Mustafa Takî Efendi, Sivas’ın yakın tarihinde derin izler bırakmış bir mütefekkirdir. O, Sivas için olduğu kadar ülkemizin kaderini belirleyen kritik süreçlerde üstlendiği önemli görevler, fikirleri, eserleri ve yetiştirdiği birçok önemli isim dolayısıyla ülkemiz üzerinde de tesiri büyük, bir aksiyon insanıdır. Takî Efendi, adliye teşkilatında uzun yıllar hizmet vermiş, öğretmenlik görevi, kaleme aldığı eserleri ve zengin kütüphanesiyle ilmî faaliyetlerde bulunmuş, ilk meclisteki mebusluk süreciyle memleketin birçok meselesinin çözümüne katkı sağlamış ve Nakşî-Halidî geleneğin önemli bir temsilcisi olarak manevî sahada geniş çaplı hizmetlerde söz sahibi olmuş çok yönlü birisidir. (Cemal Ağırman, Mustafa Takî Efendi’nin ‘Kırk Hadis Yahut Siyasi İlmihali Eseri ve Bazı Hadislere Getirdiği Yorumlar’, CÜİFD, Sivas 2005, s.61–89; Fatih Çınar, ‘Millî Mücadelenin ve İlk Meclislin Manevî Mimarlarından Sivaslı Bir Âlim: Mustafa Takî Efendi’, CÜİFD, Sivaslı Din Bilginleri Özel Sayısı, Sayı IX/2, Sivas 2005, s.169–204.) Onun çok yönlü kişiliğini anlama ve fikirlerinden istifade edebilme adına, son yıllarda Takî Efendiyle ilgili makale, tez ve sempozyum çapında birçok çalışma yapılmıştır. (Fatih Çınar, ‘İlk Meclisin Sivas Mebuslarından Mustafa Takî Efendi’nin Hayatı, Eserleri, Millî Mücadele ve İlk Meclisteki Faaliyetleri’, Cumhuriyet Döneminde Sivas Sempozyum Bildirileri, Sivas Valiliği İl Kültür Müdürlüğü Yay., Sivas 2009, s.41-79; aynı müellif, ‘Son Dönem Mutasavvıflarından Mustafa Takî Efendi ve Fıkhî Yönü’, Bilimname, sayı: XV, 2008/2, s. 179–203; aynı müellif, ‘Bir Sûfînin Gözüyle Medeniyetin Unsurları ve Dinin Medeniyete Tesiri: Mustafa Takî Efendi’nin (ö.1925) Medeniyet Anlayışı’, Avrupa İslam Üniversitesi İslam Araştırmaları Dergisi, Yıl:2, Sayı:3, Mayıs 2009, s.151–165.) Bu adımlar, Takî Efendi’nin ilmî yetkinliği, hareketli yaşantısı ve fikirleri ile günümüz insanına da yön vermeye devam ettiğini gösteren müstesna gayretlerdir.
Biz de Takî Efendi ile ilgili çalışmalarımızı sürdürürken ailesi ile ilgili yeni bilgilere ulaştık ve bu çalışmamızda ülkemizin yakın tarihinde derin izler bırakan bu gönül insanına dair ulaştığımız bu yeni bilgileri okuyucumuzla paylaşmak istedik. Elde ettiğimiz en yeni bilgi, Takî Efendi’nin Yusuf Ziyaeddin adında bir ağabeyinin olduğu hususudur. Fark ettiğimiz bu bilgiyle Takî Efendi’nin ailesi ile ilgili yeni bazı bilgilere de ulaşma fırsatımız oldu ki bu bilgileri çalışmamızın bu kısmında paylaşmanın uygun olacağı kanaatindeyiz.
