İçinde yaşadığı doğaya, birlikte yaşadığı insanlara, hayvanlara karşı hoşgörülü olan, merhametli olan, yüreğinden merhameti eksik etmeyen insanlardan olmak gerekir. İçinde merhamet duygusu olan kişi ufak bir karıncaya dahi zarar vermez. Bilir ki o karınca da bir canlıdır ve onun da bu doğada yaşam hakkı vardır. İnsanlar merhametli olduğu zaman daha güzel bir görünüme kavuşur. Merhametli olduğumuz kişilerden bazen kötülük görebiliriz.
Acıdığımız insanlar, evimizin içine girmiş, ekmeğimizi yemiş, aşımızı içmiş ve bizi iyice tanımış olan kimseler bazen bile en büyük darbeyi atan ve bizi hayal kırıklığına uğratan kimseler olabilir. İşte burada da atalarımızın dediği gibi merhametten maraz doğar sözü devreye girer ama yine de her şeye rağmen merhametli olmak böyle kimselerden intikam almaktan daha iyidir. İntikam kişiye hırs yaptırır, kişinin içindeki kötü duyguları ortaya çıkarır ve insanı yorar. İntikam almak insanı bedenen ve ruhen de yorar. Oysa affetmeyi bilsek ama yapılanları unutmasak bizim için daha sağlıklı olur ve daha mutlu oluruz. Yapılan yanlışlara karşı bundan sonra daha uyanık olmak gerekir ama yine de içimizdeki merhamet güneşini söndürmediğimiz zaman insani yönlerimiz de öldürmemiş oluruz.
Bazı insanların kalbi katılaşmıştır ve merhametten nasibini almamışlardır. Böyle insanlara bile merhametli olmak gerekir. Çünkü merhametli olmak intikam almaktan daha iyidir insanın canı merhametli olunca daha az sıkılır. İntikamda ise öfke ve hırs gözümüzü bürümüştür ve intikam bazen istenilmeyen sonuçlara bile yol açabilir. Ondan dolayı merhametli olmak her zaman daha asilce davranış olur.