Enbiya / 73الصَّلٰوةِ: salâti: “Onları bizim emrimizle doğru yolu gösteren önderler yaptık ve kendilerine hayırlar işlemeyi, namazı ikame etmeyi, zekâtı vermeyi vahyettik. Onlar sadece bize ibadet eden kullardı (Allah'tan başka hiçbir varlığa tanrısal nitelikler yakıştırmazlardı).
Hac / 35الصَّلٰوةِۙ: salâti: “Onlar ki, ne zaman Allah anılsa kalpleri saygıyla ürperir ve başlarına gelen şeylere sabrederler; üstelik namazı hakkını vererek kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan cömertçe sarf ederler.
Hac / 40وَصَلَوَاتٌ: ve salavatın: “O (mazlum) lar sadece: “Rabbimiz Allah’tır.” demelerinden dolayı, haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Eğer Allah’ın (savaşı emrederek) insanların bir kısmıyla, bir kısmını yok etme (emri)¹ olmasaydı, manastırlar, kiliseler, havralar³ ve içerisinde Allah’ın adının çokça anıldığı mescitler, kesinlikle yıkılır giderdi. Allah kendi (dini)ne yardım edenlere kesinlikle yardım eder. Şüphesiz Allah çok güçlüdür, çok şereflidir.
Kısa izah: Bu ayette ki “Salavat ün” kelimesine Havra anlamı verilmiştir. Bu konuda Mehmet Türk, Mealinde şu açıklamayı yapmıştır: Salavat, burada İbranice “saluta” kelimesinin Araplaştırılmış halidir ki Yehûdîlerin namazgâhı, yani “havra” demektir.
Bu ayette namaza işaret eden kelime “Mescit” lafzıdır. Çünkü bu kelime “Secde edilen yerler” demektir. Zaten her rekâtta iki defa yapılan secde namazın en önemli rükünlerindendir.
Hac / 41الصَّلٰوةَ: salâte: “Onlar öyle kimselerdir ki, şayet kendilerine yeryüzünde imkân ve iktidar versek, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, iyiliği yayarlar ve kötülükten sakındırırlar. Her işin sonu Allah'a varacaktır.”
Hac / 78الصَّلٰوةَ: salâte: “Allah yolunda üstün çaba sarfederek gereği gibi mücadele edin! O, (mesajının muhatabı ve tebliğcisi olarak) sizi seçti ve din konusunda da üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Atanız İbrahim'in dinine uyun! Allah sizi hem daha önceki kitaplarda hem de bu Kur'an'da Müslüman/kendini yürekten Allah'a teslim eden diye isimlendirdi. (Bunu) resul size model/örnek olsun, siz de diğer insanlara model/örnek olasınız diye (yaptı). Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı bağlanın. O sizin koruyucunuzdur. (Allah) ne güzel koruyucu ve ne güzel yardımcıdır!
Mü’minûn / 2صَلَاتِهِمْ: salâtihim: “Onlar, namazlarında derin bir saygı, huşu ve alçakgönüllülük içindedirler.
Mü’minûn / 9صَلَوَاتِهِمْ: salevâtihim: “Onlar ki, namazlarını mekanik hareketlere dönüştürmeden, okuduklarını anlayıp özümsemeye çalışarak vaktinde ve gereği gibi, dikkatle ve özenle, mümkün mertebe cemaatle birlikte kılarlar; beş vakit namazı hayatın merkezine yerleştirerek, onun temel özellikleri ve ana görevini her türlü aşınmaya, pörsümeye karşı titizlikle korur ve böylece, Allah ile aralarındaki gönül bağını sürekli canlı tutmaya çalışırlar.
Nur / 37الصَّلٰوةِ: salâti: “Ne ticaretin, (ne siyasetin) ne de alışverişin kendilerini Allah’ı zik¬retmekten (O’nun emir ve hükümlerini yerine getirmekten), namazını dosdoğru eda etmekten ve zekâtını vermekten asla alıkoy¬madığı (ve Rabbini hiçbir zaman unutmayan) öyle adamlar vardır ki; onlar, kalplerin ve gözlerin inkılâba uğrayacağı (dehşetten allak bullak olacağı) günden korkup (çekinerek hayatlarını sürdürmektedirler).
Nur / 41صَلَاتَهُ: salâtehu: “Göklerde ve yerde bulunanlarla havada sürüler halinde (uçan) kuşların (kulluklarının bir gereği olarak) Allah'ın sınırsız kudret ve yüceliğini dile getirerek görevlerini icra ettiklerini görmüyor musun? Bu varlıkların her biri, Allah'a nasıl yönelip niyaz edeceğini, kendine özgü tesbihini/vazifesini bilir. Allah da onların ne yaptığını tam olarak bilir.
Nur / 56الصَّلٰوةَ: ssalâte: “O hâlde, beş vakit namazı hayatın merkezine yerleştirerek, onu dikkatle ve özenle, mümkün mertebe cemaatle birlikte kılın, refah ve zenginliği toplumun tüm katmanlarına yaymak üzere zekâtı verin ve Kur’an’ın pratik hayata uygulanmasında mükemmel bir örnek olan Peygambere itaat edin ki, ilâhî lütuf ve merhamete lâyık olabilesiniz.
Nur / 58صَلٰوةِ: salâti: “O hâlde, beş vakit namazı hayatın merkezine yerleştirerek, onu dikkatle ve özenle, mümkün mertebe cemaatle birlikte kılın, refah ve zenginliği toplumun tüm katmanlarına yaymak üzere zekâtı verin ve Kur’an’ın pratik hayata uygulanmasında mükemmel bir örnek olan Peygambere itaat edin ki, ilâhî lütuf ve merhamete lâyık olabilesiniz.