Cumhuriyet´in temellerinin atıldığı şehir olan Sivas, millî mücadele yıllarındaki azimli çaba ve gayretleri ile göz dolduran bir şehir olmuştur. Sivas Kadısı Hasbî Efendi, Sivas Müftüsü Abdurrauf Efendi, Halvetî Şeyhlerinden Abdullah Hâşim el-Mekkî/Arap Şeyh ve Mustafa Takî Efendi bu yıllarda hizmetleri ile öne çıkan fedakâr insanlardan sadece birkaçıdır. Bu çalışmamızda hem millî mücadeledeki hem de ilk meclisteki faaliyetleri ile dikkatleri üzerine çeken sûfî meşrep bir isimden, Mustafa Takî Efendi´den bahsetmek istiyoruz.
Mustafa Takî Efendi, 1873 yılında Sivas´ın Oğlan Çavuş mahallesi olarak bilinen mahallesinde 82 numaralı evde dünyaya gelmiştir. Babası Selim Efendi (ö.?) ve annesi Sâniye Hanım (ö.?) dindar, vatan sevdalısı ve fedakâr insanlar olarak çevrelerinde tanınmış kimselerdir. (Fatih Çınar, Sivas Mebusu Şeyh Hacı Mustafa Takî-Doğruyol- Hayatı, Eserleri, Fikirleri, Tesirleri Ankara 2004 (Basılmamış Lisans Tezi), s.24.) Küçük yaşlarda zekâsı ile dikkat çeken Mustafa Efendi, Sivas Rüştiyesi ve İdadîsi´ndeki ilk tahsillerinin ardından hiç vakit kaybetmeden medrese/üniversite tahsiline devam etmiş, medresenin ?Kelâm-Ferâiz? bölümünden başarı ile mezun olmuştur. (TBMM I. Dönem Sivas Milletvekili Mustafa Takî´nin Kısa Olumluluğu ismiyle faydalandığımız arşiv belgesi No:1590. Takî Efendi´nin hangi medreseden mezun olduğu bilinmemekle birlikte Takî Efendi´nin yaşadığı yıllarda Sivas´ta çok etkin bir konuma sahip olan Gök Medrese´de eğitim almış olma ihtimali çok yüksektir.) Edindiği bu donanımla meslek hayatına atılan Takî Efendi, Hafik´te Sorgu Hâkim Yardımcısı olarak adliye teşkilatında memuriyet hayatına başlamış akabinde Sivas Adliyesi´nde Zabıt Kâtibi, Başkâtip ve Mahkeme Üyesi olarak görev yapmıştır. Sivas Sultanisi Arapça öğretmenliğine atanması ile adliye teşkilâtından ayrılmıştır. Mustafa Takî Efendi, öğretmenlik görevini mebus seçilip Ankara´ya gidinceye kadar (22 Nisan 1920) devam ettirmiştir. (Ebubekir S. Yücel, Salname-i Vilâyet-i Sivas, Buruciye Yayınları, Sivas 2007, s.70; Resul Kesenceli, Mütefekkir Olarak Mustafa Takî Efendi´de Mebus Olmanın Nitelikleri, Somuncu Baba, Kültür Edebiyat ve Araştırma Dergisi, 2000, Yıl:7, Sayı:29, s.14; İsmail Palakoğlu, Gönüller Sultanı: Osman Hulusi Efendi, Somuncu Baba Araştırma ve Kültür Merkezi Yayınları, Ankara 2004, s.90.)
Meclis kayıtlarında basılan ve basılmayan birçok eserinden bahsedilen Mustafa Takî Efendi, Arapça, Türkçe ve Ermeniceye son derece hâkim birisidir. Onun günümüze ulaşan eserleri şunlardır: ?Târîh-i Nûr-i Muhammedi, Kırk Hadîs, Mevlîd-i Şerif, Çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan makaleleri.? Ağaç Dikmenin Fazileti isimli eseri kaynaklarda ismi geçmesinde rağmen günümüze ulaşamamıştır. (Osman Öztürk-Bekir Topaloğlu, Cumhuriyet Devrinde Yayınlanan İslâmî Eserler Bibliyografyası, DİBY, Ankara 1975, s.123; Resul Kesenceli, Mustafa Takî Efendinin Bir Eseri, Târîh-i Nûr-i Muhammedî, Somuncu Baba Kültür Edebiyat ve Araştırma Dergisi, 2001, Yıl:7, Sayı:30, s.16?18; Fatih Çınar, Mustafa Takî Efendi ve Kırk Hadis İsimli Eseri, Somuncu Baba Kültür Edebiyat ve Araştırma Dergisi, 2004, Yıl:11, Sayı:52, s.44?45; Abdülkâdir Karahan, İslam-Türk Edebiyatında Kırk Hadis, Toplama, Tercüme ve Şerhleri, Ankara 1991, DİBY, s.341; M. Kazım Toprak, Kitab-ı Gül, Sivas, 2002, s.126?127; Abdullah Ceyhan, Sebilürreşat ve Sırat-ı Müstakîm Mecmuaları Fihristi, DİBY, Ankara 1991, s.91?92.) Geniş çaplı bir kütüphaneye de sahip olan Takî Efendi´nin bu kütüphanesi vefatından sonra sağa sola verilen kitaplar nedeniyle büyük bir kayba uğramıştır. Onun bu zengin kütüphanesinden geriye kalan eserler, oğlu Bedreddin Doğruyol tarafından Yıldızeli´nin Ağıllar bölgesinde yaptırılan yazlıkta koruma altına alınmıştır.
