Attığı gollerle A Milli Erkek Futbol Takımımızı çeyrek finale çıkmasında büyük payı olan Milli Futbolcumuz Merih Demiral, UEFA tarafından Avusturya maçında "Bozkurt işareti" yaptığı gerekçesiyle iki maç cezalandırıldı.
Üzüntü ve sevinç; duygusal bir olay olaydır.
İnsanoğlu; duygularını merasimlerde kıyafetlerine taktıkları fotoğraf ve işaret içeren görsellerle gösterdikleri gibi, üzüntüsünü içten içe ağlayarak, gözyaşı dökerek veya ağıt yakarak, sevinçlerini de gülümseyerek, çığlık atarak, çeşitli hareketler ve figürler yaparak veya işaretlerle dile getirir.
Sevinç ve üzüntünün evrensel dili olduğu gibi; ülkeden ülkeye değişen figür ve işaretler de vardır.
İşaretler ayrıca toplulukların, devletlerin ve ülkelerin hangi ırktan geldiğini de gösterir ki; "Bozkurt işareti" biz Türk'lerin Orta Asya'dan beri kullandığımız bir figürdür. Türk Mitolojisinden anlam taşıyan bu sembol; siyasi görüş tanımaksızın tarih boyunca Türk halkları tarafından kullanılmıştır.
Şimdi gelelim UEFA'nın Milli Futbolcumuz Merih Demiral'a verdiği cezaya.
Amaç; Türkiye'nin son 16 turunda yakaladığı başarıyı devam ettirerek çeyrek finale çıkmasını gündemden düşürmekten başka bir şey değildir.
Ayrıca, yakalanan başarı ve 57'nci saniyede attığı golle tarihe geçmesi gereken Merih Demiral'ın bu golünün önüne "işaret" olayı getirilmiştir ki; Merih Demiral gibi sevinçlerini "Panter", "Timsah Yürüyüşü" yaparak kutlayan yabancı birçok futbolcuya bu şekilde bir ceza verilmemiştir.
Öte yandan; ülkemizde de enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından belirlenen memur ve tüm emeklilerin maaş artışlarının bile Merih Demiral'ın yaptığı "işaret" konusu nedeniyle arka plana itildiği bir gündemle karşı karşıya kalınmıştır.
Açıkçası; her zamanki gibi gerek UEFA, gerekse başka faktörler tarafından gündem hep başka mecralara yönlendirilmektedir.
Yapılan bu tür hazımsızlıklara ve haksız yere verilen cezalara verilecek en iyi cevabın, yılmadan ve durmadan daha iyiyi yakalayarak Avrupa Şampiyonu olarak vermek en doğrusudur.
Her türlü sportif faaliyetlerde son yıllarda büyük başarılar elde eden "Filenin Sultanları"nın da Olimpiyat Şampiyonluğunu göğüslemesi en büyük dileğimiz olmalıdır.
Sonuç olarak, ülke başarısı için ter döken, Türk Bayrağımızı göndere çektirerek İstiklal Marşımızı okutan tüm sporcularımıza başarılar diliyorum.
Başarı hiçbir şekilde tesadüf değildir. Başarıyı yakalamak zordur ve kazanılan başarının önünü de yok öyle, yok böyle, nasıl yapalım da engelleyelim diyenlere bizler de fırsat vermeyelim.
Bu duygu ve düşüncelerle bir yazımın daha sonuna gelirken; siz değerli okurlarıma sağlıklı ve mutlu günler dileyerek Allah'a emanet ediyorum.