Çağımız Müslümanlarının işledikleri en büyük günah gıybettir! İnsanoğlu, en yakınlarını, akrabalarını, komşularını, tam olarak tanımadığı insanları, hiç de gereği yokken acımasızca eleştirmekte; aleyhlerinde konuşmakta; arkalarından dedikodularını yapmaktadır. Bundan da haşince bir zevk almaktadır. Aleyhe söylenen sözlerin ?gerçek? olması, yaşanmış olması, bunların ?gıybet? olmasını değiştirmez. Esasen bu söylenenlerin gerçek olmaması halinde ?iftira? edilmiş olur ki bu katmerli günahtır.
Ayrıca insanın, içyüzünü bilmediği ve kendisini de ilgilendirmeyen bir takım konuların ardına takılıp onlar hakkında ileri geri sözler söylemesi, zan ve tahminlerde bulunması ahrette büyük bir pişmanlık sebebidir: Duymadığı bir sözü duymuş gibi, görmediğini görmüş gibi, şahit olmadığı bir şeye şahitmiş gibi davranıp o yarım yamalak bilgilerle bir takım değerlendirmelerde bulunmak, kişiyi Allah huzurunda kul hakkını çiğnemiş bir günahkâr haline getirir( Prof. Nihat Hatipoğlu, Sabah Gazetesi, 15.05.2015,s. 26) .
Hz. Peygamber(s.a.s.), gıybeti, ?Kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır!? şeklinde tanımlamış; sahabîlerden birisinin: ? Ya, kardeşimde o söylediğim durum varsa, ne dersiniz?? diye sorması üzerine: ?Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir. Şayet yoksa ona iftira etmiş olursun? (Müslîm, Birr, 70) cevabını vermiştir.
Cenâb-ı Allah, kullarının, birbirlerinin arkasından, aleyhlerine konuşmalarını; dedi-kodu yapmalarını, birbirlerinin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırıp gıybetlerini yapmalarını yasaklamıştır ve bu tür davranışları ?ölü kardeşinin etini yemek? şeklinde nitelendirmiştir.
MEVLÂM HAS EYLER
Biz bu Âlemi tarasak,
Mevlâm her şeyi has eyler!
Daim hidayet arasak
Mevlâm her şeyi has eyler!
Gençlik, sağlık-huzur dolsa,
Her can tüm muradın alsa,
Kin-gıybet geride kalsa,
Mevlâm her şeyi has eyler!
Mescid-i Nebî´ye varsak,
Sessizce Huzur´a girsek,
Resûl´ün şefaatın dersek,
Mevlâm her şeyi has eyler!
OYTAN´ım, dağlansın özün,
Feda olsun ömür güzün,
Tutulursa her bir sözün,
Mevlâm her şeyi has eyler