Kıymetli Okuyucular,
13 Nisan 2020 tarihi akşam saatlerine kadar son dönemin en yoğun gündemi elbette ki dünyayı etkisi altına alan ölümcül COVID-19 salgın hastalığı süreci ve bunun en ağır yansımaları iken, bir anda gündem İçişleri Bakanımız Milletin adamı Sayın Süleyman SOYLU´nun istifa talebini sunması ile içişlerimizi ilgilendiren farklı bir yoğun gündeme yöneldi.
Milletimiz bu hususta her zaman olduğu gibi kadir şinas bir millet olduğunu yeniden gösterdi, tavrını net bir şekilde ülkesine, vatanına, milletine hizmet etmeye adamış Bakanından yana koydu ve 1 saatin içerisinde 2.000.000 civarında sosyal paylaşım ile bu istifanın Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN tarafından kabul edilmemesi ve İçişleri Bakanımız Sayın SOYLU´nun görevine devam etmesi yönünde beklentisini canı gönülden belirtti.
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman SOYLU´nun bulunduğu kritik konum birçok Bakanlıktan, birçok kamu görevinden oldukça farklıdır.
Bir istifa talebinin yansıması, toplum içerisindeki infiali zaten kendisini açıkça belli etmiş bulunmaktadır.
Hemen örneklendirelim ve somut yaşanmışlıklar ile toplum içerisindeki bu yansımanın durumunu net bir şekilde ortaya koyalım.
Takdir edersiniz ki çok yakın bir tarihte Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit TURHAN, Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından görevinden alındı ve yerine Bakan Yardımcısı konumunda bulunan Adil KARAİSMAİLOĞLU Ulaştırma ve Altyapı bakanı olarak görevine başladı.
O süreçte hepinizce malum olduğu üzere hiçbir sosyal paylaşım yapılmadı, bu görev değişimine hiçkimse ses çıkarmadı, toplumda yansıması dahi olmadı. Haberlerde altyazı olarak geçti, hepimiz Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere Devlet Yetkililerimizin muhakkak bildikleri bir şey vardır dedik ve geçtik. Hemen Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığında görev değişimi yapılarak yeni Bakan görevine başladı.
Belirttiğim gibi hiçbir şekilde Sayın İçişleri Bakanımızın istifası gibi bir yansıma olmadı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı istifasını sunarak bu şekilde bir istifaya dayalı görev değişikliği olsaydı dahi toplumda bu şekilde bir yansıma böyle bir infial hiçbir şekilde oluşmayacak idi.
İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman SOYLU böyle bir istifa talebinde bulununca 2 saat içerisinde yaşanılan gelişmeleri, milletimizin tepkisini hep birlikte net bir şekilde gördük.
Milletimiz, İçişleri Bakanımızın Devletimiz, Vatanımız ve Milletimiz için verdiği onurlu mücadeleden son derece memnun olup, bu istifayı öncelikle vicdanlarında reddedip, onay makamı olan Devletimizin Lideri Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN´dan da kısa sürede hemen bu istifayı gündemden kaldırmasını, hiçbir surette onaylamamasını her platformdan yoğun bir şekilde talep etti.
Öyle ya İçişleri Bakanımızın;
- 15 Temmuz sürecinde verdiği mücadele,
- Terör örgütlerine,
- Uyuşturucu tacirlerine,
- Devletimize, milletimize kin ve nefret besleyen hainlere karşı verdiği mücadele,
- Doğal afetlerde özellikle de son Elazığ- Malatya depreminde yaşanılan süreçte gece- gündüz verdiği mücadele,
- İçişlerinin en iyi şekilde idaresinden, ataması yapılan Valiler, Kaymakamlar ve diğer kamu görevlilerine varana kadar gösterdiği hassasiyyet ve verdiği mücadele başta olmak üzere
- Görevinin gereği verdiği birçok farklı alanlardaki etkin mücadelesi hepimizin gözleri önündedir.
Şu kritik süreçlerde İçişleri Bakanlığımız en önemli karar alma mekanizmalarımızdan, en etkin karar verecek makamlarımızdandır.
Kadir şinas milletimizin bu istifaya ilişkin vicdani kanaati kısa süre zarfında en etkin şekilde ortaya konulmuş ve Sayın Cumhurbaşkanımız bu sağduyulu sese hemen kulak verip istifayı geri çevirmiş, İçişleri Bakanımıza görevinin başındasın demiştir.
Bu kararı en doğru şekilde veren Sayın Cumhurbaşkanımıza, bu sürece dair açıkça doğru karar alınması noktasında desteğini belirten Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Sayın Dr. Devlet BAHÇELİ´ye millet olarak teşekkür etmek kanaatimce en büyük gerekliliktir.
Sayın SOYLU görevinin başındadır.
Rabbim kendisine güç kuvvet versin.
Bu süreçten sonra da daha kararlı, daha etkin şekilde görevini ifa etmeye eminim ki devam edecektir.
Sayın İçişleri Bakanımız terör ile mücadele, uyuşturucu tacirleri ile mücadele, asayişin en etkin şekilde sağlanması, suç ve suçluluk ile mücadele ve görev sahası içerisinde daha birçok konuda bugüne kadar yaptığı başarılı çalışmaları bundan sonra çok daha fazlası ile yerine getirecektir. Yaptıkları yapacaklarının teminatıdır.
Tabi bu 2 saatlik süreç esasen birçok farklı bakış açısını da ortaya koydu.
Bu mesele 10 Nisan Cuma akşamının Lupposu falan değildi. Bu basit gerekçe ile halkının gönlünde gerçek manada yer etmiş bir Bakanı yıpratmak hiç de doğru olmamıştır. Onca mesai içerisinde elbetteki alınan kararlar sonrasında beklenilmeyen gelişmeler zuhur edebilir.
Bize düşen özellikle de bu zor süreçlerde Devletimizin ve Devletimiz yetkililerinin yanında olmaktıd.
Bu istifa talebini memnun karşılayanlar olduğu gibi, hayırlısı olsun diyerek kafa arkasında beklentilerini ortaya koyanlar da bir kısım sosyal paylaşımları ile yer aldı.
Tek ve net bir cümle ile belirtmek isterim ki;
HALKININ GÖNLÜNDE GERÇEKTEN YER ETMİŞ, VATANINA, MİLLETİNE SEVDALI, DEVLETİNİN MENFAATLERİNİ KORUYAN İÇİŞLERİ BAKANLIĞI GÖREVİNİ HAKKI ve LAYIKI İLE İFA ETMEKTE OLAN SAYIN SÜLEYMAN SOYLU´nun BU SÜREÇTEN SONRAKİ DÖNÜŞÜ EMİNİM Kİ DAHA GÜÇLÜ ve DAHA SOYLU OLACAKTIR.
Bir hatanın önüne geçen kararın Mimarları;
Teşekkürler Vefalı Milletim.
Teşekkürler Sayın Devlet BAHÇELİ,
Teşekkürler Sayın Cumhurbaşkanım, Recep Tayyip ERDOĞAN.
Sağlıcakla Kalın?