Bir kitap, içinizdeki donmuş değerleri parçalayarak bir balta olmalıdır.(Franz Kafka)
Üzülerek belirtmek istiyorum ki; okuyan bir toplum değiliz.
Biraz daha edebî yaklaşacak olursak; okumanın tadına varan bir millet değiliz...
O güzellikten mahrum kalıyoruz maalesef...
Kime sorsam hep bir sıkıntısı, hep bir derdi var...
Bu konu hakkında biraz beyin jimnastiği yaptım ve şöyle bir sonuca vardım; okumuyoruz!
Mutsuz olmamızdaki tek etken kitaplardan uzak kalmamız...
Ünlü bir düşünür der ki; ´´Kitapları seviyor musunuz öyleyse hayatınız boyunca mutlu olacaksınız.´´
Ama biz okumadığımız sürece mutsuzluğa mahkûmuz...
Sadece bir ay boyunca dikkatinizi çeken bir kitabı yanınızdan ayırmayın. Tabiri caizse onunla yatıp kalkın.
Denemesi bedava
Bambaşka bir dünyaya geçtiğinizin farkında olacaksınız. Ve orada mutsuzluğa yer yok, inanın bana...
Okumanın bir diğer faydalarından bir tanesi ve en önemlisi; çocuklarımıza en güzel eğitimi veren bir ebeveyn olmamızı sağlamaktadır.
Şunu belirtmek istiyorum ki; biz çocuklarımıza gerekli eğitimi veremiyoruz. Neden?
Çünkü okumuyoruz... Çocuklarımızı anlamıyoruz...
Ben buradan tüm ebeveyn ve ebeveyn adaylarına sesleniyorum; çocukluklarınızın iyiliği için okuyun. Eğer çocuklarınız sizin için değerliyse okuyun. Onlar bizim geleceğimiz...
Yazımın başında Franz Kafka´nın sözünü söyledim.
Kıymetli okurlarım, şimdi elinize kâğıt kalem alın ve bu sözü yazın. Buzdolaplarımızın kapağına buzdolabı süsü yapıştıracağımıza hayatımızı değiştirecek, bizi adım adım mutluluğa götürecek böyle güzel sözleri yapıştıralım.
Bu söz okumanın içimizdeki kaybolmuş değerleri tekrar ortaya çıkaracağını söylüyor.
Benim öğrencilerime ve söyleşilerimde söylediğim bir sözümle yazımı bitirmek istiyorum; ´´Bizim kitap okumayı sevip sevmeme gibi bir lüksümüz yok, kitap okumak zorundayız...´´