Neden söz ettiğimi başlıktan anlamış olmalısınız. Tüdemsaştan bahsediyorum. Tüdemseş Cumhuriyetin Sivas´a yaptığı en büyük yatırımlardan birisi 80 yıldır Ülke ekonomisine üretimle katkı yapıyor ve Sivas´a istihdam sağlayır. Dedimya küçük şehirin büyük fabrikası diye, Şehir küçük kafalar küçük olunca bu büyük fabrikanın her hali dedi kodu ve siyaset malzemesi olmaya devam ediyor. Özellikle Turgut Özal döneminden itibaren yaklaşık kırk yıldır zaman zaman dönen hikaye geçtiğimiz hafta yeniden vizyona sürüldü. Neymiş; Tüdemsaş gitmişmiş, neşymiş Tüdemsaş gidiyormuş, Sivas´ın sahibi yokmuş, muşta muş hikaye malum...
Hemen belirtelim ki Tüdemsaş´ın bir yere gittiği gideceği yok. Tüdemsaş bir devlet yatarımı ve devlet kendi mülkünde zaman zaman idari tasaruflarda bulunur. Geçtiğimiz hafta Resmi gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ilede Devlet demir yollarına bağlı, Sivas, Sakarya ve Eskişehir fabrikaları ile ilgili bir tasarufta bulundu. Üç ayrı genel müdürlük olan fabrikaları yeni bir KİT oluşturarak tek çatı altında birleştirdi. Amaç Sermaye ve insan kaynağını daha verimli kullanmak. Arz talep dengesini iyi planlayıp Dünya ile rekabet etmek.
Karar gazetede yayınlandığı andan itibaren Sivas´ta laftan başka hiç bir şey üretmeyen klavye siyasetçilerine gün doğdu. Bastılar yaygarayı Tüdemsaş gitti. Tüedemsaş kapıtıldı. Oysaki yok öyle bir şey Tüdemsaş daha verimli çalışacaksa, daha çok üretim daha çok istihdam yaratacaksa nereye bağlı olduğunun ne önemi var? Tüdemsaş 1986 Yılına kadar SİDEMAS´tı hatırlayanlar vardır. Yani ozamanda Ankaraya bağlıydı. Genel müdürlük değildi. O zaman bugünkünden daha çok üretim yapıyor, bugünkünden daha fazla insan çalıştırıyordu. Ne oldu şimdi? Derdimiz idari yapısının ne olduğu mu? Ürettiği , çalıştırdığı insan mı? Amaç üzüm yemek mi? Bağcı dövmek mi?. Her fırsatta hükumete muhalefet delim diye porovakasyon oluşturmak mı?
Tüdemsaş geçtiğimiz yıl 35 milyondan fazla zarar etti. Vagon üretmesi gereken Tüdemsaş geçtiğimiz yıl hiç vagon üretmedi. Belki diğer iki fabrikanıda zararı bu kadardır. Eeee devlet ne yapacak sürekli zararla mı gidecek. Zararı azaltmak ve daha etkin çalıştırmak için üçünü birleştirmiş. Sakarya ve Eskişehire baktım, ne medyada nede sosyal alanda hiç kimsenin bir şey dediği yok. Tüm dedi kodu Sivas´ta... Dedimya küçük şehirin büyük fabrikası; Şehir küçük kafalar küçük küçük kafalarda Tüdemsaş dev. Sakarya ve Eski şehir kendileri büyük haliyle sözkonusu fabrikalar o şehirler için çok da büyük değil o nedenle kimse nereye bağlandığı ile ilgilenmiyor. İşin dedi kodusunu yapan ucuz muhalefete pirim veren de yok. Bir kaşık suda fırtına koparmak bize mahsus bir şey....
Olayın özüne bakıldığında anlaşılacağı üzere Tüdemsaş´ın kapatıldığı ve gitti söz konusu değil. Söylenenler kayıkçı kavgasının bir ürünü. Ancak; Son 20 yıldır üstüne basa belirtiğimi tekrarlamakta fayda fayda var. Bu çağda budan sonra devlet fabkira yapmayacak ve de çalıştırmayacak. Bnu anlamak ve kabullenmek zorundayız. Devlet için en hayati, en sıtratejik üretim olan savunma sanayidin dahi özel sektör üretim yapıyor. Bu da demektir ki bugün değil belki ama bir gün devlet Tüdemsaştan da vaz geçcecek.
2010 Ulaştırma şurasında tartışılan konuların bir çoğu 2017 yılında yapılan yasal düzenleme ile hayata geçti. Devlet demir yolları; ( Alt yapı, Ulaşım ve Üretim) olmak üzere üçe ayrıldı. Yine alınan kararlardan birtanesi devletin lokomotif ve vagon ihtiyacını sadece kendine bağlı birimlerden değil özel sektörden de alacağına yönelik karardı. Yani artık Tüdemsaş ve diğerleri devletin tek tedarik merkezi değil. Son çıkan düzenleme ile süre 2023 olarak belirlendi. 2023 Yılından itibaren devlet demir yolları yük vagonunu sadece Tüdemsaştan almayacak, kim ucuz verirse ondan alacak. Buda demektir ki Tüdemsaş hem kalite hemde fiyat olarak rekabet etmek zorunda. Mevcut yapı ile bu mümkün mü? El cevap hayır. Öyleyse bir gün ya özelleşecek yada ... yadası yok....
Hal buysa bize düşen Siyasiler üstünden vah tüh etmek değil. Yapılacak gayet basit... 80 yılda bunca birikime rağmen yeni bir Tüdemsaş kuramamışız. Bu bile bizim ayıbımız. Bizim şimdi hemen harekete geçerek yapmamız gereken şey şudur. Siyasilere baskı yapacaksak, baskının alasını yaparak ikinci organize sanayi bölgesi için Demir yolu alanında sektörel teşvik çıkarmak olmalıdır. Sadece Sivas´a özgü olacak olan bu teşviği kaptıktan sonra, Optik merkezinin kuruluşundaki yöntemi takip ederek, TSO´nun öncülüğünde yatırımcı ne kadar iş adamı varsa bir araya getirmek, eğer onlarda yetersiz kalır ise onlarla Devleti ortak yaparak yeni bir Tüdemsaş yapmaktır. Biz bu yöntemle özel ve modern bir Vogon fabrikası kurarisek ondan sonra Devlet Tüdemsaş´ı atıyor mu, satıyor mu umursamayız.. Bugün itibari ile Tüdemsaşta istihdam edilen 1100 insanı her şekilde istihdam ederiz. Çarede yapılması gerekende budur...
Her fırsata Kayseriyi örnek gösteriyoruz ya; İşte iseze kayseriden örnek. 1984 Yılında Devlet Kayseri Askeri dikimevini kapatarak Sivas´a taşıdı. Kayserililer hiç feveran etmedi. Hemen kolları sıvadı. El birliği ile ASPİLSAN´ı yaparak Orduya teslim etti. Kapanan Askeri bir fabrikaydı onlar yeni bir Askeri fabrika yaptı. Bugün itibari ile Aspilsanda çalışan insan sayısı o günkü Dikimevinden daha fazla... Demek ki neymiş, dedi kodu değil, körü körüne muhalefet değil, hep başkasından beklemek değil, bizim yapmamız kurtuluş muş... Kalın sağlıcakla.....