Takî Efendi, sadece ilmî sahada değil siyasî alanda da memleketimizin yakın tarihi üzerinde etkili olmuş birisidir. Adliye teşkilatında görevli olduğu yıllarda Mustafa Takî Efendi, siyasete ilgi duymaya başlamış, dönemin önde gelen gazete ve dergilerinde kaleme aldığı yazıları ile yanlış giden bir şeylerin olduğunu bunun sorumlusunun ise hak ve adaletten ayrılan idareciler olduğunu ifade etmeye çalışmıştır. Hak ve adaleti tesis edeceğine inandığı Meşrutiyet sistemini hayata geçirebilme adına gayret göstermiştir.
Takî Efendi´nin Sivas Kongresi´ne katılıp katılmadığı tespit edilememiştir. Kongre tutanaklarında ismi geçmemektedir. (Uluğ İğdemir, Sivas Kongresi Tutanakları, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Türk Tarih Kurumu Yayınları, Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara 1999, s.1?101.) Ömrünü milletin bağımsızlığı, hak ve adaletin tesisi gibi yüksek ahlâkî normlara adamış olan Takî Efendi´nin bu kongreye kayıtsız kalması düşünülemez. (Fatih Çınar, Millî Mücadelenin ve İlk Meclisin Manevî Mimarlarından Sivaslı Bir Âlim: Mustafa Takî Efendi, CÜİFD, Sayı: IX/2, Sivas 2005, s.172?173.) Muhtemelen bu kongrenin yapılış tarihi onun öğretmenlik dönemine rastladığı için resmî görevi nedeni ile kongreye fiili olarak katılmamıştır. Bununla birlikte Takî Efendi´nin bu kongreye sözlü ve el altından fiilî olarak destek verdiği bilinmektedir. Daha sonra Sivas Mebusu olarak seçilmesi de muhtemelen Takî Efendi´nin bu kongre sürecindeki girişim, çaba ve emekleri ile ilgilidir.
Mustafa Takî Efendi, 47 yaşında iken Sivas milletvekili olarak ilk açılan meclise girmiştir. 23 Nisan 1920 tarihinde yapılan açılış töreninde hazır bulunmuş, milletin vekili olarak girdiği ilk mecliste aktif bir milletvekilliği dönemi geçirmiştir. Milletvekilliği döneminde şer´iye, evkâf, adâlet, irşâd, anayasa, dilekçe, millî eğitim komisyonlarında ve memurîn muhâkemât tetkik kurulunda görev üstlenmiştir. III. Toplantı yılında bir süre dilekçe komisyon başkanlığını devam ettirmiştir. Takî Efendi, mecliste yedisi gizli oturumlarda olmak üzere toplam kırk üç konuşma yapmış ve meclis başkanlığına beş kanun önerisi sunmuştur. (Abdurrahman Memiş, Halidî Bağdâdî ve Anadolu´da Halidîlik, Kitabevi, İstanbul, Tarihsiz, s.195; Ali Sarıkoyuncu, İlk Meclisin Din Adamı Milletvekilleri, Diyanet Dergisi, Yıl:1993, Ankara, Sayı:28,s.28; Fahri Çoker, Türk Parlamento Tarihi, c.III, s.890; Ali Sarıkoyuncu, Milli Mücadelede Din Adamları, DİBY, Ankara 1995, c.II, s.85.)
Mustafa Takî Efendi, Hasan Basri Çantay ve Mehmet Akif Ersoy başta olmak üzere Kütahya Mebusu Besim Atalay, Kırşehir Mebusu Müfîd Efendi, Bolu Mebusu Tunalı Hilmi, Yozgat Mebusu İsmâil Fazıl Bey, Çorum Mebusu Hâşim Efendi, Trabzon Mebusu Ali Şükrü Bey, Sinop Mebusu Şevket Bey, Bursa Mebusu Emin Efendi, Kayseri Mebusu Âtıf Bey, Kütahya Mebusu Haydar Bey, Sivas Mebusları Mehmed Emir ve Hayri Beyler, Erzurum Mebusu Celâleddin Ârif, Sinop Mebusu Hakkı Hamdi, Çankırı Mebusu Mustafa Neşet, Amasya Mebusları Rağıb ve Rıza Efendiler, Antalya Mebusu Hamdullah Suphi, Bursa Mebusu Şeyh Servet Efendi, Kayseri Mebusu Ahmed Hilmi Bey ve Malatya Mebusu Lütfi Bey gibi birçok mebus ile yakın ilişkiler içerisinde olmuştur. (Hasan Basri Çantay, Kur´ân-ı Hakîm ve Meali Kerîm, İstanbul 1976, c.II, s.755 (103 numaralı dipnottan); Mehmed Emre, Hatıralarım, Erhan Yayınları, İstanbul Tarihsiz, s.64?66.)
