2005 yılında kurulan Sivas Kent Konseyi, kurulduğu tarihten itibaren Sivas’ta etkin bir görüntü çizememekle birlikte dönem dönem de eleştirilerin odağında oldu. Kent Konseyi, son gelen yönetimle birlikte bir kez daha Sivas’ın gündemine girdi.
Yapılan logo değişikliği tartışmaları alevlendirdi, yine konuşması gerekenler sustu, susması gerekenler konuştu. Pek çok kesimden farklı farklı eleştiriler logo değişikliğiyle ilgili. Daha öncede bir logo krizi yaşanmış ve Sivas Belediyesi’nin müdahalesiyle tartışmalar sona ermişti.
Her şeyden önce Kent Konseyi kavramını biraz açmak gerekir. Kent Konseyi yönetmeliğinde konseylerin çalışma alanları, faaliyetleri, kimlerden oluşacağı açık bir şekilde madde madde belirtilmiş. Sivas Kent Konseyi zaten en başta bu şartları taşımadan oluşturulmuş bir organ durumunda. Yani kent konseyi kendi yönetmelik ve mevzuatına aykırı bir şekilde oluşturuldu. Kent Konseyi üyesi olması gerekenler yönetmelikte açık açık belirtilmişken bu şartlara uygun kişiler yönetime dahil edilmedi hiçbir zaman.
Kent Konseyi yönetmeliğinde çok önemli bir nokta var. Yönetmeliğin 1. Maddesinde “… hesap sorma ve hesap verme…” gibi çok kritik bir ifade yer alıyor. Sivas Kent Konseyi şimdiye kadar Sivas’ta olup biten hangi yanlış karşısında irade gösterdi ya da ses çıkarttı merak konusu. Benim hatırladığım geçmiş yıllarda Eski Tekel Binasının yıkılarak yerine kütüphane inşa edileceği zaman dönemin Kent Konseyi Başkanı Mustafa Hasde’nin itirazları olmuştu. Onun dışında da Kent Konseyinin Sivas’ta göstermelik birkaç organizasyon dışında ismi cismi geçmedi.
Yine yönetmelikte yer alan 6. maddenin c fıkrasındaki “Kentin kimliğine ilişkin tarihi, kültürel, doğal ve benzeri değerlere sahip çıkmak ve geliştirmek” ifadesi de önem arz ediyor. Sivas Belediyesi bünyesinde oluşturulan Kent Konseyi mesela belediyenin Sivas tarihine ve kültürüne verdiği zararlar karşısında hesap sorabilecek ya da tepki gösterebilecek mi? Örneğin Sami Aydın döneminde başlatılan ve Sivas’ın tarihi kent dokusunu yaşatıyoruz dedikleri Kale Projesindeki yanlışlara dur diyebilecek mi?
Tekrar logo konusuna dönelim. Kentin tamamını kapsayacak bir oluşum olan Kent Konseyinin logosu da daha kapsayıcı olmalı. Belli bir döneme, belli bir tarihe, belli bir gruba atıfta bulunmamalı. Sivas’ın tarihi, kuruluşu, gelişimi ve geldiği nokta ortadayken Kent Konseyini ideolojilerden uzak tutmak gerek. Ahmet Necip Günaydın Cumhuriyet Tarihiyle ilgili çalışmalar yapmış önemli bir tarihçi olabilir. Sivas’ta hiç şüphesiz Milli Mücadelenin önemli mihenk taşlarından biri. Ancak Sivas bir bütün. Sivas onlarca medeniyete ev sahipliği yapmış, kesintisiz bir medeniyetler varlığını sürdüren bir şehir. Sivas bir Selçuklu şehri, Sivas bir Osmanlı şehri, Sivas bir Cumhuriyet şehri. Daha da ötesi Sivas bir Türk şehri. Bu bakımdan kapsayıcı olması beklenen Kent Konseyinin bir ideolojik fikirden ziyade kent kültürü üzerine şekillendirilmesi lazım. Bana kalırsa Kent Konseyinin logosu Kongre Binası da 108 Gün Anıtı da olmamalı. Sivas’ı temsil edebilecek yüzlerce tarihi ve kültürel imge var. Teknoloji çağındayız, grafik tasarım konusunda oldukça başarılı çalışmalar yapan tonla adam var. Sivas’ı bütünüyle ele alacak bir logo tasarlatmak çok da zor olmasa gerek.
Bir diğer önemli hususta Sivas Kent Konseyinin işlevsiz oluşunun bilimsel çalışmalara konu olması. Ahmet Güven ve Aslıhan Çiçek tarafından Türk İdare Dergisi’nde kaleme alınan “Teori ve Uygulamanın Paradoksu: Sivas Kent Konseyi Örneği” başlıklı makale, Sivas Kent Konseyinin kurulduğu günden bugüne kadar yaptığı çalışmaları ele alarak Türkiye’deki birçok kent konseyi gibi Sivas Kent Konseyi’nde de teori ve uygulamada bazı farklılıklar bulunduğunu ortaya koyuyor.
Son olarak bir parantez daha açmam gerekecek. Kent Konseyinin yeni yönetiminde yer alan çok önemli isimler olmakla birlikte çok gereksiz isimler de var. Mesela Sivas Şehir Kültürü Yayma ve Yaşatma Derneği Başkanı Ahat Türkmenoğlu’nun bu oluşum içinde olması çok göze batıyor. Kendi derneğinde tel tel çekmekten başka bir icraatı bulunmayan, Sivas kültürünü yaymak ve yaşatmak adına zerre katkısı olmayan bir ismin Kent Konseyinde bulunması yukarıdaki makalede anlatılanları da özetler nitelikte.
Ziya Soybayraktar 5 ay önce