Temel Karamollaoğlu ülkemizin tecrübeli siyasetçilerinden biri. Sivas Belediye Başkanlığı, Sivas Milletvekilliği yaptı. Şimdi de Saadet Partisi´nin Genel Başkanı. İlimize de ülkemize de kattıkları ve yaptıkları var. Temel Bey kendini iyi yetiştirmiş bir siyasetçi. Kömürden bilgisayara kadar her konuda bilgisi mevcut. Siyaseti bilir, dünyayı bilir, ekonomiyi bilir, ülkemizi ayrıca iyi bilir.
Temel Bey, eğer 2 Temmuz talihsizliğini yaşamasa büyük ihtimalle Erbakan´dan sonra Fazilet Partisi´nin Genel Başkanı olur ve onun genel başkan olması ile birlikte günümüzdeki AK Parti´de ortaya çıkmayabilirdi. Ancak bugün yere göğe sığdıramayanlar 90´lı yıllarda Temel Bey´i 2 Temmuz´un faili olarak gördüğü için o fırsatı kaçırdı.
Şimdi diyeceksiniz ki, Temel Bey bu kadar donanımlı, bu kadar bilge ise üstüne üstlük bir de rahmetli Necmettin Erbakan´ın tedris-i rahlesinden geçtiyse, son yıllarda ortaya koyduğu duruşu nasıl izah edeceğiz? Bu haklı bir soru olur. Örneğin, Temel Bey hükümetin PKK destekçisi HDP´li Belediye başkanlarını görevden almasına karşı çıktı. "Mahkeme kararı olmadan görevden almak demokrasi suçudur" dedi. Buna katılmam tabi ki mümkün değil.
Temel Bey´in Millet ittifakının içinde yer almasının da kayyumlara karşı duruşunun da elbette bir sebebi var. Oda özgül mecburiyet. Hani kendisi, ?Bizim özgül ağırlığımız büyük? diyor ya!.. Bence Temel Bey´in özgül mecburiyeti daha da büyük. Eğer Saadet Partisi 24 Haziran seçimlerinde Millet İttifakı´nın değil de Cumhur İttifakı´nın içinde yer alsaydı, bugün Saadet diye bir parti kalmamış olurdu. Taban zaten yok oldu, yok olacaktı. Kendine yakın Ak Parti gibi büyük bir kütle ile yan yana gelmek Saadet´i yok edecekti. Temel Bey bunu gördü. Beraber yola çıktığı Oğuzhan Asiltürk, Şevket Kazan, Mustafa Kamalak, Recai Kutan gibi isimler var olduğu sürece bunu yapması imkânsızdı; O da yapmadı. Partisini korumak için mecburen karşı cenahta saf tuttu.
Şimdi de bu tercihini sürdürüyor. Çünkü biliyor ki, Ak Parti ile ittifak yapmak zaten güçlükle ayakta duran Saadet Partisi´nin sonu olacak. Bir süre sonra elde kalan az sayıdaki seçmen ?Aynı politikaları savunuyorsak iki partiye ne gerek var?? demeye başlayacak. Bu sebeple direniyor. Bu sebeple yaptıkları görüşmede Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın, "Aslında biz sizinle yakın çalışmalıyız" sözlerine olumlu cevap veremiyor.
Bu tespitler üzerine şu da denebilir; Ak Parti ile ittifak yapmayan sürekli CHP, HDP bloğunda kalan bir Saadet Partisi nereye kadar ayakta kalabilir? Günümüz şartlarında bunun da çok uzun sürmeyeceği ortada. Ancak dedim ya, Temel Bey çok tecrübeli bir siyasetçi. Bunu da gördüğü için son zamanlarda ortaya çıkan konjonktürden biraz olsun yelkenlerini doldurmaya çalışıyor. Ak Parti´den ayrılarak parti kurma hazırlığında olan Gül-Babacan ikilisi ve Davutoğlu ile görüşüyor. Onlara diyor ki, "Yuva burası. Sıfırdan parti kurmak, onu ülke genelinde teşkilatlandırıp ayakta tutmak kolay değil. Hazır kurulmuş bir parti var. Gelin Saadet´in gücüne güç katın, gelin Ak Parti´ye karşı birlikte mücadele edelim."
Şimdilik bu çağrı karşılık bulmuş değil. Eğer bu görüşmelerden istediğini elde ederse rahat bir nefes alacak. O zaman Millet İttifakı´na ihtiyacı kalmayacak. Daha özgül politika üretip üçüncü cepheyi açacak. Yok eğer iki isimde kendi partisini kurarsa Temel Bey´in işi biraz daha zorlaşacak. Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal konumuna gelecek. Millet İttifakı´nın içinde ?özgül ağırlık - maymuncuk´ söylemi ile ayakta kalma çabası seçmenden sert tokat yiyebilir. Cumhur İttifakı´na katılsa iki yıldır ortaya koyduğu söylemler çöp olacağı için bir süre sonra partinin kapısına kilit vurmak zorunda kalabilir. Temel Bey´i bu kadar zora sokan işte bu özgül mecburiyeti...
İSTANBUL
Temel Karamollaoğlu´nu bu kadar yazmışken, İstanbul´da yaşananlarla ilgili bir şeyler söylememek olmaz. İstanbul´daki Sivas günlerinde Temel Bey bir grup tarafından konuşturulmadı. Sahneye yüründü, kürsüden indirildi. Bu konu tam bir rezalet. Büyük bir bağnazlık, hazımsızlık ve cehalet... Temel Bey´in fikirlerini beğenmeyebilirsiniz ama saygı durmak zorundasınız. Dinlemeyebilirsiniz ama üstüne yürüyemezsiniz. Eğer orada gerçekleştirilen faaliyet Sivas adına ise Temel Bey oradaki herkes kadar Sivaslıdır. Yapılan yanlış olmuştur?