Tespih... Dua tanesi bir başta deyişle. Kelime anlamına bakacak olursak, “Allahü Teâlayı kemal, üstünlük sıfatlarıyla sıfatlandırıp, O’na layık olmayan bütün noksan sıfatlardan uzak kılmayı ifâde eden bir zikir, hatırlama” ibaresiyle karşılaşırız. Sübhânallah mânâsı taşır.
Bilindiği üzere, tespih ibadettir. Namazda, namaz sonrasında ve sair zamanlarda yapılan tespihler bulunmaktadır. İşte bu tespihat sırasında, sayıları şaşırmamak, yapılan zikre layık olmak için kullanılan, yuvarlak taneli, ipe dizilmiş araca tespih denir.
İlk kullanılış tarihi bilinmemekle birlikte, İslamiyet’in doğuşu ile hurma çekirdeği, taşlar, ipe düğüm atma şekli ile ilk tespihlerin insanlara hizmet vermeye başladığı rivayet edilir.
Kimi rivayetler de ise İslâmiyet öncesinde, Budizm’de, Hinduizm’de, Brahmanizm’de, -ki Brahmanlar tespih için “dua tacı” derlermiş- 100 taneli tespih kullanıldığı iddia edilir.
Gene Katolik rahip ve rahibelerin 64 taneli, imame kısmı haç şeklinde yapılmış tespih taşıdıkları bilinir. Ortodoks, Protestan ve Musevilerde de tespih kullanılmaktadır.
İster dua maksatlı, isterse süs maksatlı, isterse imaj maksatlı kullanılıyor olsun, günümüzde bir çok insan tespih taşımaktadır. Öyle ki Avrupa ve Amerikalılar bile tespih kullanmakta, yakınlarına kadife keseler içinde tespih hediye ederken, “bunu alıp sıkıntılarınızı kovunuz” demektedirler.
Yapılışı
Çıkrık kemâne adı verilen, ustanın kendi elleriyle, ceviz ağacından imal ettiği el tornasından çekilerek yapılan bu işte, ustaya çeken adı verilir. (Çeken, yani tespih ustası.) Asıl işi gören kemane olmakla birlikte, bu tornanın diğer parçalarını şöyle sıralayabiliriz: tay denilen iki ayağı tutan alt ağaç, ortasında ayar delikleri olan delikli peşme, kubbeyi tutan kelebek, dönen yuvarlak bölüm (kubbe), ustanın ayağını dayadığı tezgâh takozu...
(Bu kemane adı verilen tornada ayrıca ağızlık, kolye, kehribar ve mercan çubuk, nargile marpuç ağızlıkları da yapılmaktadır)
50x100 cm. bir tablada, iki demir punta arasına, ince delinip kalıba geçirilmiş tane, sol el ile döndürülerek, sağ eldeki rende ve arda ile, malzemenin cinsi ve ustanın zevkine göre tıraşlanarak “habb” yani tane haline getirilir.
(Eğer ağaçtan ise önce ince çubuklar haline getirilmiş) çeşitli malzemeden armudî, beyzî, kürevî, şalgamî, üstüvane ya da fasetalı olarak biçimlendirilen taneler delinerek bir kenara hazır edilir. 99’luk bir tespih için ortalama120 civarında tane elde edilir. En düzgün, en iyi taneler 99’luk için, kalanlar 33’lükler için ayrılır.
Deliklerin çok ince olması makbuldür. Zamanının meşhur ustası Horozun Salih ustaya alıcıları, “eğer taneden iki ibrişim geçerse almayız ha!” diyerek latife ederlermiş.
Durak, nişane ya da müezzin adı verilen ara taneler ise bir başka ustalık isteyen iştir. Azizî fes, Rufaî tacı, Bektaşî tacı. Mevlevi sikkesi vs. gibi adlandırılan bir takım durak modelleri bulunmaktadır. Tane ve duraklardan ayrıca, incelik isteyen daha bir çok ayrıntısı vardır tespihin. Pul, düğüm yuvası, imame, ara taneler, tepelik, kamçı...
Alıcının arzusuna göre hazırlanan tespihte, hangi model arzulanmışsa, bütün aksamlar, pul, durak, imame vs. aynı şekilde hazır edilir. Meselâ Azizî fes biçimi ise ondan, Rufaî tacı ise ondan.
İmame büyük itina isteyen, ustanın hünerini gösterdiği en önemli kısım olarak bilinir. Türk ustaların yaptığı imameler ise bütün dünyada en iyi imameler olarak bilinmekte ve makbul tutulmaktadır.
Tane, durak, imame, pul, tepelik vs. parçaları hazırlanıp, (eğer ağaçtan ise zeytinyağı, gliserin gibi yağlarla) cilalandıktan sonra dizim işine başlanır.
Kamçı, değerli taşlardan yapılmış tespihlerde kullanılır. Altın veya gümüşten örülmüş zarif kordonlar, hadriyan düğümü diye adlandırılan bir geçme ile imamenin üst ucuna bağlanır. Kamçının üst ucuna da Türk başı ismindeki üç ya da dörtlü taneler tutturulur. Bu parçaların en ucunda, çivi maksadıyla, mercan veya başka taşlardan yapılmış boncuk yerleştirilmiştir. Bazen de Türk başından sonra, küçük ve ince, altın veya gümüşten, birkaç kordondan örülmüş, aralarında mercan taneleri bulunan püsküller yer alır.
Tespih dizimi de işin mühim bir kısmını oluşturmaktadır. Birbirine çok benzeyen tanelerin seçilip, ibrişim üzerine sıralanması en sıkça yapılanı olmakla birlikte, en büyük taneden, en küçük taneye doğru dizilen, “servi biçimi diziliş” de vardır ki pek rağbet edilmez, ikinci kalite olarak kabul edilir.
Tespih dizimi esnasında imameye ayrı bir özen gösterilir. Üzerine halka geçirilir, sikke giydirilir. Halkalı pul, vidalı tepelik, gizli düğüm yuvası, kamçı adı verilen bir kordona tutturulmuş kısım, en üste de Türk başı denilen kısım takıldıktan sonra tespih, kullanıcısı için hazır hale gelmiş demektir.
(Dizim işini tespihçi kendisi yapar çoğunlukla. Ama ucuz malzemeden, çok sayıda yapılan tespihler çok çocuklu ailelere verilerek, tespih başı ücreti ödenerek de dizdirilebilir.)
33’lüklere her 11’den sonra pul yerleştirilir (veya hiç konulmaz), 99’lukların ise her 33’ten sonra durağı konulur.
Ayrıca daha çok dergâh ve tekkelerde, zikir maksatlı yapılmış iri taneli dört duraklı, 500’lük, sekiz duraklı 1000’lik tespihler bulunmaktadır. (İmamesi ödağacından ve Mevlevi sikkesi ya da Bektaşi tacı şeklinde olan bu tespihlerin içinden hastalar geçirilir ve şifa umulur)
33’lük tespihlerin imame kısmından sonraki üç ara tane, şaşırmamak, kullanıcısına kolaylık sağlamak, her devirde bir taneyi kaydırarak 99 kereyi rahatlıkla tamamlamak maksadıyla konulur. Gene 99’lukların üstündeki beş ara tane de 500’lük çekim içindir.