Niyet, en kısa ifadesiyle iç yönelişi demektir; hareketlerin temelinde yatan plân ve projedir. Allah katında dış görüntü hiç önemli değildir; kalplerdeki yönelişler değerlidir.Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Herkes şakilesi uyarınca amel eder.”(İsrâ,84)
Hasan-ı Basrî, bu ayette geçen “şakile” kelimesinin “niyet” anlamına geldiğini ve buna göre amelin sıhhatinin niyete bağlı olduğunu belirtmiştir.
Nitekim rivayete göre Peygamber Efendimiz de şöyle buyurmuştur: “Müminin niyeti amelinden daha hayırlıdır.”
Bazı hadis bilginleri, yukarıdaki hadisin gerekçesini açıklarken, “Çünkİ, insan bazen amele dönüşmeyen iyi niyetinden dolayı sevâp kazanır; ama hiçbir zaman niyetsiz amelden dolayı sevâp kazanamaz” diyorlar. Başka hadis bilginleri de: “Müminin niyetinin amelinden üstün olması şu yüzdendir: Niyet kalbin amelidir ve kalp marifet kaynağıdır. Marifetten kaynaklanan amel de tabii ki, diğer amellerden üstün olur” diyorlar. (Ebûl-Leys Semerkandî, Sohbetler,s.446)
“Niyet Hadisi” diye meşhur olan bir hadisi şerifin vûrûd sebebi olan olay niyetin ne kadar önem taşıdığına ışık tutmaktadır: Adamın biri, Ummu Kays adındaki bir kadınla evlenmek ister. Kadın, Medine’ye göç etmesi halinde kendisiyle evlenebileceğini söyler. Adam da hicret eden Müslümanlarla beraber Medine’ye göç eder. Durumu öğrenen Müslüman muhacirler, bu adamla kendileri arasında amel bakımından fark olup olmadığını merak ederler ve Sevgili Peygamberimize sorarlar. Efendimiz de: “amellerin değer ölçüsü, niyetlerdir…” buyurarak işin farkını ve temel prensibini açıklar. Müslümanlar, sözünü ettiğimiz adama, zaman zaman, “Ummu Kays’ın muhaciri” diye takılmışlardır.(İsmail Lütfi Çakan, İyi Müslüman, s.15)