Cenab-ı Allah’ın biz insanlar için yarattığı nimetleri saymak mümkün değildir. Bu eşşiz ve sayısız nimetleri O’nun rızası doğrultusunda kullanmak; nankörlük etmemek, ısraf etmemek ve muhtaç olanlarla paylaşmak mümin olmanın ve takva bilincine sahip bulunmanın ılk şartıdır. Nitekim Cenab-ı Allah: “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe erişemezsiniz. Ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir” buyurmaktadır(Âl-i İmrân,3/92)
Hiç şüphesiz yaşadığımız sürece Hak Tealâ’nın bize bahşedip verdiği nimetleri sadece kendimiz için harcayıp tüketmek yerine, toplumun faydası için de kullanma erdemini göstermemiz de son derecede önemlidir. Çünkü bu davranış, geçici dünya nimetlerini, ebedi hayatı kazanmak için bir vesile kılmak olacaktır. Hz. Peygamber Efendimizin şu hadisi buna işaret etmektedir: “İnsan ölünce üç şey dışında ameli kesilir. ‘Sadaka-i cariye yani faydası kesintisiz devam eden hayır, kendisinden faydalanılan ilim ve kendisine dua eden hayırlı evlat!” (Müslim,Vasiyye,14.) Faydası kesintisiz olarak devam eden sadaka-i cariyelere örnek vermek gerekirse, ecdadımızın çokca yaptırdıkları camiler, mescitler, çeşmeler, hastaneler, kütüphaneler, okullar, köprüler, parklar, bu gibi hayır yerlerinin bakım ve onarımları; iyileştirilmeleri sayılabilir.
Sadaka-i cariyeler yaptırmak ve insanlığa faydalı ilim üretmek ve bunu yaymak-yayınlamak; iyiliğimizin, infakımızın ve yardımlarımızın kalıcı olmasını, bizler öldükten sonra da sevaplarının sürekli hale gelmesini sağlamaktır. Cenab-ı Hakk kabul buyursun inşallah