Mustafa Takî Efendi’nin Ağabeyi Yusuf Ziyaeddin Efendi ve Mustafa Takî Efendi’nin Ailesine Dair Yeni Bulgular
Öncelikle Yusuf Ziyaeddin Efendi’nin Mustafa Takî Efendi’nin ağabeyi olduğu kanaatine nasıl ulaştığımızı anlatmak istiyoruz. Yusuf Ziyaeddin Efendi ile ilgili en detaylı bilgi, İstanbul Meşihat Arşivi’nde Yusuf Efendi’ye ait dosyada yer almaktadır. (İstanbul Müftülüğü Meşihat arşivinde yer alan Sivaslılara ait bilgiler, danışmanlığını Prof. Dr. Âlim Yıldız Beyin yaptığı ve Cenan Gürbüz tarafından hazırlanan ‘İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivinde Sivas Başlığı Altında Bulunan Sicil Dosyaları’ başlıklı yüksek lisans teziyle (Sivas, 2010) akademik bir çalışmaya konu olmuştur. Makalede, bu tezin verdiği bilgiler ışığında değerlendirmeler yapılmıştır.) Bu dosyada yer alan bilgilerin, Yusuf Ziyaeddin Efendi tarafından kaleme alındığı anlaşılmaktadır. Yusuf Efendi, meşihat arşivinde yer alan dosyasında baba adını “Sivas’ın erbab-ı servet ve tüccarından mütevaffa Hacı Selim Efendi” (Cenan Gürbüz, İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivinde Sivas Başlığı Altında Bulunan Sicil Dosyaları (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi), Sivas 2010, s.284.) olarak kayda geçmiştir ki kaynaklarda Mustafa Takî Efendi’nin babasının adı da “Selim Efendi” olarak yer almaktadır. Mustafa Takî Efendi, birçok makalesinin sonunda kendisini babasına nispetle “Selim Efendizâde Mustafa Takî” şeklinde takdim etmiştir. (Mustafa Takî, Kırk Hadis, Mithat Paşa Sanayi Mektebi Matbaası, Sivas, 1327, s.1; Mustafa Takî, ‘İslâm’da Cihad’, Sırat-ı Müstakim, c.7, Sayı:172, Yıl: 1327, s.244–246; ‘Rusya’da Tazyîk-i İslâm’a Lüzum Gösterenler’, Sırat-ı Müstakim, c.6, Sayı:156, Yıl: 1327,s.412–413.) Yine burada verilen bilgilere göre Yusuf Efendi, doğum yerini “Sivas, Oğlan Çavuş Mahallesi” olarak belirtmiştir. Mustafa Takî Efendi’nin de doğum yeri bu mahalledir. (Fatih Çınar, Sivas Mebusu Şeyh Hacı Mustafa Takî-Doğruyol- Hayatı, Eserleri, Fikirleri, Tesirleri Ankara 2004 (Basılmamış Lisans Tezi), s.24.) Sicil dosyasında Yusuf Ziyaeddin Efendi’nin anne adı “Saniye Hanım” (Gürbüz, İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivinde Sivas Başlığı Altında Bulunan Sicil Dosyaları, s.296.) olarak takdim edilmiştir ki Mustafa Takî Efendi’nin annesinin ismi de “Saniye Hanım”dır. (Mustafa Takî Efendi’ye ait Sivas Nüfus Müdürlüğü’nden temin ettiğimiz nüfus kayıt örneği.) Bu veriler birleştirildiğinde Yusuf Ziyaeddin Efendi’nin Mustafa Takî Efendi’nin ağabeyi olduğu hakikati ortaya çıkmaktadır.
