Sayın İNCE, bugün ilimizden yola çıktığı Memleket Hareketinde bu serüvenin bir muhalefet hareketi olmadığını, bir parti içi muhalefet hareketi olmadığını, muhalefete muhalefet etmek niyetinde olmadığını, iktidarı eleştirmek şeklinde olmadığını beyan etmiştir. Açıklamalarında hükümetimizin bir kısım icraatlarına karşı olduğu beyanları ile sabittir.
Peki Sayın İNCE bir siyasi parti kurar mı???
Peki Sayın İNCE siyasi parti kurmadan taban siyaseti yapmadan yeniden Cumhurbaşkanı adayı mı olur???
Peki Sayın İNCE bu serüvende Cumhuriyet Halk Partisinden ihraç edilir mi???
Tabi herkes Sayın İNCE´nin bugünkü açıklamalarının ardından kafasında bu soruları sordu.
Ben Türk Siyasetinde tabana dayanmadan siyaset yapılabildiğini, parti kurmadan örgütlenmeden siyaset yapılabildiğini hiç görmedim. Sayın İNCE´nin Sivas mitingi başlangıç mitingi olmasına rağmen çok ama çok zayıf bir miting idi. Kişi sayısı oldukça az idi, gelenlerin bir kısmının ilimiz dışından geldiğini de gözlemlemek mümkün idi. Bu yol haritası nereye gider diye sorduğumuzda? Bu gidişat tabansız bir gidişattır. Bu gidişat siyasi örgütlenmeden yoksun olan bir gidişattır. Zira, bugün Cumhuriyet Halk Partisi tabanından muhalif olanlar bile sahnede Sayın İNCE´nin yanında yer almadı.
Sayın İNCE bu hareketine zaten kendi beyanı ile sınırlandırılmış şekilde Esnafı, Çiftçiyi, Şiddet mağduru kadınları, Huzursuz muhafazakârları, Kendilerini yalnız hisseden Atatürkçüleri, Bu düzeni değiştirmek isteyen solcuları, Ak Parti ortağı olmaktan memnun olmayan milliyetçileri davet etti.
Bir siyasi oluşum kurmadan, bir düşünce bloğunda yer almadan, bir siyasi kitleyi, örgütlenmiş bir siyasi yapıyı temsil etmeden yada Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN gibi yeni ve ülkenin ihtiyacı olan bir yapılanmayı başlatmadan, bu doğrultuda kitleleri kendine çekmeden kanaatimce bu işler olmaz.
Zira, bir oluşuma gider iken öncelikle liderlik karizmasını uhdende barındırman gerek. Bir oluşumun düğmesine bastığında, bir harekat ile yola çıktığında 1999, 2000 ve ille de 2001 gibi zorlu yılların yaşandığı açmazların olduğu bir devirde bunalmışlığı huzura, refaha çevirebilmek adına, karanlık günlerden aydınlık günlere ülkeni, milletini taşıyacağının net bir şekilde güvenini vermek gerek. Bugün öyle bir süreç hiçbir şekilde yer almamaktadır. O günler geride kaldı.
Bu ülkeden IMF gönderildi. Borçlar sıfırlandı. Bu ülke dünyada sesini dile getiren bir ülke durumuna geldi.
Kanaatimce Sayın İNCE, bu harekat ile Cumhuriyet Halk Partisinden kopmamak adına yeni bir siyasi oluşuma girmedi. Gidip DSP nin başına lideriniz ben olacağım demedi. Ya da bir başka oluşum ile liderlik düşüncesine kapılmadı.
Sayın İNCE Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin oldukça farkında bu hareket ile yola çıktı ama CHP Genel Başkanlığı kendisine oldukça uzak durmaktadır. Sayın KILIÇDAROĞLU´nun da disiplinel bir hamle yaparak Sayın İNCE´yi ihraç ettirmeyeceği görüş ve kanaatindeyim.
Ortak akıl ile yola çıktık dese de Sayın İNCE´nin otobüsünde Muharrem İNCE Memleket Hareketi yazmakta idi. Yani Türk Milleti her zaman lidere bakar. Sayın İNCE´de bunun farkında. Ortak akıl değil kendi ismi afişte yazılı idi.
Sayın İNCE´ de bir parti kurulmadan, taban ve teşkilatlanma yapılmadan yürünemeyeceğinin farkında bu sebeple, mantıklı olarak yeniden ve belirttiği şartlar dahilinde her siyasi partinin kendi küskünlerine hitap ederek yeniden Cumhurbaşkanlığı için aday olmak niyetinde olduğunu ben şahsen düşünmekteyim. Bu Memleket hareketi de bu az katılım ile gider ise sezon finalini erken yapan dizilere dönecektir.
Bizim de Sayın İNCE´nin beyanlarından yola çıkarak yaptığımız tespitlerimiz ve Sayın İNCE´ye mesajlarımız bu doğrultudadır.
Sağlıcakla kalın?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?