Mendil gözyaşı, ter, burun silmek için kullanılan, kenarları incecik işli, püsküllü, çizgili, kareli veya düz, patiska, mermerşahi, ipek, keten gibi ince ve yumuşak kumaşlardan yapılmış nesnenin adı olup, hangi yaştan olursa olsun insanoğlunun elinden bırakamadığı özel eşyalardan biridir.
Erkeklerinki beyaz üstüne mavi, yeşil, kahverengi gibi renklerden, çizgili veya kareli desenli olur. Kadınlarınki de beyaz, pembe, yavruağzı, turuncu gibi sıcak renklerden çiçekli, kelebekli, kalpli vs. motiflerden elde işlenerek hazırlanır. Kenarlarına zarif danteller, oyalar, iğne oyaları dizilir.
Bebeklerinki de biraz küçümen, nazar boncuğu, kelebek, uğur böceği ve isminin baş harfi işlenerek, kenarları minik oyalı olarak hazırlanır. Daha bebek doğmadan, bebek çeyizi içinde hazırlanan eşyalardan biridir bu. Bazen mama önlüğü ile mendil de aynı desenden oluşur.
İlk kullananı kimdi, kimlerin icadıydı belli olmamakla birlikte, Divan-ü Lügât-it Türk’te Kaşgarlı Mahmut’un bu nesne için ulatu kelimesini kullandığı, “burun temizlemek için koyunda taşınan ipek kumaş parçası” diye adlandırdığı bilinir.
Kullanım alanı neresi olursa olsun, mendillerin biçimi her zaman için karedir. Kadın, erkek, çocuk için elbette ebatlarda da farklılıklar olacaktır.
Bazen allı pullu türleriyle düğünlerde, eğlencelerde genç hanımlarda ve kızlarda rastlanır ona; bazen de beyaz rengiyle halay başının elinde görülür. Halayın iki ucundaki kişide de aynı beyaz mendilden bulunur ve halay başı tarafından figürlere göre indirilir kaldırılır, havada döndürülür, boynundan geçirilerek oyuna ahenk katılır.
Bazen de şık bir takım elbisenin mendil/göğüs cebinde bulunur bu küçük bez parçası. Sonraları kravat ile takım olduysa da eskiden beylerde hep beyaz mendil olurdu. Bu yaka mendillerinin elbette bir de mesajı vardır. Eğer cepte tek köşeli durursa bekâr, iki köşeli durursa nişanlı, üç köşeli durursa da evli ve çocuklu anlamına gelir.
Kadın ve erkek giysilerinin aksesuarlarındandır. Eski Türk kıyafetlerinde mendilin, giysinin tamamlayıcısı durumunda olduğu, günümüze ulaşan minyatürlerden, gravür ve yağlıboya tablolardan anlaşılabilir.
Efelerden seymenlere, gakkoşlardan dadaşlara, kızanlardan uşaklara yurdun pek çok yöresindeki mahalli düğün kıyafetlerinin bütünleyicisi olarak karşımıza çıkar. Kiminde rengârenk oyalar sıralar etrafını, kiminde simli sırmalı zincirler. Kuşağa, bele veya yakaya takılan bu mendiller genellikle ibrişimle işlenir. Evvelce kuşağa sokulu olarak irice duran mendiller, zaman içinde ceket yakasında boy göstermiştir. DEVAMI YARIN