Yusuf Ziyaeddin Efendi’nin Mustafa Takî Efendi’nin ağabeyi olduğu tespitinden sonra Yusuf Efendi’nin verdiği bilgilerden hareketle kendisi ve Mustafa Takî Efendi’nin ailesiyle ilgili şu verileri paylaşmak isteriz: Mustafa Takî Efendi’nin ağabeyinin asıl ismi “Yusuf”tur ve halk arasında “Ziyâeddin” lakabı ile tanınmıştır. Dedesinin adı “Abdullah”tır. Bu bilgi, Mustafa Takî Efendi’nin dedesinin isminin de “Abdullah” olduğunun tespiti açısından önemlidir. Çünkü nüfus müdürlüğünden Mustafa Takî Efendi’ye dair aldığımız nüfus kayıt örneğinde, dedesine dair herhangi bir bilgi yer almamaktadır. (Mustafa Takî Efendi’ye ait Sivas Nüfus Müdürlüğü’nden temin ettiğimiz nüfus kayıt örneği.) Ağabeyinin verdiği bu bilgiden Takî Efendi’nin dedesinin isminin “Abdullah” olduğuna dair tespit, ilk defa burada bu şekilde ortaya çıkmış olmaktadır. Yusuf Efendi, Hicri 1278, Rumi 1277 yılında dünyaya geldiği bilgisine de yer vermiştir. Mustafa Takî Efendi, Rumi 1289 yılında dünyaya gelmiştir. Buna göre Yusuf Efendi, Mustafa Takî Efendi’den on iki-on üç yaş büyük ağabeyi olmaktadır. Yusuf Efendi, 1287 yılında Sivas Rüşdî-i Mülkî Mektebine girdiğini ve aliyyülala derecesinde bir diploma ile buradan mezun olduğunu söylemiş, buradan sonra Şifaiyye Medresesi’ne devam ettiğini ve burada Arabî ve Farisî ilimleri tahsil ettiğini zikretmiştir. (Gürbüz, İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivinde Sivas Başlığı Altında Bulunan Sicil Dosyaları, s.285.) Bu bilgilerden hareketle Mustafa Takî Efendi’nin ilk eğitimi ve medrese sürecine dair bazı tahminlerde bulunabiliriz. Hemen belirtelim ki Mustafa Takî Efendi’nin ilk eğitimini nerede aldığı ve medrese tahsilini nerede yaptığı tam olarak bilinmemektedir. Ağabeyi Yusuf Efendi’nin verdiği bilgilerden hareketle Mustafa Takî Efendi’nin de tıpkı ağabeyi gibi Sivas Rüşdî-i Mülkî Mektebi ve ardından Şifaiyye Medresesi’nde eğitim gördüğü tahmininde bulunabiliriz. Şu farkla ki Yusuf Efendi, Şifaiyye Medresesi’nde Arabî ve Farisî ilimleri tahsil ile yetinip buradan ayrılmışken Mustafa Takî Efendi, Arabî ve Farisî ilimlerin yanı sıra bu medresede ilm-i kelam ve feraiz de okumuştur.
Yusuf Efendi’nin verdiği bilgiye göre, kendisi Sivas’taki eğitim-öğretim sürecinin ardından Tokat’a gitmiş ve Tokat Müftüsü Hacı Osman Efendi’nin ders halkasına katılmıştır. Tokat’ta beyan, bedi‘, mantık, kelam, fıkıh, hadis ve tefsir gibi dinî ilimleri tahsil etmiş ve Tokat Müftüsü Hacı Osman Efendi’den seb‘a ve aşere tarik üzre ilm-i celîl-i vücûh kıraet ve eda dersleri almıştır. Hacı Osman Efendi, Yusuf Efendi’ye iki sayfadan oluşan bir icazetname vermiştir. Yusuf Efendi, Arapça ve Farsça konuşup yazabildiği bilgisini de paylaşmıştır. (Gürbüz, İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivinde Sivas Başlığı Altında Bulunan Sicil Dosyaları, s.286-287.)
Yusuf Efendi, kaleme aldığı eserleri ise şu şekilde sıralamıştır:
- “ed-Delâilü’l-mahkemetü fî kırâeti’z-zâdü’l-mu‘acceme ve’t-tâi’l-mühmile.” Eserin dili Arapçadır ve ilm-i kıraet ve eda ile ilgilidir.
- “et-Takrîr fî ahkâmi’t-tasvîr.” Dili Türkçedir, bazı sahih hadis-i şerif ve fıkhî meseleleri içermektedir.
- “Türkçe Bir Risâle.” Bu risale, farz ile sünnetin bir niyetle cem edilerek kılınmasının caiz olmayacağına ve bazı ince fıkhî meseleleri içermektedir.
- “Hayrü’l-kelâm fî kırâeti’n-Nebî aleyhi’s-selâm.” Dili Arapçadır.
- “Tecvîd Kitabı.” Bu eser, “Cehdü’l-mekâl”, “Şurûh-ı Cezeriyye” ve “Şâtıbiyye”den cem ve tercüme ile oluşturulmuş hacimli bir çalışmadır.
- “Türkçe Bir Risale.” Bu risale, ibtida, vakf, iltika ve sakine bahislerini içermektedir.
- “Kavâid-i Fârisiyye.” Bu eseri, i‘dâdîde okunmak üzere şevahidiyle beraber hükmü’l-edevât bahsini içermektedir.
