Bugünlerde insanlar arasında ?Bizim atalarımız kimdir, soyumuz hangi tarihe kadar gidiyor, köyümüz / mahallemiz ne zaman kuruldu, köyümüzün eski adı neymiş, lakabımız nedir??, soruları sıkça sorulmakta.
Geçmiş´e olan merak popülerliğini korumakta. Tarih; tarihi yaşayan ve yazanlarca tarih boyunca merak edilmiştir.
Geçmişimizi unutmamak, geleceğe daha sıkı tutunmak için ön şart olsa gerek.
Tarih´te yaşanan savaşlar, barışlar, göçler, fetihler, zafer ya da yenilgiler?sürekli merakla okunmuş ya da dinlenilmiştir.
Günümüze yaklaşıldıkça siyasi tarihin cezbediciliği azalmış; sosyal tarih, daha özelde şehircilik tarihi önem kazanmıştır.
Bu noktada Sivas´ın kadim bir şehir olduğu inkâr edilemez.
Tarih öncesi çağlardan itibaren birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Anadolu kapılarının Türkler´e açıldığı 11. Yüzyıldan itibaren Danişmentliler, Anadolu Selçuklu Devleti, Eratna Beyliği, Kadı Burhaneddin Devleti Sivas coğrafyasında hüküm süren önemli beyliklerdir.
11. yüzyıl ile 14. Yüzyılın sonuna kadar devam eden bu süreçte İlhanlı (Moğol) hâkimiyetini de unutmamak gerekir.
15. yüzyılın başından itibaren Osmanlı hakimiyetine giren Sivas; hem beylikler döneminde hemde Osmanlı döneminde Anadolu´nun önemli bir ?eyalet?i olmuştur.
Diğer taraftan Milli Mücadele yıllarında Sivas´ın 108 gün Milli Mücadeleye başkentlik yaptığı hakikati gurur vesilelerimizdendir.
***
Yazımızın başlığına sadık kalarak bu konu hakkında fazla tafsilata girmek istemiyoruz. Bu meyanda Sivas üzerine yapılmış binlerce akademik çalışmanın olduğu bir vakıadır.
İnsanın tarihe olan merakının bir tezahürü olarak günümüze yaklaşıldıkça ?tarih? ilminde bir evrilme husule gelmiş ve kişi, artık kendi tarihini / geçmişini merak eder olmuştur.
Kişi, kendi şehrine olan merakından yola çıkarak doğduğu köy ya da mahalleyi merak eder olmuştur. Buna mukabil Nüfus Genel Müdürlüğünün birkaç yıl önce vatandaşın ?Alt-Üst Soy Ağacı?nı yayınlaması bu merakı biraz daha artırmıştır.
Bu tarz suallerin sorulması oldukça ehemmiyetlidir. Zira bu düşünce, ?Tarihle bağımızı koparmamak? adına atılmış kıymete değer bir teşebbüs olarak addetmek icap eder.
Yazımızın girişinde ifade ettiğimiz sorulara cevap bulma adına yapılacak araştırmada başvurulabilecek kaynakların mevcudiyeti, bu sualleri karşılayacaktır.
Bizim gibi meraklı ve istekli araştırmacılara yardımcı olmak ve zihinlerde temaşa eden suallere cevap vermek, araştırmak isteyip de yol bulamayan heveslilere bir nebze olsun ışık tutmak amacıyla bu yazımızda; ?Soy araştırması / şecere oluşturma? taliplilerine rehber olmak gayesiyle bazı kaynakları sıralamaya ve bu kaynaklar hakkında kısa kısa malumatlar vermeye çalışacağız.
Bir sonraki yazımızda görüşmek dileğiyle?
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?