USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

“Kadın Başına” Dik Dur

06-10-2024

Ülkemizde gün geçtikçe artan kadın cinayetleri, daha derin boyutlara ulaşıp, kız çocuklarına, hatta kız bebeklerine kadar ulaşmış durumda. Aslında sadece toplumsal cinsiyet eşitliği için savaşıyor olsak, altından kalkabileceğimiz bu yüzyılda, nefes almamız ve fiziksel olarak kendimizi korumamız bile zorlaşmış durumda.

Peki, hatamız nerede? Hangi önlemleri almıyoruz. Öncelikle bireylerin kapatılarak ya da idam vb. Önlemlerle olası vakaların önüne geçmeye çalışarak, bu sorunu kökünden çözemeyeceğimizi fark etmemiz lazım. Cezaların ise indirimsiz ve geri dönüşü olmayacak şekilde uygulamaya konulması gerekiyor.

Bilinç düzeyinde korkuyla değil; bilinç dışı düzeyde ahlaki değerleri değiştirerek, toplumsal eğitim sistemini yenileyerek çökmek üzere olan değerleri ve insani yapıyı düzene koyabileceğimizi fark etmemiz, toplumsal çürümenin önüne geçebilmemiz için elzemdir.

Bir ağaç düşünün köklerinden hastalık kapmış ve gövdesine kadar yayılıyor. Bir kaç dalı kesmek başta çözüm gibi görünecektir. Ancak kökteki hastalığa çözüm seçenekleri bulmadıkça her seferinde yeniden hastalık tekrar edecektir.

Toplum olarak, artık sessiz kalmayı bir seçenek olarak görmemeliyiz. Kadın cinayetlerine karşı sesimizi yükseltmek, sadece kurbanlara değil, geleceğe dair de bir söz vermektir. Bu söz, kadının toplumsal statüsünü güçlendirip, her bireyin eşit haklara sahip olduğu bir dünya yaratmak içindir. Bir kişinin canına kıyılması, sadece bir hayatın sona ermesi değil, insanlığa karşı işlenen bir suçtur ve bu suça karşı hepimiz dimdik ayakta durmalıyız. Ancak bu şekilde kadınların özgür, güvenli ve hak ettikleri saygıyı gördükleri bir dünyayı mümkün kılabiliriz. İşte o zaman, tarihin akışını değiştirecek bir başarıya imza atmış olacağız. Hiçbir kadının nefes alma hakkından, vücudunun üzerinde yegâne hak sahibinin kendisi olduğuna emin olana kadar susmayacağız.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?