USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KUMAR ve ŞANS OYUNLARI (I)

21-12-2021

İslam, helâlinden kazanıp helalinden infak etmeyi mü’minin hayat felsefesi kılmıştır. Bu doğrultuda meşru kazanç yollarının dışında kişiye maddî imkân sunan faiz, tefecilik, stoklayarak haksız kazanç sağlamak, aldatmak, yalan ve hileden kâr elde etmek, kumar ve şans oyunları gibi haram gördüğü kazanç yollarını ve bu yollara tevessül etmeyi yasaklamıştır. Kişisel ve toplumsal anlamda, dünyevî ve uhrevî yönlerden çöküş, dejenerasyon, dağılma, kin gütme, ekonomik sefahatle karşı karşıya kalma ve cehennem azabına muhatap olma gibi vahim sonuçlar doğuracağı için meşru kazanç yollarının dışına çıkılmasını yasaklamıştır. İnfak ruhunun mü’mini bir hayat tarzı olarak kuşatmasını emreden dinimiz, helal yollarla elde edilen kazançtan yapılan harcamaların infak hassasiyetiyle yapılan harcamalar olabileceğini, ibadet ve taatin zevkinin helal lokma hassasiyetiyle kişide müşahhas bir boyutta hissedilebileceğini sıklıkla vurgulamıştır.             

“Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yiyin, şeytanın peşine düşmeyin; zira şeytan sizin açık bir düşmanınızdır.” (Bakara 2/168)

Bu âyet-i kerimede “İnsanlar” şeklindeki genel hitap, helal kazancın evrensel boyutta tüm bireyler için önemine dikkat çekerken bir yandan da şeytanın helal yolları bırakıp haram ve gayr-ı meşru bir şekilde haram bataklığına kişiyi sürüklemek için türlü hilelere başvuracağını, bu hilelere aldanan insanların bedbaht bir halde ömür süreceklerini dile getirmiştir.

“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir.” (Nisa 4/29)

Bu âyet-i kerimede de Rabbimiz, helal kazanç yolu olarak mü’minlere karşılıklı rızaya dayanan ticaret yolunu göstermiş, “Bâtıl yollar” şeklinde tasvip etmediği haram yolların felakete sürükleyici boyutuna net bir şekilde dikkat çekmiştir. Bu âyet-i kerime, bâtıl yollarla, yani kumar, aldatma, stokçuluk, karaborsacılık, yalan yere yemin, şans oyunları ve diğer haram kazanç şekilleriyle elde edilen malın, gönlü huzursuz eden, ölme ve öldürme gibi büyük günahlara kapı aralayan bir fitne olduğu gerçeğini bizlere hatırlatmıştır.

Haram olarak elde edilen dünyalığın ibadetin haz ve lezzetinden mü’mini uzaklaştıracağını şu hadis-i şerifi ile bildiren Efendimiz (sav);

“Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı dağınık, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyüzüne açarak: Yâ Rabbi! Yâ Rabbi! diye dua eder. Hâlbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği hara, gıdası haramdır. Böyle birinin duası nasıl kabul edilir!”

Ancak helal kazançtan Hakk’ın razı olacağı hakikatini şu veciz ifadeleriyle dile getirmiştir:

“Ey insanlar! Allah Teâlâ temizdir; sadece temiz olanları kabul eder. Allah Teâlâ peygamberlerine neyi emrettiyse mü’minlere de onu emretmiştir. Cenâb–ı Hak Peygamberlere: ‘Ey peygamberler! Temiz ve helâl olan şeylerden yiyin, iyi ve faydalı işler yapın!’ buyurmuştur. Mü’minlere de: ‘Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin” (Müslim)

Helal olmayan, gayr-ı meşru kazanç yollarından kumar ve şans oyunları, âyet-i kerimelerde, “Kolaylıkla mal kazanmak veya kaybetmek” olduğu için “Meysir” şeklinde ifade buyrulmuş ve şiddetle yasaklanmıştır.

“Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük günah, hem de insanlar için (bazı zahiri) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından büyüktür.” (Bakara 2/219)

İçki içtiği zaman gönlünün rahatladığını, kumar oynayarak para kazananın bunu bir fayda olarak görenin içki ve kumarla büyük günah kazandığını ve Hakk’ın rızasından uzaklaştığını bilmesini emreden bu âyet-i kerime, insanın psikolojik yönden zaaflarına ve toplumsal anlamda haram kazanç yolları ile nasıl bir sarsıntıya maruz kalacağına işaret etmektedir. Kaldı ki,

“Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliklerdir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Mâide 5/90) âyet-i kerimesiyle içkinin, kumarın, Hakk’a ortak koşmanın, fal gibi insanın gönül/zihin dünyasını alt üst eden bir yanlışlığın ve o günün şartlarında kumar türleri arasında yer alan şans oklarının şeytanın bir aldatmacası olduğu ve mü’minin bu yanlış yollardan uzak durması gerektiği emredilmiştir. Bu emir, ahiret kurtuluşu için ve dünyevî huzura kavuşabilmesi için mü’minin helal yollarla elde edeceği kazancın önemine de delalet olarak görülmüştür.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?