USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GÖNÜL GÖZÜ İLE GÖRMEK.

29-01-2022

İnancı olmayanların sorunu inkârcılıktır; imân edenlerin bazılarının sorunu da düşünmemek, tefekkür etmemek, gönül gözü ile görmemektir, dolayısıyla şükretmemektir:

Gönül gözü ile görse, ana rahmindeki bir bebeğe veya bir yumurta içindeki kuş yavrusuna can veren; bütün organlarını onun yaşayışına uygun bir şekilde inşa eden; her türün vücut organlarını ve yeteneklerini onun özel yaşantısına göre düzenleyen; görme, işitme, kendisine has lisanla konuşma, uçma, yüzme yeteneği veren Cenab-ı Allah’ın kudret, ilim ve hikmetinin sonsuzluğunu, kuşatıcılığını görecektir! Ve sarsılmaz bir imânla şükredecektir! Ancak, tekrar edelim ki, insanoğlu çoğunlukla düşünmemekte ve görmemektedir!. Cenab-ı Allah; yukarıda kısmen bahsettiğimiz ve doğadaki-yerdeki-gökteki-sudaki-havadaki ve bizzat insanın bünyesindeki mucizeleri, delilleri görmeyen, duymayan, anlamayanları “gafil” olarak nitelemekte ve bunları Cehennem için var ettiğini yemin ederek buyurmaktadır: “Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını Cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.”( A’râf, 7/179)

 

Kur’anı Kerim; akla, akıl etmeye, ibret almaya, düşünüp tefekkür etmeye çok değer vermektedir.

CENNET YOLCUSU OLABİLMEK!

Bütün canlılar doğar, büyür, ölür! İnsanoğlunun ömrü belirlidir. Kur’ân’da da belirtildiği, bu belirli ve kısıtlı olan insan hayatı bir oyundan ibarettir; geçicidir; bir eğlenceden ibarettir. Oysa ahiret hayatı kalıcıdır, süreklidir, hayırlıdır ve işte asıl hayat odur! “ Dünya hayatı bir oyundan, bir oyalanmadan başka bir şey değildir. Elbette ahiret yurdu, sakınan muttakiler için daha hayırlıdır. Halâ akıllanmayacak mısınız? (En’am,6/32). O halde Cenab-ı Allah, bu geçici olan, fânî olan, yalan olan, asıl olmayan dünya hayatını neden yaratmış olabilir? Sürekli ve daimi olan ahiret hayatından önce insanoğlunu Dünyaya gönderip, esasen sür’atle geçen, göz kırpmak kadar kısa, bir gül dalına bir kuş konup uçmuş gibi kısa olan, en fazla ortalama 65-70 sene bırakmanın hikmeti, sebebi ne olabilir.? Bunun hikmetini ve sebebini Cenab-ı Allah kendisi açık-seçik belirtmektedir: “O, hanginizin daha iyi amelde bulunacağını imtihan etmek için ölümü ve hayatı yarattı. O, güçlüdür, bağışlayandır.!” (Mülk,67/2).

Şairin dediği gibi:

            Bu dünya fanidir durmaz döner,

            Ademoğlu fener bir gün söner!

Peygamber Efendimiz(s.a.s.), cennete girmeye girmeye vesile olacak en önemli husus nedir diye soran bir sahabeye: “Takva, yani Allah’a karşı sorumluluk bilinci ve güzel ahlâktır.!” Buyurmuştur (İbn Mâce,Zühd, 29).

Yukarıda yazdığımız ayet-i kerimede de belirtildiği üzere, dünya hayatı kısa ömürlü, ahirete uzanan, zorlu, sonlu ve yaşandığı süre boyunca manevî kazanca dönüştürülmesi gereken bir hayattır. Ahiret hayatı ise, ebedî ve ölümsüz olan,dünya tarlasında ektiğimizi biçeceğimiz, yapıp ettiklerimizin karşılığını göreceğimiz bir hayattır. Cennete girmeye vesile olacak çabaları üçe ayırabiliriz:

  1. Cennet yoluna giriş: Cennete giden yola imanla girilir.Zira ebedi kurtuluş imandan geçer. Allah’ın varlığına ve birliğine, meleklere, kitaplara, ahiret gününe, kaza ve kaderin Allah’tan olduğuna gönülden inanmak mümin olabilmenin ilk şartıdır. Mümin, Allah’a gönülden teslim olmuş, son nefesine kadar imanına sadık kalan kimsedir.
  2. Cennete giden yolda ilerleme: Cennete giden yolda ilerleyebilmenin şartı ibadettir, salih amel işlemektir. Bu dünyada en büyük mertebe, Allah Tealâ’ya kulluk etmektir! Allah’a kulluk etmeyen bir insan yaratılış hikmetine uygun davranmamış demektir. Kulluk etmenin tek yolu da Cenab-ı Allah’ın emirlerine, buyruklarına uygun olarak yaşamaktır; kısaca ifade etmek gerekirse ibadet etmektir! “De ki: “İbadetiniz olmasa, kulluğunuz olmasa Rabbim size ne diye kıymet versin ki ? …” (Furkan,25/77).

 

ÖRNEK OLAY: Hz. Peygamber, bir gün açık –hava Pazar yerini denetlemeye çıkar. Çuvallar halinde buğday satanları ziyaret ederken elini açık duran bir çuvalın içine sokar; eli ıslanınca çuvalın altındaki ıslak buğdaylardan bir avuç alıp çıkarır. Bu nedir ? diye sorunca, satıcı, : “Yâ Resulallah yağmur yağdığı için mahsul ıslanmıştır “ der. Allah Resulü:

  • “İyi de, ıslak buğdayı neden çuvalın üst kısmına koymadınız da alıcının fark etmeyeceği şekilde çuvalın altına koydunuz? Bizi aldatan bizden değildir” buyurur.
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?