TARIMSAL BİLGİ KRİLİLİĞİ: GERÇEK VE YANLIŞI AYIRT ETMEK

Günümüzde her bilgiye kolaylıkla erişim sağlayabiliyoruz ancak doğru mu yanlış mı sorgulamasını yapmadan okuduğumuz ve duyduğumuz her bilgiyi doğru kabul ediyoruz. Her alanda olduğu gibi tarım alanında da bilgi kirliliği ne yazık ki mevcut. Son zamanlarda “doğal ve organik gıda” her mecrada sıkça duyduğumuz bir cümle. Meyve- sebzenin şeklinin bozuk olması, bir bitkinin az oranda meyve ve sebze veriyor olması doğallıkla ilişkilendiriliyor. Şekli bozuksa doğaldır, çok büyükse hormonludur ifadeleri maalesef kamuoyunda yer etmiş düşünceler. Yazdığım bu iki cümle en sık duyduğumuz ve kullandığımız ifadeler. Buna benzer şekilde Gdo, hibrit- ata tohumu ve hormon ile ilgili de hibrit tohum kısır tohumdur, ata tohumlarını ekmeyi yasakladılar, hibrit tohum Gdo’lu tohumdur, hibrit tohum insanları kısır ve kanser ediyor gibi sayısız ifadelere de rastlıyoruz. Peki ama bu ifadeleri kim neye dayanarak söylüyor ve kamuoyuna sunuyor? Mesela bu bilgileri alanında çalışmalar gerçekleştirmiş bir ziraat mühendisinden mi ya da televizyonda programlara konuk olan doktorlardan mı duyduk yoksa herhangi bir blog sayfasında yayınlanan bir yazıdan mı okuduk. Yanlış ve eksik bilginin, doğru bilgiden çok daha hızlı yayıldığının bilincinde olarak tarım sektörüyle ilgili bilgi sağlayan tarımsal kuruluşlarını, araştırma enstitülerini ve alanında çalışmalar yapan bilim insanlarını (Ziraat, genetik ve gıda mühendislerini ve akademisyenleri) takip etmeliyiz. Üretim konusu çok geniş yelpazeye sahip, kendi içeriğinde çok çeşitli alanlarla ilişkisi olan bir alan. Kulaktan dolma duyulan ifadelerin doğruluğunu ve detayını araştırmak gerek. Sosyal medya platformlarında ve çeşitli blog sayfasında tarımla ilgili beyan edilen ifadelerin doğruluğunu sorgulamamız da fayda var. Tarımla ilgili paylaşımlar yapan herkes doğru ya da yanlış bilgi yaymıyor elbette ama araştırma yapmak ve bilgiye erişim noktasında dikkatli ve seçici olmak tüketici açısından elzem. Lütfen, “organik ve doğal” kelimelerinin oluşturduğu algıya kapılmadan her platformun ve insanın yazdığı ve paylaştığı içeriklere güvenmeden önce farklı kaynaklardan ve yine tekrar ediyorum alanında uzman olan insanların araştırmalarını okumadan fikir sahibi olmamakta fayda var. Her ne duyuyor ve okuyorsak sorgulama bilincimizi ön planda tutarak doğru bilgiye erişim sağlamalıyız.