USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İSLÂM BARIŞ, SEVGİ, HOŞGÖRÜ DİNİDİR

25-03-2024

Sevgi, insanın sevilen varlığa karşı içinde beslediği en temiz ve en saf duygu, hayatın manası, insanı yaşatan en önemli duygudur. Sevginin davranışa yansıyan hâli ise, güzel bakmak, güzel sözler söylemek, öncelik vermek, zamanı vb. paylaşmaktır.

İnsan, her şeye ve herkese karşı, her türlü menfaat düşüncesinden uzak, sırf Allah rızası için, samimi bir sevgi beslemelidir. Çünkü bütün ilahi dinlerin evrensel özü barış, sevgi ve hoşgörüdür. Özellikle İslâm dini, her zaman düşünce hürriyetini ve hoşgörüyü savunur. Çünkü İslâm kelimesinin bir anlamı da barıştır. İslâm barış dinidir ve barış da sevgi ile olur. Sevgi olmadan asla barış olmaz. İslâm dini birlik, beraberlik, kardeşlik, karşılıklı sevgi ve saygı dinidir.

Her türlü gerçek bilgiye ulaşmanın yegâne yolu da yolu sevme eylemi ile olur. Sevgi olmadan bilgi olmaz,  bilgi olmadan sevgi olmaz.  Birçok kaynağın aksine, bilgi ve sevgi paylaştıkça artar. Bilgi ve sevginin bu özelliğini iyi anlamak hayat kalitemizi artırmamıza da yardımcı olur.

Sevgi, insana kendini tanıma fırsatı verir; kendisini ve çevresini keşfetme imkânı sunar. Ayrıca insanın hayatına bir amaç katar, mutluluk verir, kendini değerli hissetmesini sağlar, hayatla bütünleştirir…

Ancak insanın kalbi servet, şan, şöhret, mevki, nüfus gibi geçici sevgilerle dolu olursa o insan bir gün gelir hayat yenik düşer ve belli şeyler için şerefini fedaya da mecbur kalabilir.

Bir toplumunda hâkim olan unsur sevgi ve saygı olmalıdır. Kin, nefret ve düşmanlık duygularına asla yer verilmemelidir. İnsan ruhunu olgunlaştıran sevgi, insanlardan ve diğer canlılardan hiçbir zaman esirgenmemelidir.

Kur'an'da tarif edilen İslâm son derece modern, aydınlık, ilerici bir yapıya sahiptir. Gerçek iman sahibi, her şeyden önce, barışçı, hoşgörülü, demokrat ruhlu, kültürlü, aydın, dürüst, sanattan ve bilimden anlayan, medeni bir kişilik yapısına da sahiptir.

2021'de yayınlanan Konda anketine göre nüfusunun 99,2’si İslâm dinine mensup insanların oluşturduğu Türkiye, dünyanın hemen her ülkesinde mevcut olduğu gibi birçok etnik ve dini azınlıkları bünyesinde barındırmaktadır. Bu azınlıklar kendi kültürel, dinsel ve dilsel kimliklerini, geleneklerini, örf ve adetlerini bulundukları bölgeler içinde koruyup sevgi, barış, hoşgörü anlayışına sahip İslâm dininin yaşandığı ülkemizde herhangi bir kısıtlama olmaksızın yaşayabilmektedirler.

Hayat sevgi üzerine kurulmalıdır. Çünkü gönüllere sevgi ile girilir. Gönüller sevgi ile kazanılır. En katı ve sert gönüller bile sevgi ile yumuşar, sevgi ile fethedilebilir. Sevginin açamayacağı hiçbir kapı yoktur.

Yaratılmış olan bütün bir mahlûkata karşı sevgi ve hoşgörü ile davranmak insanların en önemli görevlerindendir.

İnsandaki sevginin kaynağı mensup olduğu yüce İslâm Dinidir. Hiç şüphesiz insana bu yüce duyguyu bahşeden İslâm dini, “yaratılanı, yaratandan ötürü hoş gör ve sev” diyerek insanlara kinle, nefretle, düşmanlıkla değil, sevgi ile yaklaşılması gerekliliğini vurgulamaktadır.

Olgun bir insan olmanın ölçüsü, kendimiz için sevdiğimiz güzel şeyleri din kardeşlerimiz için de sevmek; kendimiz için sevmediğimiz şeyleri onlar için de sevmemektir.

 

Her toplumda zaman zaman oluşabilecek, öyle ya da böyle yaşanabilecek çekişmeler, sorunlar da sevgi ile sona erdirilebilir. İhtilaflar ayrılıklar, sevgiyle, hoşgörüyle son bulur. Sevgi büyüdükçe düşmanlıklar, ayrılıklar, küçülür. Sevgi azaldıkça bunlar büyür, bu nedenle sevgi her daim çoğaltılmalıdır.

Özellikle son yıllarda dünya gündeminde olan ve adına "İslami terör" denen barbarlık, aymazlık Kur'an ahlâkından tamamen uzak, cahil ve bağnaz insanların, dinle gerçekte hiç bir ilgisi olmayan canilerin eseridir.

İşledikleri vahşetleri İslâm düşüncesi altında sürdürmeye çalışan kişi ve gruplara karşı uygulanacak kültürel çözüm ise gerçek İslâm ahlâkının insanlara öğretilmesidir.

Çünkü dünyaya sevgi, barış, huzur, mutluluk ve adalet getirecek güzel erdemler, İslâm'ın insanlara öğütlediği ahlâk özellikleridir. Kur'an-ı Kerim’in öğrettiği güzel ahlâkla yetişen bir insan, herkese İslam'ın öngördüğü sevgiyle yaklaşır; her türlü fikre karşı saygılı olur; estetiğe ve sanata değer verir, olaylar karşısında her zaman uzlaştırıcı, aşırılıktan uzak, ılımlı ve dengeli, kucaklayıcı, ölçülü, davranışlar sergiler.

Sevgiden nasibi olmayan insanlar bu dünyada mutlu ve huzurlu olamayacakları gibi, öbür dünyada da mutlu olamayacaklardır.

Yunus Emre kötülüklerden  uzak olmanın önemini ne güzel dile getiriyor.

 

Dünyaya gelen geçer,

Bir bir şerbetin içer

Bu bir köprüdür geçer,

Cahiller onu bilmez

 

Gelin tanış olalım,

İşin kolayın tutalım

Sevelim sevilelim,

Dünya kimseye kalmaz

Kur'an-ı Kerim İslâm toplumundan şöyle söz eder:  "Siz, insanların iyiliği için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz; iyiliği emreder, kötülükten meneder ve Allah'a inanırsınız..." (Âl-i İmran, 3/110) Evet, gerçek inanç sahibi insanlar barıştan, sevgiden,  hoşgörüden yana bir hayat sürer ve kimseyi bilerek, isteyerek incitmezler.

Sevme Sanatı adlı eserinde Erich Fromm “Haset, kıskançlık, hırs, her çeşit açlık, bunların tümü tutkudur. Sevme ise zorlama olmadan, sadece özgür olunduğunda yaşanabilen, insan gücünü somutlayan bir eylemdir.” diyerek nasıl sevmemiz gerektiğini öğrenmemiz konusunda yol gösteriyor. Çünkü sevgi olmadan insanlık varolamaz.

Hayat boyu sevgiyi içimize yerleştirmeye ve çevremize yaymaya çalışalım.

Tüm insanların huzur, adalet, güvenlik, bolluk, bereket, hoşgörü, barış ve sevgi dolu bir dünyada yaşaması dileğimle…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?