Su gelir lüle lüle
Yâr gelir güle güle
İpek mendil elinde
Terini sile sile
Mendilim pile pile
Ben düştüm gurbet ele
Yedi mendil çürüttüm
Gözyaşım sile sile
Mendil aldım on beşe
Yıkadım serdim taşa
Senin yârin gül ise
Benim yârim menekşe
Mendilim dalda kaldı
Gözlerim yolda kaldı
Yıkılası İstanbul
Yârim nerede kaldı
Mendilimin al yanı
Söyle canımın canı
Yüzü gülen çok olur
Kalpten seveni tanı
Al yağlık, mavi yağlık
Yârim eline sağlık
Otuz gün oruç tuttuk
Hani bize bayramlık?
(Eşinden bayramlık isteyen bir kadın söylemiş)
Sivas’ın tarlasında
Gül biter yaylasında
Yârim yağlık yitirmiş
Güzeller arasında[1]
“İpek mendil dane dane” diye başlayan bir de ağıt vardır ki 1920’li yıllarda Şarkışla’nın Deliilyas Nahiyesi’nde yaşanmış acıklı bir hikâyedir. Çevrede birçok varyantı bulunur. Celâl ile Elif kızın hüsranla biten sevdalarının dile gelmiş halidir.
İpek mendil dane dane
Yudular serdiler güne
Ana Celâl’i yudular
Başucunda döne döne
Ağıt, Orta Anadolu’da pek çok yörede söylenmeye devam etmekte olup, hayli uzundur.
Gene türküce hayli zengin olan Sivas’ın pek çok ezgisinde mendilli dizelere rastlanmaktadır:
Ben pınara vardım annem
Testimi doldurdum annem
Yıkılasın zalim pınar
Bir mendil aldırdım annem
Mendilin al mıydı kızım
Ortası mor muydu kızım
Sen pınara varınca da
Bir asker var mıydı kızım
Mendilim alıdı annem
Ortası morudu annem
Ben pınara varınca da
Bir asker varıdı annem
(Ben pınara vardım anne. Âşık Sait Ateş)
Dala mendil bağladım aman aman
Gittim geldim ağladım oy oy oy oy
Ellerin yâri gelmiş aman aman
Ben oturup ağladım oy oy oy oy
(Dala mendil bağladım. Zekiye Şan-Ömer Şan. Kangal)
Kerpiç duvar yan uçtu
Mendilim suya düştü
Eğildim mendil alam
Yârim aklıma düştü
Oy Nazife Nazife
Yar Nazife Nazife
(Kerpiç duvar yan uçtu. Fikriye Meşhur-Arif Meşhur. Ulaş)
Alçacık duvar üstü
Mendilim suya düştü
Mendilimi alırken
Yârim aklıma düştü
Sallan gel de o boyuna bakayım aman
Ak gerdana beşibirlik takayım aman
(Alçacık duvar üstü. Kemal Sarısözen-Muzaffer Sarısözen. Sivas)
Emine’m dağdan kar getir
Mendiline sar getir
Mendilinden ter kokar
Saçlarına sar getir
(Emine’m dağdan kar getir. Cihani Kılıç-Necati Kılıç-Muzaffer Sarısözen. Suşehri)[2]
Hülasa, ister gözyaşlarını gizlemek, ister baharda ekilecek tohumu saklamak, isterse çarşıdan alınan nevaleyi kimselere göstermemek için kullanılmış olsun, mendilin gördüğü vazife bir bakıma muhafazadır.
Kaynaklar
Kaya, Hüseyin, Dört Köşeli Yadigâr, Müjgân Üçer’e Armağan, Kitabevi Yayınları. 2010 İstanbul
Bekki, Salahattin. Baş Yastıkta Göz Yolda. Kitabevi Yayınları. 2004 İstanbul
Üçer, Müjgân-Pekşen, Fatma-Türkyılmaz, Murat. Sivas Maniler Hazinesi. Kitabevi Yayınları. 2006 İstanbul
Üçer, Müjgân-Pekşen Fatma. Arslanburcu’ndan Yükselen Selçuklu Kartalı: Divriği. Asitan Yayınları 2010 Sivas
Koçu, Reşat Ekrem. Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü. Sümerbank Yayınları. 1969 İstanbul
Uğurluel, Talha. Kutsal Emanetler. Gönül Kültür ve Medeniyet Dergisi. 25-Ağustos-2013, İstanbul