Çağımız Müslümanlarının işledikleri en büyük günah gıybettir!
Gıybet, bir kardeşimiz hakkında hoş olmayan, yani onun kendisi hakkındaki bu sözü duysa hoşlanmayacağı bir söz söylemektir. İnsanoğlu, en yakınlarını, akrabalarını, komşularını, tam olarak tanımadığı insanları, hiç de gereği yokken acımasızca eleştirmekte; aleyhlerinde konuşmakta; arkalarından dedikodularını yapmaktadır. Bundan da haşince bir zevk almaktadır. Oysa Peygamberimiz (s.a.s.), Müslümanı, ? elinden ve dilinden emin olunan kimse? diye tanımlamıştır.(Buhari, İman,4.)Ne tekim, bir gün Hz. Aişe Validemiz, Safiye Validemizin boyunun ne kadar da kısa olduğunu ima etmişti. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz şu şekilde ikazda bulundu: ? Ey Aişe, Sen öyle bir söz söyledin ki, o söz denize karışsaydı denizin suyunu bile kirletirdi? (Ebû Dâvûd, Edeb, 35) Aleyhe söylenen sözlerin ?gerçek? olması, yaşanmış olması, bunların ?gıybet? olmasını değiştirmez. Esasen bu söylenenlerin gerçek olmaması halinde ?iftira? edilmiş olur ki bu katmerli günahtır. Resul-i Ekrem Efendimiz, ?Allah´a ve ahiret gününe iman eden ya hayır konunşsun ya da sussun !? buyurmuştur.
Dilimiz fitne ve fesat için değil, gıybet ve dedikodu için değil, iftira ve yalan için değil, kin, nefret ve düşmanlığa değil; sadakat ve doğruluk, güven ve itimat, ülfet ve muhabbet, itimat, huzur ve sükunet dönsün !
Yazımızı yine Resul-i Ekrem Efendimizin (s.a.s.) bir duasıyla bitirelim:? Allah´ım, kulağımın, gözümün ve dilimin şerrinden, kalbimin kötülüğünden sana sığınırım!?