Mustafa Takî Efendi´nin başından dört evlilik geçmiştir. Takî´nin ilk hanımı Hatice Hanım´dır. Bu hanımı 02.08.1950 tarihinde vefat etmiştir. Bu hanımından Fatma Fevziye, Naciye, Nuriye, Halime, Bedrettin ve Saffet isimli çocukları olmuştur. Takî Efendi´nin ikinci hanımı Behiye Hanım´dır. Bu hanımından Edibe isimli bir kızı olmuştur. Takî Efendi, bu hanımı ile ayrılmıştır. Üçüncü hanımı Teyfika Hanım´dır, çocukları olmamıştır, 30.10.1950 yılında vefat etmiştir. Dördüncü hanımı Emine Hanım´dır. Takî Efendi, bu hanımı ile de ayrılmıştır. Toplam yedi çocuk babasıdır. (Meclis kayıtlarında 6 çocuk sahibi olduğu yazılıdır. TBMM arşivleri; TBMM I. Dönem Sivas milletvekili Mustafa Takî´nin kısa olumluluğu şeklinde faydalandığımız arşiv belgesi No:1590. bkz; Çınar, Sivas Mebusu, s.24.)
İhramcızâde İsmâil Hakkı Toprak, Bahâeddin Efendi, Cizözlü Yusuf Efendi, Darendeli Hacı Hasan Efendi, Bedreddin Efendi, Darendeli Hulûsî Efendi, Darende Müftüsü Abdurrahman Efendi, Yoncalıklı Mehmed Efendi, Baytarlı Mustafa Efendi ve Müezzin Ali Efendi gibi birçok ismi etkileyen Mustafa Takî Efendi, ilk meclisteki mebusluk görevinin ardından atandığı Sivas Sultanisi´ndeki öğretmenlik görevini devam ettirirken, Gürün´e gerçekleştirdiği bir ziyaret esnasında rahatsızlanmış ve burada vefat etmiştir. 1 Ağustos 1925´te vefat eden Takî Efendi´nin cenazesi yaylı ile Sivas´a getirilmiş ve halk arasında Yukarı Tekke olarak bilinen Sivas şehir mezarlığına defnedilmiştir. Takî Efendi´nin cenaze işlemlerini kendisinden sonra manevî görevini devralan halifesi İhramcızâde İsmâil Hakkı Toprak yerine getirmiştir.
Cenaze esnasında cereyan eden bir olay ile çalışmamızı noktalayalım: İhramcızâde, cenaze işlemlerinin ardından Mustafa Takî Efendi´nin kulağına eğilerek, ?Efendim! Gözünüz aydın! Üç bayramı birden ettiniz? der. Burada, Cuma gününün bayram olduğunu, yaşanılan bayramı ve Takî Efendi´nin rabbine kavuşmasını temsil eden ?Vuslat bayramını? kastetmiştir. Garip bir tesadüftür ki, Mustafa Takî Efendi´nin oğlu Bedreddin Efendi de bir Cuma günü Cuma namazı esnasında Sivas Çatal Pınar Cami´nde rahmet-i rahmana kavuşmuştur. Vuslatları mübarek olsun.
Mustafa Takî Efendi´nin bir ilahisi:
İsmini yâd edelim/ Allah diyelim Ya Hû
Başka sözü n´idelim/ Allah diyelim ya Hû
Bize dâim Hakk gerek/ Salât-ü selâm gerek
Temizlensin hem yürek/ Allah diyelim ya Hû
Söylediğin söze bak/ İçerine ateş yak
Dilin desin daim Hak/ Allah diyelim ya Hû
Aşk ile gel âşık ol/ Umman gibi taşıp dol
Allah diyen olur kul/ Allah diyelim ya Hû
Nice korku gelecek/ Herkes hayran kalacak
Allah diyen gülecek/ Allah diyelim ya Hû
Şu fâniye aldanma/ Bunda kalırım sanma
Yarın ateşe yanma/ Allah diyelim ya Hû
Çokları alır satar/ Türlü günaha batar
Bize de Allah yeter/ Allah diyelim ya Hû
Takî der ki görelim/ Nefsimizi kıralım
Zikre meclis kuralım/ Allah diyelim ya Hû