Bakara / 3الصَّلٰوةَ: salete- “Onlar, gayba inanırlar, namazı kılarlar, kendilerine verdiklerimizden Allah yolunda harcarlar.”
Bakara / 43الصَّلٰوةَ: salete- “Namazı ikame edin, zekâtı verin ve rükû eden (mü'min) lerle birlikte siz de rükû edin.”
Bakara / 45وَالصَّلٰوةِۜ: ve-ssalâ(ti) “Bir de sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin; gerçi bu (nefsinize) ağır gelir, fakat saygılı kimselere değil...
Bakara / 83الصَّلٰوةَ: salete- “İnsanlara güzel söz söyleyin; namazı kılın ve zekâtı verin!
Bakara / 110الصَّلٰوةَ: salât- “Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin. Çünkü kendiniz için, önceden yapıp gönderdiğiniz her iyiliği, Allah’ın huzurunda mutlaka göreceksiniz.
Bakara / 125مُصَلًّىۜ: musalla- “İbrahim'in (Kâbe'de namaza durduğu) yeri namaz/dua yeri edinin (onu kendinize örnek alarak tevhit dinin savunucuları olun)!
Bakara / 153وَالصَّلٰوةِۜ: ve-ssalât- “(Ey iman edenler!) Sabır ve namazla (Allah’tan) yardım dileyin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.
Bakara / 157صَلَوَاتٌ: salavatın- “İşte bunlar, Rablerinin sürekli destek ve bağışına mazhar olanlardır. Doğru yolda olanlar da bunlardır.
Bakara / 177الصَّلٰوةَ: salete- (Erdemli kişiler) Kitap'a (Kur'an'a) ve nebilere inanıp; sevdiği malını yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunanlara veren; namazı ikame eden, zekâtı veren; sözleştikleri zaman sözlerinde duran, darlıkta, sıkıntıda ve çetin şartlar altında sabredenlerdir.
Bakara / 238الصَّلَوَاتِ: salavat- (Ey inananlar!) Namazlarınızı Allah'a gönülden boyun eğerek farkında olarak, derin duygular besleyerek gevşemeden, pörsümeden, her türlü yıpranmadan uzak, okuduklarınızı anlayarak gereği gibi kılın.
Bakara / 238وَالصَّلٰوةِ: ve-ssalâti- “Ve özellikle orta namazla (ikindi namazıyla) ilgili sorumluluklarınızı yerine getirin.
Bakara / 277الصَّلٰوةَ: salete- “İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, Rableri katında onlar için ödülleri vardır. Onlara herhangi bir korku yoktur; onlar üzülmeyecek de.
Âl-i İmrân / 39يُصَلّ۪ي: yusallî- İman edenlerin, iyi işler yapanların, namazlarını doğru kılanların, zekâtı verenlerin mükâfatları Rableri katındadır. Onlar için ne korku vardır ne de üzülürler.
Nisâ / 43الصَّلٰوةَ: salete- “Ey iman edenler! Sarhoş iken, ne söylediğinizi bilinceye, cünüp iken de -yolcu olmanız dışında- boy abdesti alıncaya kadar, namaza yaklaşmayın.
Nisâ / 77الصَّلٰوةَ: salete- “Kendilerine “Ellerinizi (savaştan) çekin; namazı kılın ve zekâtı verin!” denen kişileri görmedin mi?
Nisâ / 101الصَّلٰوةِۗ: ssalâti- “Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman inkârcıların aniden size zarar vermesinden endişe ederseniz, namazları kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz inkârcılar, sizin apaçık düşmanınızdır.
Nisâ / 102الصَّلٰوةَ: salete- “Ey Muhammed! Cephede müminlerin arasında olup da onlara namaz kıldıracak olursan, onlardan bir kısmı sana tâbi olarak silahlarını yanlarına alıp namaza dursun. Bunlar seninle beraber secdeye vardıklarında, diğer kısım (nöbet için) arkanızda beklesin. Sonra o namaz kılmamış olanlar gelsin, sana tâbi olarak namazı (ikinci rekâtı) kılsınlar, hem tedbirli bulunsun ve silahlarını da yanlarına alsınlar.
Nisâ / 102يُصَلُّوا: yusallû- “Onlardan bir kısmı sana tâbi olarak silahlarını yanlarına alıp namaza dursun.
Nisâ / 102فَلْيُصَلُّوا: fel-yusallû- “Sonra o namaz kılmamış olanlar gelsin, sana tâbi olarak namazı (ikinci rekâtı) kılsınlar.
Nisâ / 103الصَّلٰوةَ: salete- “Namazı bitirince de ayakta, otururken ve yanınız üzerinde yatarken Allah'ı anmaya devam edin.
Nisâ / 103الصَّلٰوةَۚ: salete- “Emniyete kavuştuğunuzda da namazı (eksiksiz) ikame etmeye devam edin.
Nisâ / 103الصَّلٰوةَ: salâte- “Çünkü namaz MÜ’münler üzerine vakitleri belli (zamanında eda edilmesi gereken) bir farzdır.
Nisâ / 142الصَّلٰوةِ: salâti- “İkiyüzlüler Allah’ı aldatmaya çalışıyorlar, oysa O onların aldanmalarını sağlıyor. Üstelik onlar namaza kalktıklarında, gönülsüzce, yalnızca insanlar görsün diye kalkarlar; Allah’ı ise pek az hatıra getirirler.
Nisâ / 162الصَّلٰوةَ: salâte- “Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman eden, namazı kılan, zekâtı veren, Allah’a ve ahiret gününe inananlar var ya, işte onlara ileride büyük bir ödül vereceğiz.
Devam edecek: