Yedi yıl beklemişim
güneşi aramışım
kendini saklayan
nilüfer çiçeği;
unutulmuş bir dünyaya gelmişsin
rüyalardan uyanmışım
siyahlarına gözlerimi açmışım
öfkelerinde mutluluğu aramışım
bir muammadır gelişin,
kurak ruhuma yağmur olup aktın
sende filizlendi umutlarım
gökyüzünde çiçekler açtı
sonsuzluk ışığını
siyahlarında yaşadım…
Merhametine muhtaç
adım adım tükendi yıllar ayaklarımda
yollar hep sana yürüdü,
kapını çaldım
çalarken hemen açılır sanmadım
ayrılmadım hiç önünden
sabrettim,
dumanı olmayan kahrın ateşine
bilmeden şefkat gibi sığındım
sonu gelmeyen azabına,
hasretlikler yüreğime ilmek ilmek örüldü
yudum yudum içtim sen diye acıları,
ipek gülüşüyle “ve son” diyen
kapısında divane olduğum sır
birer birer kapattı perdelerini güneşin,
vuslatı sevmeyen
uğultulu alevli fırtına
bitmeyecek ıssızlığı soktun hayatıma…