Biz Sivaslılar “her şeyimiz olsun hatta çifter çifter olsun, devletimiz herhangi bir yere liman yapıyorsa gerekirse bize de yapsın” istiyoruz. Bizim ilimizde bulunmasını istediğimiz kurum ve kuruluşların şehrimize kazandırılması için amansız bir mücadele veriyoruz. Lakin ne zaman ki o kurum ya da kuruluş şehre gelip faaliyete başlıyor, onu unutuyor değersizleştiriyoruz.
Mesleğe başladığım yıllardı. 90’ların başı Sivas üç şey istiyordu: Şeker fabrikası, Yıldız Dağına kayak tesisi, Devlet Tiyatrolarının Sivas’ta faal olması. Siyasiler, bürokratlar, STK’lar hep bunları isterdi. Bu konularla ilgili kaç bakana kaç soru sordum ben bile hatırlamıyorum. Zaman ilerledi Devlet Tiyatroları Sivas’ta hizmete başladı, Özel İdare eliyle Yıldız Dağına harika bir kayak merkezi inşa edildi. Devlet, fabrika yapmaktan vaz geçtiği için Şeker Fabrikası yalan oldu. O yalan oldu ama bugün büyük mücadele ile elde ettiğimiz Devlet Tiyatrolarının salonları boş, Yıldız Dağına hiçbir iş adamımız yatırım yapıp turist ağırlamak istemiyor. Yani tüm uğraşlar elde edilince bitti.
Bunları niye anlattım? Şunun için; 90’lı yıllarda bunları istemiştik ya 2010’dan sonra en çok istediğimiz şey Sivas’ta ikinci bir üniversitenin kurulmasıydı. 2018’de devletimiz çağrımıza daha fazla sağır kalamadı ikinci üniversitemiz kuruldu. Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (SBTÜ) kuruluşunu tamamladı, idari ve akademik personelini aldı, içinde bulunduğumuz eğitim-öğretim yılında ise yıllardır atıl pozisyonda duran Fuar Kongre Merkezini dönüştürerek kampüsünü oluşturdu ve yüksek lisans öğrencilerinden sonra lisans öğrencilerini de alarak eğitim-öğretime başladı.
Şimdilerde okullar bölgesinde Türkiye’nin en genç, en kurumsal, en üretken, en girişimci ve yenilikçi üniversitelerinden birine Sivas sahip. SBTÜ 120 yüksek lisans, 118 lisans olmak üzere 250 öğrenci, 1115 akademik, 105 idari olmak üzere 240 personelle iki fakülte ve iki meslek yüksekokulunun bölümlerinde eğitim öğretim ve dahi üretim faaliyeti yapan güçlü bir kurum. İkinci üniversitemiz başlangıç olarak Uzay mühendisliğine, Uçak mühendisliğine, Bilgisayar mühendisliğine, Elektrik-Elektronik mühendisliğine, Tarım Bilimleri mühendisliğine 13 farklı ülkeden öğrenci kabul etti. Hem de Uçak mühendisliğini ilk 24 bindeki, Bilgisayar mühendisliğini ilk 40 bindeki, Elektrik Elektronik mühendisliğini 38 bindeki öğrenciler tercih etti.
Üniversite yönetimi yerleşen öğrenciler gelsin okusun diye bakmadı olaya, gelen, tercih eden öğrenciler bir hafta önceden Sivas’a davet edildi. Yurtlara yerleştirildi. Önce Üniversite, sonra Sivas tanıtıldı. Uzay ve Uçak mühendisliğini kazananlar Ankara’da TAI, TUSAŞ, ASELSAN’a, Tarım bölümündeki öğrenciler Adana’ya götürüldü. “Sizler okulla birlikte işte buralarda çalışacaksınız,” dendi. Ve sonra Sivas’a dönen öğrenciler eğitim İngilizce olacağı için hazırlık sınıflarında eğitim öğretime başladı.
Yüksek lisans öğrencileri ve akademik kadroya mutlaka bir projede yer alması ve üretimin içinde olması aşılandı. Bugünlerde akademisyenler ve öğrenciler 17 ayrı projeye danışmanlık yapıyor ve üniversiteye para kazandırıyor. Öğrenciler sadece teoride kalmayarak birbirinden gelişmiş cihazlarla donatılmış 20 ayrı laboratuvarda işin pratiğini yapıyor. Metal ve Plastik dev yazıcılarda üretim yapan öğrenciler, çok yakında Türkiye’de bir ilkle de tanışacak, Türkiye’de ilk kez bir kurumda seramik yazıcı kullanacak.
Öğrencilere her türlü imkânı sunan SBTÜ yönetimi yaptığı proje ve danışmanlıkla Sivas organize sanayisine de iki adet fabrika kazandırmış durumda. Birisi Aselsan işbirliği ile Optik ileri araştırmalar merkezi. 6 milyon lira ile kuruldu ve 24 mühendis istihdam ediliyor. Diğeri ise organik gübre fabrikası. 200 işçi istihdam ediyor. Yılda 240 bin ton gübre üreterek ülke tarımına ve Sivas ekonomisine katkı sağlıyor.
Sivas Bilim ve Teknoloji Üniversitesi için çok daha fazlasını yazmak mümkün ancak ben burada keseceğim. Kıssadan hisse asıl diyeceğimse şudur: Çok mücadele ettik ve kazandık. Ancak asıl mücadeleyi şimdi vermemiz şart. Unutmayacağız, sahip çıkacak yaşatacağız ki ülkemizin genç beyinleri ileri teknolojiyi Sivas’ta öğrenecek ve Türkiye’de hayata geçirecek. Böylece önce Sivas sonra ülke kazanacak...