Yusuf Efendi’nin verdiği bilgiye göre, kaleme aldığı bu çalışmaları basılmamıştır. (Gürbüz, İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivinde Sivas Başlığı Altında Bulunan Sicil Dosyaları, s.285-286.) Yusuf Efendi, ilmî faaliyetleri ve memuriyet hayatına dair bilgiler de vermiştir. Buna göre Yusuf Efendi, İstanbul’da girdiği bir imtihanı kazanarak “Sivas idadi-i mülkisine ‘ulûm-i diniyye muallimi” olarak atanmıştır. Kısa bir süre sonra aynı mektebin “Edebiyat, Türkçe, ahlâk, Arapça ve Farsça öğretmenlikleri” görevini de üstlenmiştir. Bu ilmî faaliyetlerini sürdürürken “Sivas Merkez Bidayet Mahkemesi Hukuk Kısmı Azalığı” ve “Heyet-i İthamiye Riyaseti” görevlerini de yürütmüştür. Daha sonra yine imtihanla, “Sivas Rüşdî-i Askerisi Farsça Muallimliği”ne atanmıştır. Akabinde Yusuf Efendi, bir komisyon tarafından “Sivas Merkez Vilayet Muallimliği” görevine tensik edilmiştir. (Gürbüz, İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivinde Sivas Başlığı Altında Bulunan Sicil Dosyaları, s.287-288.) Yusuf Efendi’ye ait dosyada hakkında verilen bilgilerden hareketle kendisinin bir meşihat görevini ifa ettiğini de öğrenmekteysek de hangi yola müntesip olduğu bilgisini tespit etme imkânımız bulunmamaktadır. (Gürbüz, İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivinde Sivas Başlığı Altında Bulunan Sicil Dosyaları, s.290.)
Netice olarak ifade etmemiz gerekirse bu makalede dile getirilen bilgilere göre ilk olarak Mustafa Takî Efendi’nin Yusuf Ziyaeddin adlı bir ağabeyinin olduğu ve Yussuf Ziyaeddin Efendi’nin Takî Efendi’den on iki-on üç yaş büyük olduğu verilerini elde ettiğimiz görülmektedir. Yine Yusuf Efendi’nin dedesinin isminin Abdullah olduğunu belirtmesinden hareketle Takî Efendi’nin dedesinin ismini de öğrenmiş olduk. Bu tespit, ilk defa bu çalışmayla gün yüzüne çıkmıştır. Bu makaledeki verilerle R.1326/M.1908 yılı itibariyle Takî Efendi’nin babası Selim Efendi’nin ve annesi Saniye Hanım’ın vefat etmiş oldukları sonucuna da ulaşmış olduk. Mustafa Takî Efendi’nin ağabeyi ve ailesine dair bu teknik bilgileri elde ettiğimiz çalışmamızda, Yusuf Ziyaeddin Efendi ve Mustafa Takî Efendi’nin hayat öykülerindeki bazı benzeşmeleri de tespit imkânımız olmuştur. Buna göre her iki isim de ilmî hassasiyeti olan bir ailede yetişmişler ve kaliteli eğitim süreçlerinden geçmişlerdir. İki kardeşin dile olan yatkınlıkları da gözden kaçmamaktadır. Yusuf Ziyaeddin Efendi’nin hayat öyküsünün ortaya çıkmasıyla M. Takî Efendi ile yaşantıların büyük ölçüde paralellik arz ettiği gerçeği de gün yüzüne çıkmıştır. Her ikisi de benzer okullarda muallimlik yapmışlar ve adliye teşkilatında kritik görevler üstlenmişlerdir. Son olarak ifade etmemiz gerekirse her iki isim de velûd yazar vasfına haiz kimselerdir. Ancak Yusuf Efendi, eserlerini neşretmeye imkân bulamamışken Takî Efendi bazı eserlerini neşre imkân bulmuştur. Yakın tarihimizin önemli simalarından olan Mustafa Takî Efendi üzerinde yapılacak daha derinlikli çalışmalarla ailesi ve hayat serüvenine dair yeni bilgilerin elde edileceği hissiyatımızı vurgulayarak çalışmamızı sonlandırmak istiyoruz.