Toplum içinde insanlar daima birbirlerinin yardımına muhtaçtırlar. Bu bakımdan yardımlaşma, adaletten sonra cemiyeti ayakta tutan temel unsurlardan biridir. İnsan, meşru olan alanlarda, her türlü yardımı, akrabalarından, dostlarından, vatandaşlarından, muhtaç olanlardan esirgememelidir. Kur´an´ı Kerim´de: ?İyilik etmek ve fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın..? (Maide, 5/2) buyrulmaktadır. Bir Hadis-i şerifte ise: ? İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır.? Buyrulmuştur. Ne var ki, yapılan iyilik ve yardımlar, Allah rızası için yapılmalı, gösteriş için yapılmamalıdır.
ÖRNEK OLAY: Cimrilerden birine yoksul bir kimse gelmiş; evde hastası olduğunu, hastanın canının yoğurtla ekmek istediğini söyleyip, bunları istemiş. Cimri sadece bir tas yoğurt vermiş; ekmek vermeyeceğini söylemiş. O gece cimri adam, rüyasında cennete girdiğini görmüş. Cennette huriler O´na ne istediğini sormuşlar. Aç gözlü adam. Cennet nimetlerinin hepsinden istemiş. Fakat huriler sadecwe bir çanak yoğurt getirmişler. Cennette nimet mi kalmadı diye sormuş cimri adam. Hurilerden biri:
- Sen kapına gelem muhtaç kişiye yalnızca yoğurt vermiştin Ne verirsen elin ile o da girder senin ile. Cennetten nasibin ancak budur? demiş.
TEVEKKÜL.
Tevekkül, Hakka güvenmek, bel bağlamak; Bir konuda elinden gelen her türlü çabayı harcayıp, her türlü tedbiri aldıktan sonra sonucun Allah´tan beklenmesidir. Örneğin tarlanın sürülmesi, tohumun ekilmesi, gerekiyorsa gübrelenmesi, yağmur yağmaz ise su lanması gibi çalışma ve tedbirler alındıktan sonra bol ürün vermesinin Allah´tan beklenmesidir tevekkül.Kur´an´ı Kerim´de: ??Mü´minler yalnız Allah´a tevekkül etsinler.?( Âl-i İmrân,3(160) buyrulmuştur.
İslâmiyete göre, insanın, gerek maddeten gerekse manen iki gününün birbirine eşit olması halinde aldanmış olacağı; yani her günün, bir önceki günden daha iyi, daha ileri durumda olması esastır. Tevekkül, çalışmayı terketmek anlamına gelmediği açıktır. Ne tekim, Hz. Peygamber Efendimiz, dünya ve ahireti birlikte yürütmeyi,hiç birini ihmal etmemeyi tavsiye etmiştir.
Hz. Ömer, bir gün hilâfeti zamanında çalışmayı terkederek bir yere toplanıp vakit öldüren kimselere rastlamıştı. Yanındakilere: ?Bunlar kimlerdir?? diye sordu. ?Bunlar mütevekkil insanlardır, dünya için çalışmazlar.? Cevabını aldı. Bunun üzerine, hayret ettiğini belirtmek için başını sallayarak:
- Bunlar mütevekkil değil, müteekkildirler, yani hazır yiyicilerdir. Yoksa çalışmadan nasıl geçinecekler ? cevabını vermiştir.