Değerli Okuyucular;
Bu yazımızda sizler ile 31 Mart 2019 yerel seçimlerden sonra en dikkat çeken detaylardan bir tanesi olan ve bir kısım belediyelerde muhasebe durumu afişler ile ilan edilen belediyelerin mevcut durumu üzerinde duracak ve buna ilişkin gözlemlerimizi sizler ile paylaşacağız.
Son süreçte YSK İstanbul kararı, itirazlar, hangi itirazların değerlendirileceği, hangi itiraz kalemlerinin red ile sonuçlandığı, seçimler iptal olur mu olmaz mı derken göreve başlayan belediyeler yönü ile yazılı ve görsel medyayı takip eden birçok vatandaşımızın da bu konu dikkatini çekmiştir.
Belediyelerin bir kısmı 31 Mart 2019 seçim sürecinden sonra mazbatalarını alıp göreve başladıktan sonra;
Muhasebelerini,
Mevcut kasa durumlarını,
Aktiflerini ( gelirlerini, gelirler kalemlerini )
Pasiflerini ( giderlerini, gider kalemlerini )
Açık açık yazıp, kimi belediyeler sosyal medya kanalı ile paylaşımlarda bulundu, kimileri ise büyük afişlere/ pankartlara basarak belediyelerin önlerine asıp, yazılı ve görsel medyaya bu vasıta ile de bulunduğu yöre halkının bilgilerine sundular.
Tabi bu durumda aklıma ilk olarak bu sürece aday olan başkan ve meclis adaylarının adaylık süreçlerindeki durumları geldi.
Adaylık süreçlerini tekrar gözden geçirerek bir hatırlayalım.
Benim o süreçlere dair aklıma gelenler;
Özellikle bulunduğu bölgede güçlü olan, teveccühün yoğunlaştığı bu süreçte gerek başkan ve gerekse meclis üyesi sıfatı ile aday olanların özellikle parti içi verdikleri aday adaylığı sürecinin yoğun ve biri birini yıpratıcı yorgunluğu,
Partisinden aday gösterilmeyenlerin adayın açıklandığı günün hemen ertesi günü saf değiştirmesi,
Başkan adayının açıklanması akabinde oluşturulacak meclislerde yer alabilmek için verilen yoğun mücadeleler,
Adaylık süreçleri tamamlanıp, başkan ve meclis listelerinin İl ve İlçe Seçim Kurullarına sunulduğu Şubat 2019 süreci,
Tabi en önemlisi diyebileceğim adaylık sürecinin İl ve İlçe Seçim Kurullarında kesinleşerek ilanı sonrasındaki meydanlarda yapılan propagandalar.
Yalnız bu propaganda süreçlerini tek geçerim.
- Meydanlarda dünyayı yeniden feth edenler mi dersiniz!..
- Bulunduğu kırsal bölgeyi kalkınma hamleleri ile şaha kaldırmayı taahhüt edenler mi dersiniz!...
- Vatandaşı yoksulluktan kurtaran belediyecilik mi dersiniz!...
- İşsizliğe kesin çözüm sunan belediyecilik mi dersiniz!...
- Asgari ücretin üzerinde maaş verecek belediyecilik mi dersiniz!...
- Kalkınma ve istihdam hamlelerini artıran belediyecilik mi dersiniz!... ne ararsanız vardı. Meydanlar mikrofonlardan en detaylı taahhütler ile inledi.
Her ne kadar propaganda serbestisi sürecinde seçim öncesinde harikalar sunulacağı taahhütleri verilse de başa geleceklerden habersiz makama oturulunca gerçekler ile karşı karşıya kalındı.
Yani hayaller Paris gerçekler ilgili ilçe yada belde ( işte hangi yöre ise?)
Şimdilerde belli bölgelerde yapılan tek bir şey var afişlere belediyelerin özellikle İller Bankası, Sosyal Güvenlik Kurumu, Elektrik Kurumları, diğer kamu kurum ve kuruluşları ve özel borçlarını yazmak.
Peki soruyorum???
Bugün başkan yada meclis üyesi olarak oturduğunuz belediyeciliğin ne anlama dahi geldiğini bilmeden, borcundan, gelirinden, aktifinden ya da pasifinden dahi haberdar olmadan neden bu makamlara talip olup, şimdi afişe ederek kurumlar önünde bu çirkin görüntüleri oluşturmaktasınız.
Hani daha çok değil 1 ay öncesine kadar bu kurumları sizden iyi kimse yönetemez, en iyi hizmetler sizler ile gelirdi.
Değerli okuyucular, hukukçu bir kardeşiniz olarak şu hususu hassasiyet ile belirtmek isterim ki, 5393 sayılı Belediye Kanununun sınırlarını dahi bilmeden yönetime talip olanlar değil, gerçek manada bu işi ustaca yürütebilecek insanlar bu makamlara getirilmeli idi.
31 Mart 2019 sürecine gider iken liyakat, sadakat ve ille de ehliyet derken esasen bunları ciddi manada kastetmiş idim.
Bu hususta birçok yazımı sizler ile paylaşmış idim.
Belediye bir kurumdur ve kurumlar kurumların, devlet yönetiminin vakarına uygun olarak yönetilmelidir.
Afişler ile muhasebenin durumunu giriş kapılarına bina boyu astığınızda yada astırdığınızda bu durum kamusal ve kurumsal anlayışa asla yansımaz ve bilinçli bir vatandaş olarak ben de şu soruyu haklı olarak sorarım.
SAYIN BAŞKAN YADA SAYIN MECLİS ÜYELERİ ÇOK DEĞİL DAHA 1 AY ÖNCESİNDE BÖYLE DEMİYOR, HARİKALAR VAAD EDİYORDUNUZ. ŞİMDİ NE OLDU???
Kalın sağlıcakla?
