Yüce Rabbim biz insanları yönlendirmek için iki kitap göndermiştir. Birincisi hepimizin de bildiği üzere içinde hiç bir şüphe bulundurmayan Kur-anı Kerim´dir. İkincisi ise kainattır.
Kainatta da insanlar için bir çok öğüt verici hadise gerçekleşir. Kainatın her zerresinden küresine kadar insanoğlunun ders çıkartması gereken örnekler mevcuttur. Doğaya bakıp ibret almamız gerektiğini bize belirten ayetlerde vardır.
Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken Allah´ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler...Ali imran / Ayet 191
Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yerin nasıl yayıldığına bir bakmazlar mı!..?(Ğaşiye, 88/17-20).
Dikkat ederseniz bir çok icatta ve tasarımda doğanın o eşsiz tasarımından ilham alınarak yapılmıştır. Kuşlardan ilham alınarak uçaklar, hayvanlara bakarak otomobil tasarımları, köpek bağına bakarak deniz altı ve yusufcuk böceğinden esinlenerek helikopter tasarlamışlardır. Bu örnekler sadece çok az bir kısmıdır.
Bugün ki yazımda doğanın bir periyodunu alarak her insanoğlunun tecrübe ettiği bir periyot ile ilişkilendireceğim. Yazıma başlamadan önce kendinize şu soruyu sormanızı istiyorum. Doğayı ne kadar inceliyoruz ya da doğada olup biteni ne kadar merak ediyoruz?
Dünyanın kendi etrafında dönmesiyle bir gün meydana gelir. Bir gün gece ve gündüzden oluşur. Bu periyot her gün hiç sekmeden devam eder. İnsanoğlu ömrü boyunca hem iyi günlere hem de kötü günlere muhatap olmuştur. İnsanın iyi-kötü gün periyotları tıpkı güneşin dünya üzerinde ki etkisine benzer. Geçmişte de bu periyodu insanlar inceleyerek insanoğlunun hayatındaki durumlarla ilişkilendirmişlerdir. Bende farklı bir şekilde ilişkilendirerek farklı bir pencere sunmaya çalışacağım.
Öncelikle dünyanın gece-gündüz olayını geniş bir açıdan bakmamız gerekecektir. Teknoloji gelişmesiyle güneşin dünyanın hangi noktalarında ne kadar etki gösterdiğini daha iyi bir şekilde anlama fırsatı vermiştir. Güneş, dünyanın farklı noktalarına farklı miktarda ışıma yapar. Örnek verecek olursak kuzey kutbunda kış aylarında ortalama 22 saat gece 2 saat gündüz olurken güney kutbunda durum tam tersidir. Bu döngü 6 ay sonra tersine döner. Bu periyot geçmişten bugüne değişmemiştir. Güneşin dünyaya etkisi her noktada farklıdır. Bu bağlamda düşünecek olursak insanların başına gelen durumlar da tıpkı güneşin dünyanın farklı noktalarında farklı zaman miktarlarıyla kendini gösterdiği gibidir. İnsanoğlunun hayatında da iyi veya kötü durumların zaman miktarı açısından tecrübe etmesi aynı değildir. Yani kimisi bir başkasına nispeten daha çok iyi zamanları veya mutlu zamanları olmuşken kimisinin belki de ömrünün büyük bir bölümü kötü durumları tecrübe ederek geçirmiştir. Fakat tıpkı gece-gündüz periyodu gibi insanlarda iyi-kötü durumların her ikisini de tecrübe etme periyotları vardır. Kimisinde gündüz miktarı azdır kimisinde fazladır. İnsanın ne kadar iyi günler geçireceği ne kadar kötü günler geçireceğini, güneşin hareketine göre yorumlayacak değilim elbette. Hatta bu periyodun süresini de kendi hayatımda tam olarak belirlemiş de değilim. Sadece burada vurgulamak istediğim nokta: her insanın iyiyi ve kötüyü tecrübe etme miktarı tıpkı ilk bakışta adaletsizmiş gibi görünen güneşin, dünyanın her yerine eşit miktarda ışıma yapmadığı ve gece-gündüz olayı gibi bir döngü içerisinde olmasıdır.
