USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kösedağ Savaşı (3 Temmuz 1243)

12-03-2021

Son iki haftadır, gerek Türk tarihi gerekse Sivas tarihi için dönüm noktalarından biri olan ve Anadolu’nun Moğol hakimiyetine girmesinin sebebi Kösedağ Savaşını, sebep sonuç ilişkisi bakımından dilimiz döndüğünce anlatmaya çalışmaktayım. Kösedağ’a nasıl gelindiğine dair değerlendirmeler için önceki yazılara göz atmanızda fayda olacaktır. Bu hafta ise Kösedağ’a giden yoldan geldik Kösedağ Savaşına…  

 

Geçen hafta yazımın sonunda bahsettiğim öncü birliklerin yaptığı stratejik hata ile nasıl yok olduğuna bakalım istersiniz.

 

Günümüze ulaşan kaynakların aktardığına göre, öncü birlik sarp dağ geçidinden ovaya inerken, büyük bir gafletle ileriye keşif çıkarmamıştır. Tabi burada bir hatırlatma yapmakta fayda var ki her iki ordunun da Bozkır Savaş Taktiğini uygulamaları ve hata yapanın yenileceği gerçeği. Selçuklu ordusunun yaptığı keşif göndermeme hatasına karşılık, Baycu Noyan’ın komutasındaki Moğol ordusu geçidin inişine yakın bir yerde, savaşa her an hazır biçimde ordugah kurmuştur.

 

Sarp ve dik geçitten yorulmuş bir şekilde inen Selçuklu öncü birliği, dinlenmeden, mevzi almadan, hatta saf bile tutamadan, düşmanlarının seçtiği bir alanda muharebeye girmek zorunda kaldı. Savaşın başında, Selçuklu kuvvetleri Moğol ordusuna karşı bir üstünlük sağlamış ve Moğollar ise bozguna uğramış gibi geri çekildiler. Bu geri çekilme manevrasını onları bozguna uğrattıklarını sanan deneyimsiz komutanlar, Moğol ordusunun peşinden izlemeyle koyuldular. Üstelik bu geri çekilme hareketini zafere yorup, yayladaki ordugaha, sultana zafer haberi gönderdiler. Oysa karşılarındaki Moğol birliği komutanları Baycu Noyan’ın emrine uyarak geri çekiliyor ve Selçuklu kuvvetlerini tuzağa çekiyorlardı. Pusuya düşen ve paniğe kapılan Selçuklu kuvvetleri, Moğol savaşçılarının ok yağmuruna karşı tutunamayıp büyük bir kısmı birkaç saat içinde öldürüldüler.

 

Savaş meydanındaki kıyımdan kurtulan komutanlardan Nasuheddin Farsi, sultana gösterilmesi gereken saygıyı dahi umursamadan ona karşı ağır sözler sarf edip, az sayıda kalan adamlarını da alarak Halep’e gitmesi ile Selçuklu ordusunda bir çözülmenin başladığı görülmektedir. Gün boyu gerçekleşen bu olayların üzerine sultan Keyhüsrev, o gece karanlık çöker çökmez önce ailesini ve hazinesini, bir birlik korumasında Tokat’a göndermiş, ardından kendisini deneyimsiz komutanların aklına uymakla suçlayan Çavlı’ya ülkenin yönetimini bıraktığını, nasıl uygun görüyorsa öyle davranmasını söyleyerek o da Tokat’a doğru yola çıkmıştır.

 

Sultan ve emirlerin gece savaş alanından ayrılmaları ile beraber dağılan Selçuklu ordusunun toparlanıp Moğollara karşı çıkmasına dair ihtimali kalmamıştı. Oysa öncü birliklerinin yenilmesine rağmen elde kalan ordu, Moğol ordusundan halen sayıca üstündü ve bulundukları mevki itibari ile savunmaya son derece uygundu.

