi kendilerinin kurmalarını sağlamak, ev ödevlerinde kendi zamanlarını organize etmelerini istemek, beden eğitimi dersi öncesinde spor kıyafetlerinin hazır olmasını sağlamak ve bunu kendileri tarafından planlanması onların özgüvenli yetişmeleri için önemlidir. Eğer helikopter ebeveynliği yaparsanız, özgüvenleri ciddi bir şekilde zarar görebilir.
Çocuklarınızı küçük düşürmekten kaçının.
Bazen işler planladığınız ya da olmasını istediğiniz şekilde gelişmez ve sizi çıldırtacak hareketler görebilirsiniz. Sizler de insansınız ve sinirlenmek, kızmak gayet doğal bir durumdur. Fakat kötü bir cümle kurmak ya da onu utandıracak bir pozisyonda bırakmak, gelişimi açısından olumsuz bir sonuç doğuracaktır.
Bunun yerine, onunla sakinleştikten sonra konuşun. Bağırmayın. Aksi taktirde disipline edemezsiniz. Bunun yerine daha sakin bir tonla ve dostane konuşmak, çok daha mantıklıdır ve çok daha yararlı olacaktır.
Aksaklıkları doğru kodlaması için yardımcı olun.
Her fırsatta insan olduğunu ve hata yapmasının normal bir durum olduğunu vurgulayın. Hatalardan ancak ders alarak bunu kendi lehlerine çevireceklerini anlatın.
Çocuklarınız hata yaptıklarına sakin olun. Okulda ya da evde uygun olmayan davranışlarını gözlemleyebilirsiniz. Bunu, bir fırsata dönüştürmek için elinizden geleni yapın. Bu sayede hata yapmanın dünyanın sonu olmadığını görürler ve hatalarından ders çıkararak kendilerini bir adım ileriye taşıyabilirler.
Teknolojiyi nasıl kullandığını gözlemleyin.
Günümüz dünyasında hem öğrenciler hem de aileler olarak sürekli elektronik cihazlara bağlantılı yaşıyoruz. Benim 3T olarak isimlendirdiğim TV, Tablet, Telefon hem işlerimizi hızlı bir şekilde yapmamıza ve bilgiye kolayca ulaşmamıza olanak sağlarken, öte taraftan hiç fark ettirmeden zamanımızı harcıyor. Anlayacağınız üzere teknoloji hem iyi hem de kötü bir şeydir.
İyi bir şeydir, çünkü üretkenliği destekler ve evlerimizin hem güvenliği hem de konforunu artırırlar.
Kötü olabilir, çünkü abartılı 3T kullanımı, aile ilişkilerini olumsuz yönde etkileyerek bağları zayıflatır ve abartılı ekran süresi çocuklarda hem gelişme geriliği hem de fiziksel aktiviteyi düşürerek obezite gibi ikincil sorunların oluşmasına neden olur.
Bu nedenle 3T ile geçirdiğiniz zamanı fiziksel aktiviteler ve sosyalleşmek için harcayın. Bunu da mümkünse bir aile olarak planlayın.
Üretmelerine ve bunu göstermelerine izin verin.
Çocuğunuz evde bir çalışma ya da bir çizim yapmışsa, bir sanat eseri üretmişse, bunu sizinle paylaşmalarına ve size anlatmaları konusunda davetkar olun. Bunları yaparken anlatmak istedikleri duyguyu, insanların ne düşünmelerini amaçladıklarını, çalışmalarında en çok neyi sevdiklerini sorun.
Çocuklara, ürettikleri projeler ya da oluşturdukları sanatsal eserler hakkında konuşma fırsatı vermek, yoğunlaşarak bir şey üretmenin dikkate değer olduğunu gösterir ve tabi ki onun düşüncelerinin, fikirlerinin önemli olduğunu hissettirir.
Son söz;
Çocuğunuzun özgüvenini desteklemek için çabalamak anne-babalar için ebeveyn olmanın gereklerinden biridir. Tabi ki zaman alacak. Tabi ki hemen olmayacak. Engellerle karşılaşacaksınız ve bazen hiç ilerleme kaydedemiyor gibi düşüneceksiniz, fakat eninde sonunda onlara, başarıya giden yolda güzel bir gelecek sunmuş olacaksınız.
Nasıl ki ?Çocuklarımızdan mükemmellik beklememeliyiz.´ şeklinde konuşuyoruz, ebeveynlerin de mükemmel olmalarını beklemiyoruz. Sizin gözünüzden kaçan ve yanlış yorumladığınız, yanlış yönlendirdiğiniz durumlar olacaktır. Siz, sürekli sevgiyi ve olumlu davranışları paylaşmaya çalıştığınız sürece (öyle ya da böyle) çocuğunuzda bir güven inşa edeceksiniz. Bu nedenle olumsuza değil olumluya meyil ettirin. Olumsuzdan korkutmak yerine olumluya yönlendiren bir ufuk açın?
Hepinize ufku açık, mutlu bugünler diliyorum.