USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

GÖNÜL GÖZÜ İLE GÖRMEK.

02-03-2022

İnancı olmayanların sorunu inkârcılıktır; iman edenlerin bazılarının sorunu da düşünmemek, tefekkür etmemek, gönül gözü ile görmemektir, dolayısıyla şükretmemektir:

Gönül gözü ile görse, ana rahmindeki bir bebeğe veya bir yumurta içindeki kuş yavrusuna can veren; bütün organlarını onun yaşayışına uygun bir şekilde inşa eden; her türün vücut organlarını ve yeteneklerini onun özel yaşantısına göre düzenleyen; görme, işitme, kendisine has lisanla konuşma, uçma, yüzme yeteneği veren Cenab-ı Allah’ın kudret, ilim ve hikmetinin sonsuzluğunu, kuşatıcılığını görecektir! Ve sarsılmaz bir imanla şükredecektir! Cenab-ı Allah; yukarıda kısmen bahsettiğimiz ve doğadaki-yerdeki-gökteki-sudaki-havadaki ve bizzat insanın bünyesindeki mucizeleri, delilleri görmeyen, duymayan, anlamayanları “gafil” olarak nitelemektedir: “Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını Cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.” ( A’râf, 7/179)

 

Ve en önemlisi de insanoğlu, her gün hemcinslerinin akın akın ölüp uhrevî hayata göçüp gittiğini; hiçbir yaşta üzerine kondurmasa da er veya geç bir gün sıranın kendisine de geleceğini biliyor, buna ister istemez inanıyor!

Dünya üzerinde hayat var olduğundan beri hiç kesintisiz şekilde sürüp giden bu rahmet hakikatinin nereden kaynaklandığını, her canlının rızkının düzenli ve sürekli şekilde veriliş zincirinin kim tarafından ayarlanıp, denge içinde sürdürüldüğünü düşünmemiz, bulmamız, idrak etmemiz ve O Yüce İlâh’a iman etmemiz gerekir.

 

Kur’anı Kerim; akla, akıl etmeye, ibret almaya, düşünüp tefekkür etmeye çok değer vermektedir.

Cenab-ı Allah, Kur’anı kerimde 47 ayette, olayları, doğal oluşumları, gelişmeleri, davranışları, mucizeleri anlattıktan sonra çarpıcı bir şekilde sorular sorup insanoğlunu sarsmaktadır! Hatta bazı ayetlerde söz tutmadığı için insanı ağır şekilde azarlamaktadır:

-“…Yaptığınızın çirkinliğini anlamıyor musunuz?”(Bakara,2/44)

-“…Halâ aklınızı kullanmıyor musunuz?”( Kasas,28/60)

-“…Halâ düşünüp ibret almayacak mısınız?”(Câsiye,45/23)

 

MÜMİN KİŞİ TEMİZ OLMALIDIR.

Temizlik; İslâm dininin en önemli özelliklerinden biridir. En büyük ibadet olan namazın asla vazgeçilmez bir şartıdır.

İslâmda temizlik, biri beden, diğeri ruh temizliği olmak üzere ikiye ayrılır:

Bedenî temizlik (maddî temizlik); vücut temizliğinden elbise, mesken, mutfak, mefruşat, yatak, çevre, hava-tabiat-deniz-akarsu temizliğine kadar uzanan temizliği kapsar.

Ruhî temizlik: İslamda asıl olan ruh temizliğidir. Bütün emirlerin, yasakların ve hükümlerin esas maksadı, kalbin tasfiyesi ve ruhun temizlenmesidir. Ruh temizliği olmadan ruh sağlığına kavuşmak mümkün değildir. Şeytana uyarak ve azgın nefsin peşine düşerek aşağılık arzuların tatmin edilmesi suretiyle kirletilen ruh, kendisine bulaşmış olan kir ve pislikten kurtulmadıkça huzura kavuşamaz: Kin, nefret, hırs, tamah, haset, bencillik, sevgisizlik, menfaatperestlik, kötülük etmek, tahrip etmek, kirletmek, doğanın dengesini bozmak. v.b. zararlı tutum ve davranışlar ruhun kirlenmiş, paslanmış, pislenmiş olduğunu gösterir. Bu kir ve paslardan arınıp kurtulmadıkça İslâm dininin güzelliğini, hakikatlerini, yararlarını görmek mümkün değildir.

NASUH TÖVBESİ.

Nasuh, halis, temiz demektir. Tövbe-i nasuh; bozulması imkânsız olan tövbedir, asla tekrar işlenmeyecek şekilde, o günaha tekrar dönülmeyecek şekilde tövbe etmektir; günahkâr kişinin üzerinde, açık veya gizli, o günahtan hiçbir iz bırakmayan tövbe demektir.

Muaz b. Cebel, “Yâ Resûlullah, anam babam yoluna feda olsun, Nasuh tövbesi nedir?” diye sordu. Peygamberimiz bu soruya şöyle cevap verdi: “Nasuh tövbesi, günâhkâr kulun işlediği günahtan dolayı pişmanlık duyarak Allah’tan özür dilemesi ve sonra da bir daha aynı günâhı işlememesidir.”

(Ebûl-Leys Semerkandî, Sohbetler, s.107)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?