USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KİBİRLİ, GURURLU OLMAK

24-11-2021

İnsan ahlâkını oluşturan huylar iyi ve kötü olmak üzere ikiye ayrılır. Güzel ve iyi huyların arasında tevazu, doğruluk, sabır, cesaret, emanete riayet, nimete ve iyiliğe karşı şükür, yumuşaklık, sevgi, merhamet, cömertlik gibi övülen tavır ve davranışlar sayılabilir. Kötü huylar arasında ise kibir, gazap, zulüm, gaflet, haset, yalancılık, iki yüzlülük, iyiliği başa kakma, riya, kendini beğenme gibi yerilen duygu ve tavırlar sayılabilir. Yüce Kitabımızın yerdiği kötü huylardan birisi de “kibir ve gururdur.

Kibir; büyüklenmek, gururlanmak, kendini başkasından üstün görmek ve başkasına itibar etmeyip onu yok saymak anlamına gelmektedir. İnsanlara surat asmak, kendini büyük, başkalarını küçük görmek, küçümsemek, övünmek iyi bir şey değildir. “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.” ( Lokmân, 31/18)

Kibirli olmak insanı azdırır; başkasının hakkını ihlâl etmesine sebep olur. Çünkü kibirli kişi, hiç kimsenin kendisinden hesap sormayacağını, herkesin kendisinden korktuğunu zannederek hak hukuk tanımaz, zalim konumuna düşer.

Kibirli olan kişilerin hayatlarından ve sonlarından ibret almak gerekir: Kârun, Firavun, Haman, Ebu Cehil ne oldular? Kibir, sahibini ancak ateşe götürür.

Mütevâzî kişi; başkalarını küçümsemez, insanlardan yüz çevirmez, böbürlenmez, öğünmez, ağrı dağını kendisi yaratmış gibi bir havayla yürümez; insanlara değer verir, kusuru olanları hoş görür, anlayışla karşılar…

Tevazû; alçak gönüllü olmak, kimseyi hakir görmemek ve sosyal durumu ne olursa olsun herkese sevgi göstermektir. Tevazu sahibi olmak, kişiye hem Allah’ın,hem de kulların yanında saygınlık ve itibar kazandırır. Nitekim Cenab-ı Allah, kullarının bu erdeme sahip olmalarını isteyerek “Onlar yeryüzünde tevazu içinde yürürler.” (Furkân,25/63) buyurmaktadır.

Tevazûnun karşıtı kibirdir.

 

HZ. MUHAMMED EFENDİMİZİN İBADET MAHALLİ: RAVZA-İ  MUTAHHARA = Cennet Bahçesi.

Peygamber Efendimizin mübarek kabri ile minber arasında kalan kısma Ravza-i Mutahhara yani cennet bahçesi denir. Mescitte bu bölüm, yeşil halı döşenerek belli edilmiştir. Peygamber Efendimiz, bir hadislerinde: “Evim ile minberim arası, Cennet bahçelerinden bir bahçedir” buyurmuştur. Ravza-i Mutahhara’nın güneyi, kitap rafları ile sınırlandırılmış olup; doğudan batıya 22 metre, kuzeyden güneye 15 metre olmak üzere yaklaşık 330 metrekare genişliğindedir. Burada hissedilen manevî huşû, huzur ve havayı anlatmak mümkün değildir. İlk dönemlerde sütun ve direkleri hurma gövdesinden olan Ravza-i Mutahhara, Osmanlı Sultan’ı III. Selim döneminde damarsız beyaz mermerle kaplanmıştır. 16 adeti Ravza’da, 7 adeti selamlama yolunda, 2 adeti doğu, 3 adeti batıda, 5 adeti Hücre-i Saadette yer alan bu beyaz sütünlar ecdadımızın bu kutsal mekâna hürmet ve hizmetini göstermektedir. ( Bahattin Akyön, a.g.e..s. 366). Mescid-i Nebevî, Mescid-i Haram’dan sonra yeryüzündeki mescitlerin en faziletlisidir. Ravza-i Mutahhara’da bilinçli bir şekilde bulunan, namaz kılan veya başka bir ibadette bulunan kişi, yaptığı ibadetleri cennet bahçelerinden birinde yapmış gibidir.   İmam Malik, “Bu bahçe, gerçek bir cennet bahçesidir ve ahirette cennete nakledilecektir…” demiştir. ( Semhûdî, Vefâ’ü’l vefa bi-Ahbâri dâri’il Mustafa, Beyrut 1422) Resulullah (s.a.s.) Efendimiz: “Benim bu Medine Mescidimde kılınan bir rekat namaz,  Mescid-i Haram hariç, diğer mescitlerde kılınan  bin rekat namazından hayırlıdır…”  Buyurmuştur.

 

İMANSIZ BIRAKMA ALLAH’IM

Huşû durumda olalım,

Hikmet ehlinde kalalım,

Hepimiz takva dolalım,

En son nefesi verirken,

İmansız bırakma Allah’ım!

 

Asıl tevhide inandım,

Yüce Rabbime sığındım,

Peygamberlere güvendim,

Son nefeste dinsin ahım,

İmansız gönderme Allah’ım!

 

Kutsal kitaba yüz sürdüm,

Rab emirlerini gördüm,

Nice nas-emirler derdim,

Son nefeste bitsin acım,

İmansız bırakma Allah’ım!

 

Ahret-kadere inandım,

Meleklere ruhen kandım,

Kaderim yazılı andım,

Son nefesim, ah son anım,

İmansız bırakma Allah’ım!

 

OYTAN’ım, derde çare bul,

Olmalısın sâlih bir kul!

Has imanına sahip ol,

Son nefesim, son ah-vâhım,

İmansız gönderme Allah’ım!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?