Ülkemizde aile yapısındaki değişmeleri ve modernleşmeleri çatışmacı bakış acısıyla değil işlevselci olarak değerlendirmeliyiz. Çatışma yeni bir bilgi oluşturmasından dolayı besleyicidir ve geliştiricidir. Ailedeki değişmeler her dönem vardı, geleneksel ve ilerici olanlar çatışmaya devam etmektedir. Çatışmadan kasıt kavga, şiddet değildir, tez anti tez olgusundaki gibi sentezleyici olduğu taktirde geliştiricidir. Bu gelişimi gerici değil ilerici; köylü değil kentli perspektifle sağlayabiliriz. Her yeni kuşak farklı vizyona sahiptir. Gelişmelere açık olmanın yolu ise emek sarf etmektir.
Yaşadığımız hayat şahsımızın iradesiyle inşa edilmektedir. Bu nedenledir ki, insan için ancak çalıştığının karşılığı vardır. Gelişmeye ve ilerlemeye açık bireylerin görüşlerine açık olmak gerekmektedir. Eğer ilericiyseniz sizi sizden daha ileri olanlar geliştirecekken geride olanlar aşağıya çekecektir. Hayaller ve hedefler uğruna çekilen bütün çileler kutsaldır. Bu yolda harcanan emek kişinin şahsına ait olduğu gibi kazanılan ekmek de emekçinin şahsına aittir. Emeklerimizin ekmeği şahsımızındır!
Herkes sarf ettiği emek kadar ekmeğinin lokmalarını yer. Kimse kimseyle yarış halinde değil, kimseden daha zeki, kimseden daha yakışıklı veya güzel değildir. Kimseden daha iyi olmak gibi bir gayemiz yok; hiç kimseyle yarış halinde olmamanın verdiği özgürlük hiçbir şeyle değişilmez.
Günümüzde aileler ifadesiyle başlayıp süregelen mevcut ve olağan değişimleri yadırgayıp kadın üzerinden tahakküm sergilemeye çalışan pek çok gerici görüşle karşılaşmaktayım. Bu konuda yapılan tespitler doğru olabilir belki ancak yaklaşımlar eksik ve yanlış olduğu takdirde toplumsal dirençle karşılaşma ihtimaliniz mevut. Bu noktada ataerkil yaklaşımlar, sonuçlarının erkeklerin aleyhine olmasından dolayı aile yapısındaki değişimlerden rahatsız olmaktadır. Fakat kimse kadının yoksullaşmasını, eğitim hakkının elinden alınmasını, çocuğun bakımında yeterli besine ulaşamamasını ele almamaktadır.
Sahi, neden politika yapıcılar yüzeysel konularla ömrünü heba ediyor? Hiç mi endişeleri yok, reklam yapmanın ötesinde ciddi projelere adım atılmıyor? Ülkedeki mevcut problemleri salt politika ile çözemeyiz, önemli bir kalkınma planına ihtiyacımız var. Bunu aklı başında insanlarla başarabiliriz, onları kendimizden uzaklaştırarak değil…
Kalkınmanın şifreleri bu yollardan geçiyor olsa gerek, saygılarımla.