USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

HAYATIMIZA GİREN HER İNSANIN BİR SEBEBİ VARDIR

08-03-2024

Yaşadığımız her durumun, tanıştığımız her insanın hayatımızda bir yeri ve önemi, yaşanan her olayın bir gerçekleşme nedeni mutlaka vardır. Bazen onlarla yaşadıklarımızdan biz bir ders çıkarırız, bazen bizimle karşılaşanlar bizimle yaşadıklarından bir hayat dersi alır kim bilir?

Yaşadıklarımızın hepsi kendimizi geliştirmek ve kendi yolumuza ışık tutmak içindir.

Hayatımıza bir kurs, bir seminer veya başka bir şekilde sadece bir süreliğine giren insanlar olabilir. Hayatımıza belli süreliğine giren bu insanlar bizi ruhumuzdaki kıvılcımı ateşleyecek kişi ya da kişiler olabilir. Hiçbir şey tesadüfen yaşanmaz; her durum, her insan ve her tecrübe bizi olmamız gereken yere götürür.

Bu konuyla ilgili aşağıda yer alan sivasekspres.com'daki yazımın okunması, sadece başlığına bakılıp beğeni yapılmaması dileğimle...

HAYATIMIZA GİREN HER İNSANIN BİR SEBEBİ VARDIR

Hayatta hiç bir karşılaşma tesadüf değildir. Hayatımıza giren her insan bize ya bir şey katar ya da bir ders almamıza vesile olur. Ayrıca her bir düşünüş, algılayış, kavrayış, davranış da öyle! Hiçbir şey tesadüf değil yani...

Allah kimseyi kimsenin karşısına sebepsiz çıkarmaz.  Herhangi bir kişi veya olayın karşınıza çıkması, Allah'ın izni ve tasarrufu gereği gerçekleşir. Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yaşananlar…her şeyin önceden belirlenmiş bir sebebi mutlaka vardır.

İyi ya da kötü olan her şey, gün boyu yaşadığımız en basit olay bile yaşanması gerektiği gibi gerçekleşir ve sonuçlanır.

Karşımıza çıkan her kim olursa olsun, sonucu ne olursa olsun, onlar doğru kişilerdir. Karşımıza çıkan, hayatımızda olan herkesin bir sebebi vardır ve bizi mutlaka bir yerden bir yere taşırlar ya da bize mutlaka bir şeyler öğretirler.

Yaşadığımız her günü bir nimet olarak görüp değerlendirebilir, başımıza gelen her şeyin aslında bir mucize olduğunu hissedersek bize ne büyük öğretileri olduğunu da o zaman kavrayabiliriz…

Bazı kimseler bir şekilde bizim hayatımızı değiştirir, biz de başkalarının hayatına etki ederiz. Her şeyin bir sebebi olduğunu, buradan kendimize en doğru dersi çıkarmamız gerektiğini hatırdan çıkarmamak gerekir.

Lao Tzu ‘nun şu sözünü bu ara daha çok derinlemesine düşünmek gerektiğine inanıyorum;  

“Tanrı size istediğiniz insanları değil, ihtiyacınız olan insanları verir.  Öyle ki bu insanlar size yardım edecek, sizi incitecek, size acı verecek, sizi sevecek ve olmanız gereken insan olabilmenizi sağlayacaktır.”

Bu düşünceyle yola çıktığımızda kaynaklara da baktığımızda karşımıza çıkan bazılarının Hint felsefesi, bazılarının da kader dediği öğreti karşımıza çıkabiliyor yine tesadüfen.

İşte size de farklı bir bakış açısı kazandıracağını umduğum ders ve mesajlarla dolu Hint felsefesinin altın kuralları:

 

İlk kural: Karşına çıkan kişiler her kimse, doğru kişilerdir. Bunun anlamı şudur; hayatımızda kimse tesadüfen karşımıza çıkmaz. Karşımıza çıkan, etrafımızda olan herkesin bir nedeni vardır, ya bizi bir yere götürürler ya da bize bir şey öğretirler.

 

İkinci kural: Yaşanmış olan her ne ise, sadece yaşanabilecek olandır. Hiçbir şey, hem de hiçbir şey yaşadığımız şeyi değiştiremez. Yaşadığımızın içindeki en önemsiz saydığımız ayrıntıyı bile değiştiremeyiz. “Şöyle yapsaydım, böyle olacaktı” gibi bir ifade yoktur. Hayır, ne yaşandıysa, yaşanması gereken, yaşanabilecek olandır, dersimizi alalım ve ilerleyelim diye! Her ne kadar zihnimiz ve egomuz bunu kabul etmek istemese de, hayatımızda karşılaştığımız her olay, mükemmeldir…

Üçüncü kural: İçinde başlangıç yapılan her an, doğru andır. Her şey doğru anda başlar, ne erken ne geç! Hayatımızda yeni bir şeyler olmasına hazırsak, o da başlamaya hazırdır.

Dördüncü kural: Bitmiş olan bir şey bitmiştir. Bu kadar basittir. Hayatımızda bir şey sona ererse, bu bizim gelişimimize hizmet eder. Bu yüzden serbest bırakmak, gitmesine izin vermek ve elde etmiş olduğumuz bu tecrübeyle ileriye doğru bakmak daha iyidir.

*

Herkesin hayatımızda bulunmasının mutlaka bir amacı, bir nedeni olduğu gerçeğini kabul ettiğimiz ve bununla yaşamayı öğrendiğimiz takdirde, hayatın bize verdiklerini, kazandırdıklarını daha kolay görebilir, farkında olabilir ve geleceğe emin adımlarla daha güçlü ilerleyebiliriz.

Bu yolda yaşadıklarımız bazen bizi incitecek, üzecek; karşılaştığımız kişiler veya olaylar bizi derinden etkileyecek derecede karşımıza çıkacak, bizi zorlayacak ve biz bütün bunları hak etmediğimizi düşüneceğiz belki de. Ancak yaşanılan her olayın bir anlamı, her olayın zamanının da doğru zaman olduğunu hiçbir zaman unutmamak gerekir. İyi ya da kötü hiç bir şey sebepsiz, değildir diye düşünüldüğünde kabul edilmesi ve mücadele edilmesi daha da kolaylaşacaktır. Bu nedenle hayatı verilen mesajları alarak değerlendirmek gerekir.

Egolarımızı sevgiyle bir tarafa bırakıp önümüze bakmayı öğrenmeliyiz, bir de geçmişte yaşananları yargılamayı bırakmayı…

Ataol Behramoğlu ifadesiyle “Hayat bize sunulmuş bir armağandır.”  Ayrıca hayatımızdaki her yeni gün özel bir hediyedir; kıymetini çok iyi bilmek gerekir… Kendimize iyi bakmalı, tüm kalbimizle sevmeli ve sonuna kadar da hayatın tadını çıkarmalıyız…

Hayat size hep kendi niyetinizdeki insanlarla karşılaştırsın. Hayat yolculuğunuzda hep ‘iyi ki hayatıma girmişsin’ dediğiniz, size mutluluk yaşatan insanların var olması dileğimle, sevgiyle, mutlulukla yaşayın…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?