Kur-anı Kerim´de açık bir şekilde insanlara söylenmesine rağmen o kadar bu periyodu göz ardı ediyoruz ki, kötü günlerimizin hiç bitmeyeceğini düşünüyoruz.
Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık var. Evet, doğrusu her güçlüğün yanında bir kolaylık var. (İnşirah Süresi / Ayet 5-6)
Ayrıca ilk bakışta güneşin adaletsiz gibi görünmesini anlamak için alışılmışın dışında bakmamız gerekebilir. İnsan olarak kötü zaman periyodunda olduğumuz durumlarda Allah´a sığındığımız vakit hissettiğimiz duygu ile iyi zaman periyodunda olduğumuz durumlarda Allah´ a şükür ettiğimiz zaman hissettiğimiz duygu aynı duygu olmayabilir. Sizlerde nasıldır tam olarak bilmiyorum ama ben kötü durumlar başıma gelip Allah´a sığındığım da gerçekten çok yüce duygular yaşıyorum o çaresizliği o acizliği o bir şeylere sığınma ihtiyacımı Allah´ta karşıladığım zaman ayaklarım yerden kesilmiş, rahatlamış ve gerçekten hayatımın bir anlamına hizmet ediyormuşum gibi hissediyorum. İyi şeyler başıma geldiğinde Allah´a şükür ettiğim zaman aynı dolgunlukta ve aynı yücelikteki duyguları hissedemiyorum. Belki bu kişiden kişiye göre değişen bir durumdur. Kendimi başka birinin içine girip aynı duyguları onda tecrübe edecek ne bir gücüm var ne de akla yatacak bir fikirmiş gibi durmuyor. Bu yüzden bu ilişkilendirme de sadece kendi tecrübelerime göre yazdığımdan ötürü dikkatli olmanızı öneririm. Bu açıklamayı yaptıktan sonra adaletsizliğe karşı bakışımızı şu cümlelerle sonlandırmak isterim; kiminin kötü durumları tecrübe etme zaman miktarı, diğer çevresinde olan kişilere göre daha fazla olabilir. Fazla olması adaletsiz olduğu anlamına gelmez kötü olarak gördüğümüz durumlar bize Allah´ın rızasını kazanma ve Allah´ı sevmeyi hissetme yolunda büyük bir fırsat sunabilir. Aynı doğrultuda düşünecek olursak, iyi günlerin bizi Allah´tan uzaklaştırma şükürsüzleştirme gibi bir tehlikesi olabileceği gibi aynı yüce duyguları Allah´a şükür ederek te elde edebileceğimizi düşünüyorum. Uzun lafın kısası gerek gündüz olsun gerekte gece olsun Rabbimize yaklaşmak için büyük fırsatlar sunabilirken uzaklaşmamız içinde bir yol ayrımı mevcut olacaktır.
"Sizin hayır bildiklerinizde şer, şer bildiklerinizde hayır vardır. ALLAH bilir, siz bilemezsiniz." Bakara Suresi 216.ayet . Bu ayette bu durumu destekler niteliktedir.
Sonuç olarak gece-gündüz periyoduna bakarak kuzey kutbunun günde 22 saat gece olmasının veya güney kutbunun günde 22 saat gündüz olmasını güneşin adaletsizliği ile suçlamak yanlış olacaktır. Gecenin de, gündüzün de yaptığım ilişkilendirmeye bakarak her ikisinin de kendisine göre zorlukları ve fırsatları vardır. Kişi bu periyodu adaletsiz olarak görüp ona göre davranırsa kendisine zarar vermekten başka bir şey yapmış olmaz. Fakat kamil kişi odur gece olduğunda sabr edip Allah´a sığınır gündüz olduğunda Allah´a şükür eder. Bu gece-gündüz periyodun zaman miktarları kişiyi yanıltmasın nolur. Yapılması gereken her iki durumda da bellidir. Şeytanın vesveselerine kulak asmayalım.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?