En sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyerek başlayalım. Gıda ihracatına acilen, derhal kota konmalıdır. İç piyasadaki fiyat istikrarını sağlamanın ve gıda enflasyonunu aşağı çekmenin maalesef başka yolu yok. Üretimi kısa sürede istenilen seviyede artıramayacağımıza göre ihracata fren yaptırmak sureti ile iç piyasada fiyatlar aşağı çekilip vatandaş rahatlatılmalıdır.
İki yıldır dünya genelinde yaşanan salgın bize insanlık tarihi kadar eski bir gerçeği hatırlattı. Önümüzdeki dönemde toprağına ve suyuna sahip çıkıp, onları verimli kullanan ülkeler ayakta kalacak. Tarım en az savunma sanayi kadar stratejik bir konu ve siyaset üstü politikalarla yönetilmelidir. Pandemi ile birlikte inanılmaz bir talep patlaması yaşanıyor. Ne üretirseniz üretin dünyada alıcısı var. En çok da gıda ürünlerine talep var. Bu, bizim gibi ülkelerin lehine bir durum. Biz verimli topraklarda üretim yapan fedakâr ve çalışkan insanların ülkesiyiz.
Son yıllarda ihracatımız rekor üstüne rekor kırıyor. Dünyanın dört bir yanına mal satıyoruz. Bizim gibi enerjide dışa bağımlı bir ülke için cari açığı sıfırlama noktasında bundan daha iyi bir ortam olamaz. Aynı ihracat oranı içinde hatırı sayılır tarım ürünleri de var. Türkiye en temel gıda ürünleri olan un ve makarna ihracatında dünyada birinci sırada. 2021 yılının ilk sekiz ayında bir milyar dolardan fazla un, 800 milyon dolardan fazla makarna ihracatı gerçekleştirmişiz. Yaş sebze-meyve ihracatımız 3 milyar doları geçmiş. Süt ve süt ürünlerinde 250 milyon doları yakalamışız. Son günlerde en çok konuştuğumuz konu olan bitkisel yağda 2 milyar dolardan fazla ihracat yapmışız. Sadece yumurtadan kazandığımız para bir milyar dolar olmuş. Bu tablo tabi ki çok güzel ama, fakat, lakin dışarıya sattığımız her ürünün fiyatı içeride katlamış.
Dünya ile birlikte enflasyonist bir süreci yaşıyoruz. Bizde gıda enflasyonu dünyanın kat be kat üstünde. Ülkemizde genel enflasyon yüzde 21 iken gıda enflasyonu yüzde 30’un üzerine çıktı. Vatandaş her gün artan fiyatlardan, değişen market etiketlerinden bunalmış durumda. İktidarın vatandaşın alım gücünü yükselmek için verdiği mücadele takdire şayan. Ancak bu uğurda sabit ücretlilerin maaşlarına yapılan anlamlı artışların da enflasyonu yükseltme riski var. Maaş artışlarının yanı sıra özelikle gıda ürünlerinde istikrarı sağlamanın yolu bu günlerde gıda ihracatına fren yaptırmak geçer.
Çin gibi devasa nüfusa sahip ülkeler gıda stoku yaparken, birçok ülke gıda ihracatını sınırlarken, bizim harala gürele ihracat yapmamız düşünülemez. Hiç yapmayalım demiyorum ama içerideki fiyat istikrarı açısından kota koymak şart oldu.