Kur’anı Kerim, Hz. Muhammed(s.a.s)’e Ramazan Ayının Kadir gecesinde indirilmeye başlanmıştır: “Muhakkak biz, Kur’anı, Kadir Gecesinde indirdik.” (Kadr,1)
Kur’an, 114 sûreden oluşur.
Kur’anın her sûresi ayetlerden müteşekkildir. En uzun sûre (Bakara) 286 ayetten, en kısa sûreler de ( Asr, Kevser ve Nasr) 3 ayetten oluşur. Bütün ayetlerin sayısı, 6236’dır.
Kur’an, ceste ceste yani azar azar nâzil olarak 23 senede tamam olmuştur.
Vahiy, Hz. Muhammed(s.a.s.)’e, Vahiy Meleği (Cebrail) tarafından Kur’an ayetlerinin, bazı yollarla vahyedilmesi suretiyle gelmiştir. Hz. Muhammed(s.a.s.), kendisine nâzil olan ayetleri hemen vahiy kâtiplerine ezberletir; kendisi de ezberler ve yine kâtiplere yazdırarak mensup oldukları sûrelerdeki yerlerine koydururdu. Böylece Kur’an’ın ayetleri de sûreleri de bizzat O’nun tarafından tertip olunmuşlardır. Hz. Peygamber’in sağlığında, Kur’an, bir cilt halinde toplanmamış ise de kâmilen ezberlenmiş, parça parça yazılmış ve huzurunda tilâvet edilmiştir.
Hz. Ebu Bekir, daha önce parça parça yazılmış ve kâmilen ezberlenmiş olan Kur’anı, bir cilt halinde toplamıştır.u nüshaya “Mushaf-ı Şerif”denir. Hz. Osman ise, tek cilt halinde toplanmış olan Kur’anı nüshalar halinde aynen yazdırıp çoğaltmış ve İslâm merkezlerine göndermiştir.
Kur’anı Kerim’in bir kısmı Mekke’de, bir kısmı da Medine’de nâzil olmuştur. Hz. Muhammed (s.a.s)’in 23 senelik peygamberlik döneminin ilk 12 senesi Mekke’de, 11 yıla yakın kısmı da Medine’de geçmiş; Kur’an sûrelerinin 93’ü Mekke’de, 21’i de Medine’de nâzil olmuştur.
Kur’an sûreleri, nâzil oldukları tarih sırasına göre tertip edilmemişlerdir. Tertip edilirken, sûrelerin mevzu itibariyle birbirlerine olan münasebetlerine daha çok önem ve değer verilmiştir. Bunun nedeni ve anlamı, sûrelerin karşılaştırılmasıyla anlaşılır: Mekke’de nâzil olan sûreler, tevhid akidesinden, Allah’a inanmak ve iman etmek zaruretinden bahseder; insanları, iyilik yapmaya davet eder. Oysa Medine’de nâzil olan sûreler, imanın uygulanışı ve tavsiye edilen, buyrulan iyiliklerin nasıl yapılacağı, nasıl “a’mal-i saliha”= salih ameller haline dönüşeceği; iyiliğin ve fenalığın ne olduğu v.b. konular işlenir, mufassal surette izah olunur. Başka bir örnekle daha bu fark belirtilmek istenirse, Mekke sûreleri, imanın kalp ve dimağa nasıl huzur bahşettiğini anlatır. Medine sûreleri ise insanın insana nasıl muamele edeceğini göstererek insanların saadet ve refaha nasıl kavuşacaklarını açıklar.(S.Zeki Tanrıverdi, Kur’an-ı Kerim, s. 13-15)