İnsanların birlikte yaşama ihtiyacı yaratılıştan gelen bir özelliktir. Bu ihtiyaç, sosyal ve iktisadî olduğu kadar insanların birbirlerine duygusal olarak da gereksinim duymaları gibi psikolojik gerekliliğe de dayanmaktadır.
İslâm dini, bencillik yerine muhtaçlara yardım etmeyi, israf ve cimrilik yerine infak etmeyi esas ilke olarak benimsemiş; kabile yaşantısı yerine kardeşliği ve dayanışmayı geçirmek suretiyle karşılıklı sevgi, saygı ve yardımlaşmanın egemen olduğu bir toplum oluşturmuştur.
Cenab-ı Allah, “müminler ancak kardeştirler …” (Hucurât,49/10) ayetini buyurmuş; Hz.Peygamber (s.a.s.) de “Kişi, kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için de istemedikçe (kâmil manâda) iman etmiş olamaz” ;( Buhari,İman, 7)“ Müslüman müslümanın kardeşidir …”(Ebu Davud, Edeb, 49) buyurmuştur..
İnfak, sadece Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla kişinin kendi servetinden harcama yapması, muhtaçlara aynî ve nakdî yardımda bulunması demektir. İnfak, farz olan zekâtı ve gönüllü yapılan her çeşit bağışı kapsamaktadır. Hz. Ebubekir, Tebük Savaşı için yardım toplayan Hz. Peygamber(s.a.s.) Efendimize bütün servetini vermiştir. Peygamberimiz bunu hissederek Hz. Ebubekir’e “Ailene ne bıraktın?” diye sorması üzerine Hz. Ebubekir “Allah ve Resulünü!” cevabını vermiştir.
Kur’anı Kerim’de “Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz dane bulunan bir tohum gibidir…”(Bakara,2/261) buyrularak , infakta bulunana verilecek sevabın bire yedi yüz olduğu hükme bağlanmıştır.
Sadakanın faziletleri anlatmakla bitmez. Nitekim Hz. Peygamber(s.a.s.) Efendimiz:
- “Herkes yarım hurma ile de olsa yüzünü Cehennem ateşinden korusun!”(İmam Gazali,a.g.e.s.403)
- Su ateşi nasıl söndürürse sadaka da günahı öyle söndürür!” (İ.Gazali,a.g.e.s.403)
- Sadaka Rabbin öfkesini söndürür ve kötü ölümü bertaraf eder.!”(İmam Gazali,a.g.e.s.403)
-İnsanlar arasında hüküm verilinceye kadar herkes sadakasının gölgesinde kalacaktır!” buyurmuştur. ( İmam GAZALİ, a.g.e. s. 403)