 

Ertesi gün ordusuyla Kösedağ’a çıkan Baycu Noyan boş ordugahı bulmuş ve bunun bir tuzak olduğunu düşünerek iki gün beklemiş, herhangi bir hareket göremeyince, tedbiri de elden bırakmayarak ordugaha girmiştir. Moğollar geride kalan ganimetin bir kısmı (300 deve yükü altın, 3 bin katır yükü değerli eşya, 40 araba zırh) ve büyük miktarda erzakı emniyete almış sonra Sivas’ı, ardından da Kayseri’yi ele geçirmişlerdir. Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev ise Tokat’tan sonra Konya’ya, ardından Antalya’ya çekilmiştir.

 

Kösedağ’da Selçuklu ordusunun bırakıp gittiği kampı yağmalayan Baycu Noyan’ın ilk hedefi Sivas olmuştur. Etrafı sağlam surlarla çevrili, o dönem nüfusunun 100 bin civarında olduğu ileri sürülen şehre Kösedağ’da ki bozgundan sonra hiçbir birlik gelmemiştir. Kentteki garnizonda şehri savunabilecek güçte olmadığından kent ileri gelenleri Baycu Noyan’a giderek aman dilemiş ve bağışlanmayı istemişlerdir. Baycu Noyan, kentin ileri gelenlerine şehrin birkaç gün yağmalanacağını ama halkına dokunulmayacağı sözünü vermiş, kent üç gün yağmalandıktan sonra, halkından hiç kimseye zarar verilmeden Moğol ordusu kentten çekilmiştir.

 

Sivas’ta işlerini bitiren Moğol ordusu ardından Kayseri üzerine ilerlemiş ve orda da tıpkı daha önce Erzurum’da olduğu gibi bir mukavemetle karşılaşmış ancak yapılan Moğol saldırılarına daha fazla dayanamayınca şehir düşmüş ve akibeti de Erzurum gibi olmuştur. Sivas ve Kayseri’nin düşmesinin ardından Moğol ordusu geri dönüş için harekete geçmiş Erzincan önlerine kadar yürüyüş devam etmiştir.

 

Erzincan önlerine kadar çevre bölgeleri yağmalayarak gelen Baycu Noyan Erzincan halkına, hayatlarına karşılık haraç ödemelerini önerdi. Haraç vermeyi reddeden şehrin zayıf savunması çökertilince yağma ve katliamlar daha öncekileri aratmamıştır. Erzincan’dan sonra Moğol ordusu Azerbaycan’daki merkezleri Mugan Ovası’ndaki kışlağına dönmüştür.

 

Kösedağ Savaşının ardından Türkiye Selçuklu Devleti Veziri Mühezzibüddin Ali ve Baycu Noyan arasında yapılan barış antlaşması ile Türkiye Selçuklu Devleti Moğol tabiiyetine girmiş ve Moğollar Anadolu’da tam bir baskı kurmuşlardır. Koydukları ağır vergiler (yılda 3,6 milyon dirhem, 10 bin koyun, bin sığır, bin deve ve başkaca değerli hediyeler v.b.) halkı zor durumda bırakmıştır.

 

Bir süre sonra baskıların artması üzerine halk Moğollara karşı birkaç defa ayaklanma denemesine girişmiştir ki, bunların birinde Memlüklü Sultanı Baybars’tan yardım dahi istemişlerdir. 1277 yılında Elbistan ovasında Moğolları yenen Sultan Baybars’ın ülkesine geri dönmesi ile birlikte Moğollar birçok insanı öldürerek intikamlarını almış ve bu savaşın sonrasında ise Anadolu tamamen Moğol egemenliğine girmiştir. Türkiye Selçuklu Devletinin, 1308 yılında Sultan II. Mesud’un ölümü ile yıkılmasına kadar geçen sürede Moğollar Anadolu’yu atadıkları valilerle yönetmişlerdir.

 

Bu hafta Kösedağ Savaşı ve Sonuçlarını dile getirerek bu bahsi kapatmış olduk, haftaya yine Sivas tarihine dair bir başka konuda görüşmek umudu ile.

 

Kaynakça

Ahmet Kütük - Kösedağ Savaşı’nın Kaybedilmesinde II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in Kişiliği ve Uygulamalarının Rolü

Erkan Göksu, Kösedağ Savaşı (1243)

Salim Koca, Türkiye Selçuklu Tarihinin Akışını Değiştiren ve Anadolu’nun Kaderini Belirleyen Savaş: Kösedağ Bozgunu

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?